• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
Anasayfa
  • Ara
  • Gündem
  • Siyaset
  • Ekonomi
    e-gazeteYaşamKültür-SanatTeknoloji
  • Sağlık
  • Dünya
  • Magazin
  • Medya
  • Eğitim
  • Spor
  • Ara
SON DAKİKA:
08:26
İŞ BANKASINDAN ANLAMSIZ KAMPANYA
08:25
SULAMA KANALI BİR AİLEYİ YOK ETTİ!
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. ÖMER ALPDOĞAN
  3. Bu cani TCK'ya göre yargılanmalı
Yayınlanma: 18 Temmuz 2024 - 00:03

Bu cani TCK'ya göre yargılanmalı

18 Temmuz 2024 - 00:03
Yorumlar
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
ÖMER ALPDOĞAN
ÖMER ALPDOĞAN
[email protected]

AK Parti iktidarı, sahipsiz hayvanların katline izn veren yasa teklifini TBMM’ye sunduğu bu günlerde, Yüreğir’de bir hayvan cinayeti işlendi. Yüreğir’de bir kadının sahiplendiği köpek, komşusu tarafından katledilmiş..

www.adanahaber.net internet sitesindeki habere göre, Pınar Kartal adlı genç kadın beş ay önce sokakta bulduğu dişi köpeği sahipleniyor. Necla adının verdiği köpeği aşılarını yaptırarak beslemeye başlıyor..

Birkaç gün önce, sahiplendiği köpeğin komşusu tarafından pompalı tüfekle öldürülmesinin şokunu yaşıyor..

Necla isimli dişi köpek Pınar Kartal'ın iddiasına göre komşusu Necati Y. tarafından bahçesine girdiği gerekçesiyle ruhsatsız tüfekle öldürülüyor. N.Y ve ablası tarafından hayvanın ölüsünü kaçırdıklarını söyleyen Pınar Kartal CİMER'e yazılı başvuruda bulunarak olayın sorumlularından şikayetçi oluyor.

Olayın video kayıtlarını, şikayetine ekleyerek CİMER'e gönderen Pınar Kartal, yasalar önünde olayın peşini bırakmayacağını, sorumlular hakkında verilebilecek en ağır cezanın alınması için ısrarcı olacağını söylüyor...

Katledilen dişi köpekle sokakta arkadaşlık yapan bir başka köpek ise cinayetten sonra yemeden içmeden kesiliyor..

Pınar Kartal, adli makamlara başvurdu mu bilmiyorum..

Keşke CİMER ile birlikte adli makamlara da suç duyurunda bulunsa ya da dava dilekçesi verseydi..

Pınar Kartal’ın yaptığı ya da yapmadığı başvurulardan bağımsız, dişi köpeği katleden caninin Hayvanları Koruma Kanunu hükümlerine göre değil Türk Ceza Kanunu göre yargılanmalı..

Sonunda katledilen bir masum can..

Hayvanlara şiddet uygulayanlar, katledenler Hayvanları Koruma Kanununa göre yargılanıp mini cezalarla kurtuldukça, masum canların öldürülmesinin önüne geçmek mümkün olmayacak..

Hayvanlara yönelik cinayetleri önlemenin yolu, öldürülenlerin de birer can olduğundan yola çıkılarak, canilerin TCK’nın cinayetlerle ilgili maddeleriyle yargılanmalı ve ceza almaları, caydırıcı olacaktır..

Necla’nın katilinin TCK 49, 82 a ve c maddelerinden, ablasının da TCK 37 ve 39. maddelerinden yargılanmalı.. Böyle bir yargılama, hayvanlara yönelik cinayetler açısından bir milat olacaktır..

Adana Barosu Hayvan Hakları Komisyonu üyesi avukatların Necla’nın öldürülmesi davasının takipçisi olmalarını, TCK’dan yargılanmaları sağlamak için girişimde bulunmalarını bekliyorum..

 

 Güzel fikir ama….

Bir zamanlar sinema Adana’dan sorulurdu..

