Çağrımız, Türkçü gençlerimize..
Türkçü gençler de, diğer gençler gibi bir futbol takımını tutuyor, onun fanatik taraftarı olabiliyorlar..
Son derece insancıl bir durum..
Ancak, Türkçüler tuttukları takım için mücadele ederken çok dikkatli olmaları gerekiyor..
Rakip takımın taraftarları arasında da Türkçü gençler olacağını unutmasınlar…
Atacakları taşın, bir başka Türkçü genci yaralayabileceğini, hatta öldürebileceğini asla unutmamaları gerekiyor..
Yoksa, tanrı korusun, bir Türkçü kardeşinin hastanelik olmasına ya da ölmesine neden olunmuş olabilir..
Benzeri bir olay iki hafta kadar önce Adana'da yaşanmış..
Adana Demirsporlu bir taraftar Adanaspor taraftarlarının attığı bir taşın başına isabet etmesi sonunda yaralanmıştı..
Bir özel hastanede ciddi bir ameliyat geçirmişti..
Neyse ki, Devrim Can adlı Türkçü gencimizin sağlık durumu iyiye gidiyor..
Devrim Can gibi, Adanaspor taraftarları arasında da Türkçü gençler var..
İkisinin de üstünde Bozkurt başı ve Göktürk abecesiyle Türk (ϜϓſϞ) yazılı giysiler var..
Sadece Adana'da değil, Türkiye'nin dört bir yanında Türkçü gençler, rakip takım taraftarları arasında da kendileri gibi Türkçü gençlerin olacağını asla unutmasınlar..
Turan mücadelesinde omuz omuza mücadele edeceği gencin, sadece başka bir takımı tutuyor diye zarar görmesinde pay sahibi olmasınlar..
Aksine, Türkçü gençler olarak tuttukları takımların maçlarına kol kola giderek, cümle aleme örnek olsunlar…
************************
Ateşin bol olsun Raci Tetik
12 Eylül darbesinin işkencecilerinden Raci Tetik tamuya gitmiş..
Albay Raci Tetik, 12 Eylül döneminde Mamak Askeri Ceazevi Komutanıydı..
İçeride yatan ülkücüler ve sosyalistler de, dışarıda kalan ülkücüler ve sosyalistler ile aileleri de Raci Tetik'i iyi bilirler ve lanetle anarlardı..
4 yıl yönettiği Mamak Askeri Cezaevi'nde ülkücüsüyle sosyalistiyle tüm tutuklulara akıl almaz işkenceler yapmıştı..
Emekli olunca, ölüm korkusuyla TSK Çamlıca Özel Bakım Merkezi'nde yaşamaya başladığı onlarca yıl sonra ortaya çıkmıştı...
Ağır işkencelerden geçen ülkücülerden işkence masalarında kalanlar, aklını oynatalar olmuştu..
Sosyalist yayıncı İlhan Erdost, Mamak'ta 7 Kasım 1980'de dövülerek öldürülmüştü.
Anayasa'nın geçici 15'inci maddesinin kaldırılmasından sonra 12 Eylül döneminde yapılan işkencelere ilişkin açılan soruşturma kapsamında 20 Şubat 2013'te Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği ifadede, "“Cezaevinde görev yaptığım sürede Askeri Cezaevi Yönetmeliği’nin gereklerini yerine getirdim, disiplini sağladım” diye kendini savunmuştu. Savcılık da 30 yıllık zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle Raci Tetik hakkında takipsizlik kararı verek dosyasını kapatmıştı..
Halbuki aynı Raci Tetik, 1988 yılında verdiği bir röportajda işkence yaptığını kabul etmiş ve kendini “Ben bir işkenceciyim, beni pohpohlayarak kullandılar. Talimatnameleri, kanunları uyguladım. Orası cezaeviydi. Hastane, okul, aşk gemisi veya yat kulübü değildi. Bu bir savaştır. Savaşta her zaman iyi şeyler olmaz. Lafla hizaya gelmiyorlardı. Saklamıyorum, oldu. Peki onlar niye direniyorlar? Devletin talimatına niye direniyorlar?” diye savunmuştu..
