Evet, ilginç bir soru hem kendime, hem sizlere:
Bizim siyasetçiler, koltuklarının terk ettikten sonra anılarını kitap haline getirseler kaç lira kazanırlar?
Akşam internette gördüğüm bir haber, aklıma bu soruyun getirdi..
Almanya’nın eski Başbakanı Angela Merkel hanımefendi, görevi bıraktıktan sonra oturmuş anılarını yazmış ve “Özgürlük- Anılarım” adlı kitaplaştırmış.
Tanesi kırk iki euroya satılan kitabın ilk baskısı hemen tükenmiş, ve kitap satışından Merkel tamı tamınsa yirmi milyon euro (Rakamla 20.000.000 euro), Türk parasıyla tamı tamına 731 milyon 800 bin lira kazanmış.
Kitabı basan yayınevi, birinci baskının kapışılması üzerine iki yüz binlik yeni baskıyı basımevine göndermiş.
İkinci baskıyla birlikte kitabın gelirinin kırk milyon euroyu aşması beklendiğini de ifade edelim.
Görevdeyken yirmi bin euro maaş alan Angela Merkel, yazdığı kitabın birinci baskısının satışından maaşının tam bin katı para kazanmış durumda.
İkinci baskıyla bu rakamın iki bin kat ve kırk milyon euroya çıkması bekleniyor..
Tabi, bu rakamlar Almanya’daki satışlardan elde edilen paralar.
Merkel’in kitabının önümüzdeki günlerde başka dillere çevrilerek başka ülkelerde satışa çıkacak.
Merkel’in yazdığı kitaptan kazandığı parayı görünce, bizim siyasetçiler yazsa ne kadar satarlar, ne kadar kazanırlar sorusu geldi.
Bizde, görevi pek bırakan olmaz, ölene kadar koltukta oturulur ama arada görevden ayrılan ya da ayrılmak zorunda kalanlar olabiliyor..
CHP’nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DYP, ANA, AK Parti, MHP dolaştıktan sonda İyi Parti’yi kuran ve 31 Mart yerel seçimlerde “özü başına” uğradığı hezimetin ardından genel başkanlığı bırakmak zorunda kalan Meral Akşener, eski Başbakan ve DYP Genel Başkanı Tansu Çiller, DYP/DP eski Genel Başkanı Mehmet Ağar, CHP’nin kısa sürelerle genel başkanlıklarının yapan Altan Öymen ve Hükmet Çetin bu siyasetçilere örnek gösterilebilir..
Örneğin, yakın tarihimizdeki gelişmelere büyük payları olan Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener, hazır görevlerini bırakmışken, boş zamanlarının değerlendirip, Angela Merkel gibi anılarının yazı kitaplaştırsalar, Türkiye’de ne kadar kitaplarının satarlar, ne miktarda para kazanabilirler..
Angela Merkel gibi satış patlaması yaratıp, kitap ve yayın sektörü için rekor sayılacak paralar kazanabilirler mi?..
Bence her ikisinin de siyasete atıldıktan sonraki anıları yazmaları gerçekten ilginç bir o denli de yerinde olur..
Örneğin, Meral Akşener’in öğrencisi olmaktan gurur duyduğu Tansu Çiller’i ve Katolik nikahı kıydığını söylediği DYP’yi, ad anası olduğu AK Parti’yi be birlikte yola çıktığı Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül gibi siyasetçileri; bir ay önce övgüler düzdüğü, bir ay sonra yerine göz diktiği Devlet Bahçeli’yi neden terke ettiğini, İyi Parti’nin kuruluş aşamasında Kayseri’deki toplantıda malum cemaatin Kayseri imamının Kur’an okuması ve dua etmesini, İyi Partiyi kurduktan sonra CHP’den vekil transferini, altılı masanın kuruluşunu, altılı masadan kalkmasının ve sonra geri dönmesinin nedenlerini toplum olarak birinci ağızdan öğrenme şansına kavuşurduk.
Aynı şekilde, Kemak Kılıçdaroğlu’nun anılarını kitaplaştırmasıyla SGK Genel Müdürlüğü, ANAP’dan aday adaylığı başvurusunu, CHP’de Deniz Baykal’a kurulan kaset komplosunu, genel başkan seçilme sürecini, altılı masa olayını ve altılı masada sırtına saplandığını söylediği hançerlerin kim ya da kimler tarafından vurulduğunu öğrenebilme fırsatı doğardı.
Hem, gerek Kılıçdaroğlu’nun, gerek Akşener’in anılarının Merkel’in anılarından daha ilginç olacağı ve okuyucu çekeceğinden eminim..
Keşke yazsalar..
Hem geçmişten bugüne uzanan siyasal olayları öğrenmiş, hem de bizim siyasetçilerin kitaplarının Merkel’in sıradan anıları gibi ilgi görüp görmeyeceğini ve bizim siyasetçilerin de kitaptan yirmi milyon euro olmasa da bir yirmi milyon Türk Lirası kazanıp kazanmayacağını öğrenmiş olur, meraktan kurtulurduk.
**
Ayyüce Taş ve Ayşe Sibel Ersoy neden katılmadı?
Ankara’da bir toplantı yapılıyor..
Milletvekilleri, belediye başkanları, üst düzey bürokratlar İçişleri Bakanlığı’na Bakan Ali Yerlikaya’yı ziyaret edip toplantıya katılıyorlar.
Toplantıda Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, AK Parti milletvekilleri Abdullah Doğru, Faruk Aytek, Sunay Karamık; CHP milletvekilleri Müzeyyen Şevkin, Ayhan Barut, Orhan Sümer, Bilal Bilici; DEVA Partisi Milletvekili Sadullah Kısacık, MHP Milletvekili Muharrem Varlı, Seyhan Belediye Başkanı Oya Tekin, İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Sağlam, Adanalı Jandarma Genel Komutanı Ali Çardakçı, yakın geçmişte Adana Valiliği yapan Emniyet Genel Müdürü Mahmut Demirtaş katılıyorlar..
Belli ki, toplantının konusu Adana’da son günlerdeki daha öne çıkan cinayet, yaralama, organize suç örgütleri odaklı saldırılar, hırsızlık ve gasp gibi olaylar..
Adana’nın artık bu tür asayiş olaylarıyla anılmasını önlemek için fikir alışverişi yapılmış, çözüm önerileri tartışılmış..
Umarım Adana için iyi sonuçlar çıkan bir toplantı olur..
Ancak bu önemli toplantıya dört milletvekilimiz her nedense katılmamış..
Katılmayan milletvekilleri AK Parti Adana Milletvekili ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Adana Milletvekili ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhanettin Bulut, MHP Milletvekili Ayşe Sibe Ersoy ve İyi Parti Milletvekili Ayyüce Taş..
Hadi, Ömer Çelik ile Burhanettin Bulut’un katılmamalarını anlayabiliyoruz.
Onlar partilerinde üst düzey yöneticiler. Parti işleri de yoğun olduğu için gelememiş olabilirler..
Ancak, Ayyüce Taş ve Ayşe Sibel Ersoy’un toplantıya katılmamalarını anlamak mümkün değil..
Bu iki hanımefendi milletvekilinin, temsil ettikleri Adana ile ilgili bir toplantıya, hem de Ankara’da gerçekleşen bir toplantıya katılmamalarının hoş görülecek bir yanı yok..
Bu iki sayın milletvekili, Ankara’daki toplantıya katılmayacaklar da hangi toplantıya katılacaklar acaba?...