Çekilecek filmlerin konusunu, hangi artist ve aktristlerin oynayacağına Adana’daki sinema salonları sahipleri karar veriyordu..

Adana’da tutan film, bütün Türkiye’de tutuyor, Adana’nın beğenmediği fil yur geneilbde beğenilmiyordu..

Son on yıllık dönemde de dizi filmlerde bir Adana ağırlığı vardı ama, son yıllarda dizi filmlerde artık ağırlığını güneydoğuya kaptırdı..

Binlerce yıllık geçmişiyle dünyanın kadim kentleri arasında yer alan aslında sinema ve dizi endüstrisi için bir doğal platformdu..

Hanımın Çiftliği, Beyaz Gelincik gibi dizi filmler Adana’nın doğal plato olduğunu net biçimde gösteren örneklerdi.

Ancak, doğal platform olmak, sinemacıları ve televizyoncuları Adana’ya çekmeye yetmediği de bir gerçek olarak kaşımızda duruyordu..

Şimdi birileri, Adana’da sinema için plato oluşturmak için harekete geçmiş..

Adana’nın sinema (ve tabii dizi filmleri) sektöründe dev bir adım atmasının sağlayacak, Türkiye’nin en  büyük film stüdyosu Plato Adana projesi için harekete geçmişler..

Adana için son derece olumlu bir proje..

Doğal plato ile bütünleşecek Plato Adana projesi, sinema sektörünün Adana’ya çekecektir..

Ancak, böylesine iyi ve devasa proje iş insanlarının bir araya gelerek gerçekleştirebilecekleri bir proje olmadığını düşünüyorum..

Projenin yaşam bulması için Büyükşehir Belediyesi’nin, ilçe belediyelerinin, Altın Koza A.Ş.’nin, STK’ların, sanat ve edebiyat derneklerinin, sanayi ve ticaret odalarının, ticaret borsasının, Çukurova ve Alparslan Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nin de projenin paydaşları arasında yer almaları, taşın altına ellerini sokmaları gerektiğini düşünüyorum..

Projenin yaşam bulması durumunda Adana’ya ekonomik ve turizm açısından büyük yarar sağlamasının yanında, Adana’yı sinema sektörünün kalbi yapacaktır..

Projeyi yaşama geçirmek için kolları sıvayan iş insanlarını bu cesur hareketlerinden dolayı kutluyorum..

 

Yaşanan coğrafyaya göre cennet- cehennem algısı

Cennet ve cehennem, “İbrahimi dinler” olarak adlandırılan Ortadoğu kökenli dinlerin çok sık kullandığı kavramlar..

Cennet güzel, cehennem ateş topu bir yer olarak anlatılır..

Cennet, insanları dinlerin isteklerinin yerine getirmeleri için teşvik; cehennem ise dini isteklerine karşı çıkan ya da kayıtsız kalan insanları korkutmak amacıyla kullanılmakta söz konusu dinler ve din adamları tarafından..

Aslında Ortadoğu kökenli dinler kadar, dünyanın başka yerlerindeki doğa dinlerinde de cennet ve cehennem kavramı bulunmakta..

Her toplumun cennet ve cehennem tasavvuru, yaşadıkları coğrafyaya göre şekillenmektedir..

Örneğin, Arap inançlarına göre Cehennem; haddinden fazla sıcak olan, insanların durmadan azap çektiği bir yerdir.

 

Orada kaynar yiyecek ve içeceklerden başka bir şey yoktur.

Peki, Araplar, cehennemi neden böyle anlatıyor, böyle algılıyorlar?..

Çünkü Araplar sıcak bir coğrafyada yaşayan ve sıcaktan eziyet çeken bir topluluktur.

O yüzdendir ki, onlar için en ızdırap yer böylesine sıcak bir yerdir.

Dünyanın en soğuk bölgelerinden birinde yaşayan Norveçliler ise, cehennemi, Ortadoğu’nun sıcağında yaşayan Araplardan farklı tahayyül ediyorlar..

