Avrupa ülkelerinde milliyetçilik istikrarlı biçimde yükseliyor..
2022 yılından bu yana İtalya, Fransa, Almanya, Avusturya gibi Avrupa Birliği ülkelerinde milliyetçilik yükselişini sürdürüyor.
İtalya’da Başbakan Giorgia Meloni’nin partisi İtalya’nın Kardeşleri (FdI), Frasa’da Marine Le Pen’in Ulusal Birlik (RN), Almanya’da Alice Weidel ve Tino Chupalla’nin liderliğindeki Almanya İçin Alternatif Partisi (AfD) girdikleri Avrupa Parlamentosu ve ülkelerindeki seçimlerden zaferle çıkıyor, milliyetçilik bayrağının gururla yükseltiyorlar..
Son olarak Almanya’da 1 Eylül günü yapılan eyalet seçimlerinde millliyetçi partiler Almanya İçin Alternatif Partisi (Afd) ve Sahra Wagenknecht Birliği (BSW), büyük başarılar elde ederek, merkez ve Avrupa Birlikçileri partilere ağır yenilgi tattırdılar.
On yıl önce kurulan ve kurulduğu andan itibaren Alman milliyetçiliğinin yeni adresi olan Almanya İçin Birlik Partisi (AfD) Thüringen eyaletinde yüzde 32,8’le birinci, Saksonya’da yüzde 30,6 oranıyla ikinciliği elde etti.
Bu yıl 8 Ocak’ta kurulan sekiz aylık geçmişi olan ve ilk kez eyalet seçimlerine katılan Sahra Wagenknecht Birliği (BSW), Thüringen’de yüzde 16, Saksonya’da yüzde 12 oy alarak üçüncü parti oldu.
Almanya’da halkın rağbet ettiği iki parti de milliyetçi.
Almanya İçin Alternatif Partisi (AfD) zaten hepimizin bildiği gibi Alman milliyetçiliğinin merkezi konumunda. Avrupa Birliği’ne ve Alman hükümeti ile AB’nin göçmen politikalarına karşı..
Küresel emperyalizmin plandemi oyununa ve Alman hükümetinin plandemi kapsamında aldığı önlemlerle de şiddetli karşı çıkmıştı.
Bugün de küresel emperyalizmin iklim değişikliği ve karbon ayak izi yalanına da en sert biçimde karşı.
Göçmen kabulüne şiddetle karşı çıkıyor..
Alman hükümetinin cinsiyet eşitliği uygulamalarını da tanımıyor..
Sahra Wagenknecht Birliği (BSW) milliyetçi ama sosyalist bir parti. AfD gibi Avrupa Birliği’ne karşı..
Almanya’ya göçün önemli ölçüde yasaklanmasını istiyor..
Her iki partide, gerek Alanya’nın gerek AB’nin Ukrayna’da sağladığı desteğe de karşı çıkıyorlar..
Görüldüğü üzere milliyet parti ile milliyetçi sol parti bir çok konuda benzer düşünüyorlar, benzer çözüm yollarının öneriyorlar..
AfD ve BSW’ye yaklaşan eski partilerden sadece Almanya Hıristiyan Demokratlar Birliği (CDU) oldu. CDU’nun bazı eyalet başkanlarının Merkel’in tutarlı çizgisini ve Rusya politikasını yeniden dillendirmeleri sayesinde oy oranın koruyabildi ve Saksonya’da yüzde 31,5 oyla birinciliğe yükseldi.
Yani, CDU’da milliyetçi söylemlerle kazanan partiler arasında yerinin aldı.
Sosyal Demokrat Parti (SPD), Yeşiller ve Hür Demokrat Parti (FDP)’den oluşan koalisyon hükümeti ortaklarının eyalet seçimlerinde toplam oyları yüzde 10’da kaldı.
Alman halkı, iklim değişikliği, LGBT dayatması, kendi geleceğini belirleme hakkı gibi yapay gündemleri hükümet politikası haline getiren SPD, Yeşilller ve FDP’ye kırmızı kart gösterdi.
