Çukurova Belediye Başkanı Soner Çetin, Karslılar Mahallesindeki park açılışında yaptığı konuşma dikkatimi çekti… Kendisini Türkiye'nin en başarılı belediye başkanı ilan etmeyi de ihmal etmeyen Soner Çetin, vatandaşlara, "Bizler yerel ve genel yöneticiler halkın efendisi değil, halkın hizmetkarı olmaya geldik” diye seslenmiş.. Türkiye'nin en başarılı belediye başkanı, eski bir başkandan kopya çekmiş..
Ama, kopya çektiğini ahaliye açıklamamış.. "Halkın efendisi değil hizmetkarı olmaya geldik" sözü AK Partili Seyhan eski Belediye Başkanı Prof. Dr. Azim Öztürk'e ait.. Öztürk bu sözü, sonraları daha da kısaltmış "Seyhanlı efendi biz hizmetkarız" vecizesine çevirmişti.. Bu vecizelerle de Seyhan'ın dört bir yanını süslemişti..
Çöp araçlarında bile bu vecize, altında da patent sahibi olarak Azim Hoca'nın imzası vardı.. Lakin, durum tam vecizedeki gibimiydi derseniz; değildi elbet.. Seyhanlı hizmetkar, Azim Hoca efendi olmaya devam etmişlerdi.. Sonunda, seçimde vecizenin sözde kalması halk fena halde cezalandırmıştı..
İşte, o patenti Azim Hoca'ya ait vecizeyi şimdilerde Çukurova'nın CHP'li Belediye Başkanı Soner Çetin kullanıyor.. Her ne hikmetse, Azim Hoca'dan kopya çektiğini söylemiyor.. Halbuki, "Azim Hocamızın söylediği gibi" dese hiç de fena olmazdı!
Başkan, o sözün Azim Hoca'ya hayırlı gelmediğini, koltuğundan ettiğini de kopya çekerken unutma bence….
Seçim kaybetmiş siyasetçiden destek beklemek!
Şu siyaset tutkusu, koltuk hırsı ne menem bir şey ki, pençesine aldığı insanları kendine faydası olmayan insanlardan medet umar hale getiriyor.. Kendi bölgesinde seçim kazanamamış siyasetçilere umut bağlatıyor..
Bunun bir örneği uzun zamandır Adana'da yaşıyoruz.. Genç bir siyasetçei kardeşimiz var, adı Şehmuz Uçar..
MHP'den Seyhan Belediye Başkan adaylığı için çok öncesinden kolları sovadı.. Tanrı emeklerini karşılıksız bırakmasın.. Adaylık uğruna, hatırladığım kadarıyla, belediye meclis üyeliği, Büyükşehir Belediyespor yöneticiliğin filan bırakmıştı.. Uzun zamandır, gündemde kalmak, adını seçimlere kadar hafızalara yazdırmak için çalışıyor.. Aynı zamanda medyatik birisi anladığım kadarıyla.. Yanında kendisine destek veren meslektaşlarımız var.. Özellikle spor gazetecilerinden destekleyen çok.. O nedenle, her yaptığı medyada yer buluyor.. Şehmuz Uçar, son olarak Süleyman Şimşir'i ziyaret etmiş, ondan adaylık yolunda tam destek almış.. Süleyman Şimşir, 2019 yerel seçimlerinde MHP Seyhan Belediye Başkan Adayı olarak Şehmuz Uçar'ı destekleyeceğini açıklamış.. Peki Süleyman Şimşir'in siyasi kariyeri nasıl dersiniz..
Başarılarla dolu bir siyasi geçmişe mi sahip.. Süleyman Bey, daha önce MHP'den hem milletvekili, hem de Seyhan Belediye Başkan aday adayı olmuş bir kişi.. 3 Temmuz 2013'te 5 Ocak Gazetesi'nden Sibel Soyer ile yaptığı röportajda, adaylık yolunda Seyhanlı'yı arkasına aldığını iddia ediyor.. Aynı röportajda, "Gittiğim mahalle görüşmelerinde beni tanıyan insanlar bana "Süleyman bey siz aday adayısınız çok sevindik.
Bizlerde sana sonuna kadar desteğiz, yanındayız" diyorlar" şeklinde bir iddiayı da dile getiriyor.. Tabii, iddialar havada kalıyor... Sonuç.. Hem milletvekilliği, hem de belediye başkanlığı adaylığında hüsran.. Zaten, aynı aileden Soner Şimşir, kendi mahallesi Emek'te muhtarlığı bir başkasına kaptırıyor.. Mahalle komşuları, Soner Şimşir'e oy vermiyor.. MHP Seyhan Belediye Başkan adaylığı yolunda hızlı bir sprinte kalkan Şehmuz Uçar, görünen o ki, Süleyman Şimşir'in desteğine umut bağlamış..
Bence, Süleyman Şimşir'in milletvekilliği ve Seyhan Belediye Başkan adaylığı macerası ile Soner Şimşir'in muhtarlık seçimini düşünüp, fazla ümitlenmesin.. Sonunda Şimşirler gibi hüsrana uğrar..