Norveç mitolojisine göre, cehennem (Niflheim) buz gibi soğuk yeraltı dünyasıdır

ve oradaki bütün nehirler donmuş haldedir.

Çünkü Norveçliler de, soğukta yaşayan ve soğuktan eziyet çeken bir topluluktur.

Yani, yaşanan coğrafyanın iklim koşulları, insanların, toplumların cehennem anlayışını ona göre şekillendiriyor..

Sıcak iklimde yaşayanlara göre cehennem, dünyadakinden çok daha sıcak, ateşin sürekli yandığı, kaynar yiyecek ve içeceklerin bulunduğu yer..

Soğuk iklimde yaşayan, yaşamları boyunca soğuğun tüm sıkıntılarını yaşayan Norveçliler gibi toplumlar da cehennemi çok soğuk, bütün nehirleri donmuş olarak düşünmektedir..

Gerçekte cehennem neresi derseniz, onun yanıtı da Dostoyevski’de..

Dostoyevski’ye göre, “cehennem insanın kalbinde sevginin bittiği yer.”

Cennet anlayışında da durum aynı..

Aynı iklimsel koşullar geçerli..

Çölde yaşayan, su sıkıntısıyla ömür dolduran, yaşadığı yerde meyve ağaçlarının, yeşilin olmadığı Araplara göre, cennet, yemyeşil, içinde ırmaklar akan, türlü türlü meyve ağaçlarının, orman ağaçlarının bulunduğu bir yer..

Norveçliler ve komşularının göre ise cennet, Arapların cennetinden farklı olarak güneş tarafından ısıtılan sıcak bir yer.

Suya, yeşile meyveye, ağaçlara hasret Araplara göre, dünyada çektikleri bu sıkıntılardan yeşilin ve suyun bol olduğu cennetle kurtulacaklar..

Soğuktan donan kuzeyli halklar ise, dünyadaki yaşadıkları dondurucu soğuklardan güneşle ısıtılan sımsıcak cennette kurtulacaklar, özleminin duydukları sımsıcak bir ortamda yaşayacaklar..

Peki, gerçekte cennet neresidir?..

Bunun yanıtını da Osho’da alıyoruz:

“İyi insanlar cennete gider değil, iyi insanlar nereye giderse cennet orası olur.”

 

Karakoç memleketin halinin anlatmış

Geçenlerde, gazete haberleriyle uğraşmaktan sıkıldığımda, birkaç şiir okuyup kendime gelmek isterken, değerli şairlerimizden Abdurrahim Karakoç’un “Emmi” adlı şiiri karşıma çıktı..

Ozan, emmi şiirinde sanki ülkemizin içinde bulunduğu ahvali anlatmıştı..

Okurken çok etkilendim, “Ozan onlarca yıl öncesinden bugünleri ne güzel görmüş, saptamış” diye düşünmekten kendimi alamadım..

O güzel şiiri sizinle paylaşmak istedim..

“EMMİ

Dinle mezarından köyün halini,

Asvaltsız yol-sokak kalmadı emmi.

Beton yaptı torun ahşap evini,

Ardıç kiriş-direk kalmadı emmi.

 

Yandı ocaklarda dirgenle yaba,

Köşelerden kalktı teneke soba,

Herkesin altında son model araba,

At-merkepten binek kalmadı emmi.

Müslümanlık kaldı sadece lafta,

Camiide üç-beş ihtiyar safta,

Kur an açılmıyor, bekliyor rafta,

Hadise hiç gerek kalmadı emmi.

Yağ-peynir marketten, ekmek fırından,

Emekliyiz, endişe yok yarından,

Erkekler korkuyor kadınlarından,

Mutfakta un- elek kalmadı emmi.

Traktörler eker, aletler söker,

Pekmezin yerini aldı çay-şeker,

Afgan, Suriyeli kaldı ter döker,

Saban tutan bilek kalmadı emmi.

Köyler şehir oldu, şehir köy oldu,

Çobanlar, çıraklar şimdi bey oldu,

Eski görenekler bilmem ney oldu,

Sizler gibi örnek kalmadı emmi.