Cezaevi tanıkları Tetik’in genellikle gösterişe düşkünlüğünü anlatmış, kendine özel uzun konçlu botlar yaptırdığını söylemişti. O botların altında sırtı defalarca çiğnenen Yılmaz Cerek, o günlerini şöyle anlatmıştı: “Gece koğuşta bizi yere yatırıp üzerimizde yürüyordu…” Tetik’in adı cezaevinde kalanların hafızasına, sırt çiğnemekten çok koğuşları makineli tüfekle taramasıyla kazındı. Tetik, kadın mahkûmları bahçede yürütemeyen askerleri dövüp, ardından mahkûmlara copla vuruyor. Havalandırma penceresinden olayı izleyenler slogan atmaya başlayınca da askerin tüfeğini alıp koğuşlara doğru ateş ediyordu.
Dönemin tanıklarından Mehmet Özer de, “Yemeklerden fare, çivi, iç çamaşırı çıkıyordu” derken; Kamber Ataş “Zorla İstiklal Marşı okutturuyor, okuyamadığımızı söyleyip işkence yapıyorlardı. Bizlere işkence yapmayanlara Raci Tetik işkence yapıyordu” diye savcılığa ifade vermişti.
Aynı komisyonda mağdur olarak dinlenen ülkücülerin "Doğu'nun Başbuğu" dediği Yılma Durak, “Hakikaten zulüm etmekten, işkenceden zevk alıyordu” demişti.
Tetik’in sıradan bir asker olmadığını vurgulayan Durak yaşadıklarını, “İşkenceden öldürülen arkadaşlar oldu, sakat kalanlar… İşkence tekniğini bilmedikleri için bazı arkadaşlarımızın ağzına 10 gün sadece pamukla su verip hayatta kalmalarını sağladık. Ülkücü de solcu da Raci Tetik adını duyduğunda aynı ürpertiyi yaşıyor. Bir albay nasıl işkencenin emrini verip onu seyreder?” diyerek anlatmıştı..
Yemeklere konulan farelerin "kuzu eti" diye yedirildiğini Mamak'ta yatan Adanalı ülkücüler de yaşamıştı..
İşkencesi Raci Tetik, yaptığı işkencelerin, döktüğü kanların, aldığı canların hesabını vermeden gitti..
Ne diyelim, odunun ve ateşin bol olsun Raci Tetik!…
*****************************
Akşener'e gönderilen mektup
İP Adana'da da sular durulmayacak gibi görünüyor..
Yerel seçimlerden önce başlayan parti içi mücadele, son günlerde farklı bir boyuta taşındı..
Bazır partililer, parti yönticilerini Genel Başkan Meral Akşener'e bir mektupla şikayet ettiler..
Şikayet edenler doğrudan bir ismi açık açık telafuz ediyorlar..
Akşener'e gönderilen mektuptan anladığım kadarıyla ise aslında iki kişiden şikayet sözkonusu..
Mektubu birlikte okuyalım, kimlerin kastedildiğine siz karar verin:
"Sayın Meral Akşener Dikkatine
Ankara
Sayın genel Bâşkanım bizler tüm tehlikeleri ve aba altından sopa göstermeleri tehditleri kulak arkası yapıp yerel ve genel siyasetimizi ayırdık genelde lidere yerelde adama oy verilir dedik ve bunu bağıra bağıra söyledik haykırdık bunca zulüm ve tepkiye rağmen yolumuzdan dönmedik fakat gelinen noktada Adana'da iyi parti erimeye başlamış artık yıkım başlamıştır...
Adana il başkanlığına getirilen zatı muhterem Adanayı Rahmetli babasının çiftliği gibi yönetmeye başlamış parti içerisinde öteleştirilmeler şucu bucu diye ayrışmalar başlamıştır.
Yine Karaisallıda dahi oyu olmayan sadece babasının oýları ile hasbel kader milletvekili olan zatı muhteremde yine babasını ismi ile il başkanı olan zatı muhterem birleşip Adanada iyi partiyi yok etme mücadelesine girmişlerdir yapılan ayıptır günahtır bizim vebalimiz Sayın Meral Akşener hanım efendinin boynunadır bu gidişata dur denilmeli yeteri biliyorlarsa artık yeter biz partimizden neden ayrıldık ne oldu nasıl oldu şimdi tarih tekerrür ediyor veya İyi parti bir organizasyonmuydu bir problemiydi anlaşmaydık bunları açıklamak Sn Akşener düşer .
Adana il başkanı görevden alınmalıdır
Yeter Söz milletindir….."
Not: Mektubun noktasına virgülüne dokunulmadan yayınlanmıştır.