Üçlü koalisyon iklim değişikliği, cinsiyet eşitliği gündem olarak kabul ederken, Alman halkının gerçek gündemi ise Ukrayna’ya silah sevkiyatlarına son vermek, Almanya topraklarında savaş komuta merkezinin yapılmasını durdurmak, Avrupa Birliği’ne ve yanlış politikalarına karşı çıkmak, ABD ve NATO’nun Rusya karşıtı politikalarına alet olmamak, Rusya ile yakınlaşıp yeniden doğalgaz temin etmek, Almanya’da her alanı etkileyen hayat pahalılığını ve yasa dışı göç dalgalarının durdurulmasıydı..
Alman halkı, gerçek gündemi öne çıkaran AfD ve BSW’ye, yani liberal, AB’ci ve NATO’cu politikalara değil milliyetçiliğe yöneldi.
Avrupa ülkelerinde milliyetçilik ve milliyetçi partiler yükselirken Türkiye’de milliyetçilik aynı performansı göstermekten çok uzak..
Türkiye’de milliyetçi bir dalga ya da yükselişten bahsetmek olası değil..
Türkiye’deki milliyetçi partiler, Almanya’daki milliyetçi partilerle taban tabana zıt performans içindeler.
Bu durumun nedeni Almanya ile birebir aynı aslında..
Türkiye’de milliyetçi partileri ya da milliyetçi olduğu algısını yaratmaya çalışan partiler, Almanya’daki –ve İtalya ve Fransa’daki- milliyetçi ve milliyetçi sol partilerin savunduğu politikalar yerine, koalisyon partilerinin politikalarının kopyalarını izlediler..
SPD, Yeşiller ve FDP gibi iklim değişikliği, toplumsal cinsiyet eşitliği, Avrupa Birliği ve ABD politikalarını destekleme siyasetinin ana gündemleri yaptılar..
Oysa, Türk halkının da Alman halkı gibi ana gündemi, iklim değişikliği yalanına karşı çıkmak, Rusya – Ukrayna savaşında Ukrayna’yı desteğe son verilmesi, Türkiye topraklarında ABD/NATO üslerinin kapatılması, Avrupa Birliği’ne karşı olmak, ABD ve NATO’nun Rusya’ya karşıtı politikalarına alet olmamak, artık toplumu tamamıyla yoksulluğa mahkum eden hayat pahalılığı ve enflasyonu durdurmak, göçleri durdurmak ve ondört milyonu bulan sığınmacıları ülkelerine gönderilmesi, Ortadoğu’da uygulanan politikalara son verilmesi, sahte pandemide insanları vücutlarına zerk ettirmeye, maske ve sokağa çıkma yasaklarının dayatanların yargılanması, kadına şiddet, hayvan katliamlarının durdurulması, arapça eğitiminin yaygınlaştırılmasından vazgeçilmesi, tüm okulların imam hatip okullarına dönüştürülmesi sorunu, ÇEDES gibi eğitimin bilimden uzaklaştıran uygulamalara son verilmesidir.
Milliyetçi ve milliyetçi sol partiler halkın ve ülkenin gerçek gündemi yerine emperyalist politikalar savunma, sığınmacılara sahip, hükümetin eğitimdeki dinsel eğitimi artırma, Ukrayna ve Filistin’deki politikalarını desteklediler..
Halk da, gerçek gündem yerine yapay gündemlerin peşine takılan partileri tıpkı Almanya’da olduğu gibi cezalandırdı.
Milliyetçi partilerden Zafer Partisi, sığınmacılarla ilgili politikası nedeniyle toplumda sempati kazandırmasına karşın, sığınmacı politikasının, halkın hassas olduğu diğer konulardaki söylemleriyle destekleyemediği için beklenen oyu alamadı.
Bu nedenle, Türkiye’deki milliyetçi partiler olarak bilinen/ tanımlanan MHP, İP, Zafer ve BBP, milliyetçi sol parti olarak tanımlayabileceğimiz Vatan Partisi 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde hezimete uğradılar.
Türkiye’deki milliyetçi partiler, Almanya’daki milliyetçi partilerle benze ya da paralel politikalar izlemedikleri sürece, AfD, BWS, FdI, RN’nin başarılarını yakalayamayacaklar, milliyetçi bir dalga yaratamayacaklardır.
Dolayısıyla Türkiye’de milliyetçiliğin yükselmesinden bahsedilemeyecektir.
Tür milliyetçisi partilerin Amerika’yı yeniden keşfetmelerine gerek yok..
Avrupadaki milliyetçi partileri takip etsinler yeter!..