Tohum melez oldu, oynandı geni,

Sebzeler, meyveler diyor albeni,

Şişirdi göbeği, ağarttı teni,

Hormonsuz bir yemek kalmadı emmi.

Kimimiz tansiyon, kimimiz şeker,

Yürümek yok artık, herkeste teker,

Kız-oğlan otuz beş yaşında bekar,

Eski düğün dernek kalmadı emmi.

Seherde horozdan başkası kalkmaz,

Eski anneler yok ocağı yakmaz,

Sabah ondan önce kahvaltı yapmaz,

Erken çıkan erkek kalmadı emmi.

Hasılı eski köy yeniye döndü,

O eski evlerin ışığı söndü,

Göçelim, şehirler çok rahat dendi,

Kadir kıymet, emek kalmadı emmi.”

 

  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x

Yazarın Diğer Yazıları

  • CHP Aile Partisi Olmamalı - 16 Haziran 2025
  • CHP Mİ, ZAFER PARTİSİ Mİ? - 14 Haziran 2025
  • Cemaatler holdinleşti, kurban derisi çöp oldu - 13 Haziran 2025
  • Cemaatler holdingleşti, kurban derisi çöp oldu - 12 Haziran 2025
  • Laikliğe yönelik sessiz saldırı - 11 Haziran 2025
  • Bulut'un Gölgesinde CHP: Sessizlik kuşkuyu büyütür - 10 Haziran 2025
  • Yeni bir ittifak: Ulus Birliği İttifakı - 04 Haziran 2025
  • Başkanlarımızdan memnunuz - 03 Haziran 2025
  • ÇED RAPORLARI, VİCDAN VE DOĞA TAHRİBATI - 31 Mayıs 2025
  • Milliyetçiliğe tahammül edemeyen demokratlar! - 30 Mayıs 2025
  • BAŞARI MI, GERİLEME Mİ? - 29 Mayıs 2025
  • Yanlış adreste tarih aramak - 28 Mayıs 2025
  • Kent yöneticilerine açık çağrımdır - 27 Mayıs 2025
  • Felaket Çağının Felaket Yalanları - 22 Mayıs 2025
  • Kürşat Zorlu'dan telefon - 16 Mayıs 2025
  • PKK'NIN FESİH AÇIKLAMASI VE TKP'NİN DURUŞU - 15 Mayıs 2025
  • Havalimanını kaçırmanın bir bedeli olacak - 13 Mayıs 2025
  • Kriz ve Kimlik Arasında Sıkışan Bir Parti: İyi Parti - 12 Mayıs 2025
  • Türkiye'de eleştiride çifte standart üzerine - 10 Mayıs 2025
  • Şenlik Bahane, Çıkar Şahane! - 09 Mayıs 2025
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 61
Köşe Yazarları
Hasan Hüseyin Türk
Hasan Hüseyin Türk
Büyükşehir Belediyespor'a Basketbol ligi yakışır
ÖNCÜ ŞEHRİN SAĞLAM EVLADI
Mehmet Özler
ÖNCÜ ŞEHRİN SAĞLAM EVLADI
Yurttaşı anlamayan "muhalefetin" mitinglerine baksın!
Oktay Erol
Yurttaşı anlamayan "muhalefetin" mitinglerine baksın!
MİMARLAR ODASI İYİ PARTİ'Yİ UYARMALI
Özcan Aladağ
MİMARLAR ODASI İYİ PARTİ'Yİ UYARMALI
ÖMER ALPDOĞAN
ÖMER ALPDOĞAN
CHP Aile Partisi Olmamalı
HALİL İBRAHİM BAĞ
HALİL İBRAHİM BAĞ