Genç siyasetçiye bir küçük uyarı da bulunalım.. Hızlı koşan çabuk yorulur, hızlı koşan tay yarış dışı kalırmış!…
KOSGEB hibeleri fos çıktı
Siyasi iktidar, KOSGEB'in esnafa, yeni işyeri açmak isteyenlere hibe desteği vereceğini ballandıra ballandıra anlatmışlardı.. Yandaş yazar çizer takımı da, temevizyon ekranlarından, gazete sütunlarından bu bala bal katmışlardı.. Bu kadar ballı olunca da, milletin iştahı kabarmıştı.. Kepengi KOSGEB'lere koşmuşlardı...
KOSGEB, sonunda, milyonu aşan başvurudan sadece 460 bin 167 işletmeye kredi faiz desteği vereceğini açıkladı.. Açıklamalara göre, yaraya merhem olsun diye devreye sokulan faizsiz krediden esnaf, geliri, çalışan sayısı gibi şartlar nispetinde yararlanacaktı. Bu da 10-50 bin lira arasında değişecekti. Kendine kredi çıktığı bildirilen esnaf, soluğu bankada aldı. Ancak bu sevinç kısa sürdü. Çünkü çoğu kişiye ‘mali uygunluk yok’, ‘limitiniz yetersiz’, ‘vergi ve SGK prim borcun var’ gibi söylemlerle sıfır faizli kredi verilmedi. Şikayetlerin adresi KOSGEB ise ‘ret’ cevabı alan esnafa, “Biz sadece faizi karşılıyoruz. Krediyi bankalar veriyor. İnisiyatif onlarda. Kefil ve ipotek isteyebilir. KOSGEB bankaları yönlendiremez” diyerek başından savmayı yeğledi.. anlayacağınız, hükümetin büyük bir tantana ile ilan ettiği KOSGEB'in faizsiz kredi ve hibe desteği kocaman bir fiyasko çıktı.. Tepkiler yükselince, hükümet yeniden gaz alma açıklamalarına başladı..
Sanayi Bakanı Faruk Özlü, bankalarla sorun yaşayan, hibe desteği yararlandırılmayanların sorunlarının KOSGEB il müdürlüklerine başvurmaları halinde, sorunlarının "en kısa sürede" çözüleceğini açıkladı.. Bu "en kısa süre" doğru çıkacak mı? ona da herhalde gelecek ay görürüz... Yeni düşman Almanya AK Parti, seçimlerde istediğini almak, iktidarda kalmak için gerilim politikasını her seçim uyguluyor.. Ya yurt içinde gerilim politikası takip ediliyor, ya da bir dış ülke düşman ilan ediliyor.. Bir seçim dönemi, üzde 50'yi diğer yüzde 50'nin üzerine saldırmaması için zor tuttuklarını söylemekten kaçınmıyorlar.. İçerdeki gerilimin prim yapmayacağı zaman ise dış gerilimler devreye giriyor.. Bir ara Suriye ve Beşar Esad düşman ilan edilmişti..
Yakın geçmişte, Rusya düşman olarak lanse edilmişti.. Şimdilerde Fetöcülerin düşürdüğü söylenen Rus uçağının düşürüldüğünde, "emri ben verdim" diyenler çıkmıştı.. "Düşürdüysek n'olmuş" diyenler oldu..
AK Parti'nin her kademeden yöneticisi Rusya'ya meydan okumuştu.. Seçimler bittikten sonra Rusya ile sular durulmuş, düşmanlık unutulmuştu.. Rusya'ya meydan okuyanlar, "Rusya bizim dostumuz" demeye başlamışlardı. 16 Nisan'da yapılacak referandumda, yeni düşman olarak Almanya belirlenmiş görünüyor..
AK Partili bakanların Almanya'da yapacakları siyasi içerikli toplantıların Alman Hükümeti tarafından yasaklanmasından sonra başlayan gerilim, neredeyse krize dönüşmüş durumda.. Geçen seçimler öncesi Rusya'ya yaptıkları gibi, AK Partili yöneticiler bu kez toplu halde Almanya'ya meydan okumaya başladılar.. Almanya'ya meydan okuyanların, Hollanda'nın AK Partili bakanların yapacağı siyasi toplantılara yasak getirmesine ise hiç ses çıkarmıyorlar.. Gündeme bile getirmiyorlar..
Bu durum, AK Parti'nin referandumda kullanacağı düşmanın Almanya olduğunu gösteriyor.. AK Parti, Almanya ile başlatılan suni gerilimi "Evet"e çevirmek istiyor..
Referandumdan sonra gerilim merilim kalmadığını göreceğiz.. Tıpkı Rusya ile yaratılan gerilim gibi, Almanya ile başlayan gerilim de referandumla birlikte rafa kaldırılacak, meydan okumaların yerini dostluk mesajları alacak…