Fuarlar neden önemli?
TORPİLİN VAR MI?
Edibe Gülnar
TORPİLİN VAR MI?
TURGAY DEVELİ
TURGAY DEVELİ
Yeni gerçeklikler...
BASRİ BAŞ
BASRİ BAŞ
GÖRÜN, DUYUN, BİLİN! MESAJI ALINMALI
Yusuf Aslan
Yusuf Aslan
ABD ve Rusya Suriye'de nasıl anlaştı?
BÜLENT ÖNCÜL
BÜLENT ÖNCÜL
VERGİ KAÇAKÇILIĞI SUÇLARINA GENEL BİR BAKIŞ
ADANALILARA ÇAĞRI
Mustafa Enis Örnek
ADANALILARA ÇAĞRI
GÖKHAN ÇAĞLAYAN
GÖKHAN ÇAĞLAYAN
AĞIAĞAÇLARI
ARİF ARAPKİRLİ
ARİF ARAPKİRLİ
EMEKLİ YORGUN
MARKA ŞEHİRLER
Cem Polatoğlu
MARKA ŞEHİRLER
İsa Akdağ
İsa Akdağ
DÜNYA'DA KAYBOLMAK (ESTONYA-TALLİNN)
MERYEM TÜRKTEKİN
MERYEM TÜRKTEKİN
GAZZELİ ÇOCUKLAR BU DÜNYANIN ÇOCUKLARI DEĞİL Mİ? (2)
HAYDİ! ORADAN
KURTULUŞ KILINÇ
HAYDİ! ORADAN
TURHAN ALADAĞ
TURHAN ALADAĞ
SÜT KRİZİNİ ÇÖZME GİRİŞİMİ
CEYLAN MALGIT
CEYLAN MALGIT
KENDİNDEN MEMNUN OLMAK…
Fiyatlar inecek mi?
SERAP BAŞKAN
Fiyatlar inecek mi?
REDDEDİN OLSUN BİTSİN
Şehmus Baysal
REDDEDİN OLSUN BİTSİN
Kurumsal Karaborsacılık Hikayesi, Onatça
MUZAFFER METE
Kurumsal Karaborsacılık Hikayesi, Onatça
ERDEM ÖNDER SÖNMEZ
OLUMSUZLUKLARDAN ÇEKİNMEYİN
Covid-19 salgını ruh sağlığımız da tehdit ediyor
Dr. Sümer Öztanrıöver
Covid-19 salgını ruh sağlığımız da tehdit ediyor
Kaotik zamanlarda ruhunuza iyi bakın
FATMA GÜNEY LAÇİN
Kaotik zamanlarda ruhunuza iyi bakın
ZEKİ YÜCEL
ORHAN KEMAL'İN ÇUKUROVA YILLARI (7)
ABONELİĞİNİZDE YERİN DİBİNE BATSIN!
Durmuş Ali Başkan
ABONELİĞİNİZDE YERİN DİBİNE BATSIN!
Çok Okunan Haberler
Sporda Adana’nın yüz akı
Sporda Adana’nın yüz akı
Demirdağ: Eleştiriye tahammül edeceksiniz
Demirdağ: Eleştiriye tahammül edeceksiniz
DERVİŞOĞLU'NDAN ERBAKAN VE TÜRKEŞ'E ÖVGÜ
DERVİŞOĞLU'NDAN ERBAKAN VE TÜRKEŞ'E ÖVGÜ
Ana Sayfa
Gündem
Siyaset
Ekonomi
Sağlık
Dünya
Magazin
Medya
Eğitim
Spor
Köşe Yazarları
Foto Galeri
Video Galeri
Biyografiler
Günün Haberleri
Arşiv
Gazete Arşivi
Karikatürler
Hava Durumu
Gazete Manşetleri
Nöbetci Eczaneler
Namaz Vakitleri
  • Ekonomi
  • Gündem
  • Kültür-Sanat
  • Medya
  • Sağlık
  • Siyaset
  • Spor
  • Yaşam
  • Foto Galeri
  • Video Galeri
  • Köşe Yazarları
  • Biyografiler
  • Günün Haberleri
  • Arşiv
  • Gazete Arşivi
  • Karikatürler
  • Hava Durumu
  • Gazete Manşetleri
  • Nöbetci Eczaneler
  • Namaz Vakitleri

  • Rss
  • Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.

www.ocianews.com

Yazılım: Tumeva Bilişim