Ceylan Abla, siyasetin en büyük ustalarından biriydi. Sadece altı parti değiştirmekle kalmamış, her defasında yükselmeyi başarmış, en sonunda ise kendi partisini kurarak tarihe adını yazdırmıştı. Ama asıl başarısı, siyasette sadece parti değiştirerek değil, rakiplerine çelme takarak, bilgi sızdırarak ve stratejik hamlelerle yükselerek gelmişti. İşte Ceylan Abla’dan siyasette entrikanın altın kuralları!
1. Genel Başkanlara Çelme Takma Sanatı
Bir partide yükselmenin en kestirme yolu, genel başkanın ayağını kaydırmaktı. Ceylan Abla bunu ilk partisine katıldığında öğrenmişti. Önce genel başkanın en yakınındaki ekibe yanaşıp güven kazandı, sonra içeriden aldığı bilgileri küçük dedikodular hâlinde yayarak liderin altını oymaya başladı. Ne zaman ki lider zayıfladı, Ceylan Abla gizlice muhalif kanadı örgütleyip “değişim zamanı” diyerek sahneye çıktı. Ancak bazen bu yeterli olmuyordu…
Bir gün, bir genel başkanın en zayıf anını yakalamak için ofisine gizli bir dinleme cihazı yerleştirdi. Aldığı bilgiler bomba etkisi yaratmıştı. Ceylan Abla, bu bilgileri ‘sızdırılmış belgeler’ olarak kamuoyuna duyurdu. Halk öfkelenmiş, genel başkan istifa etmek zorunda kalmıştı. Ceylan Abla ise sanki olaylarla ilgisi yokmuş gibi televizyon ekranlarında süzülen gözyaşlarıyla “Demokrasimizin zarar görmesini istemiyoruz” diyerek yeni liderlik yarışında en güçlü aday olmuştu.
2. Gizli Bilgi Sızdırmanın Püf Noktaları
Bir siyasetçinin elindeki en büyük güç, rakiplerinin kirli çamaşırlarını bilmekti. Ceylan Abla, her girdiği partide önce genel başkanın en yakınındaki danışmanlarla çay içmeye başlardı. Masum sohbetler sırasında duyduğu bilgiler, zamanı geldiğinde gazetecilere ‘isimsiz ihbar’ olarak düşerdi. Böylece rakipleri zor durumda kalırken, Ceylan Abla masum bir ifadeyle “Biz şeffaf siyaset istiyoruz” diyerek sahneye çıkardı.
En büyük vurgunu beşinci partisindeyken yaptı. Meclis oturumları sırasında duyduğu sırları bir gazeteci dostuna fısıldadı. Ertesi gün haber manşetlerdeydi: “Parti içi gizli anlaşmalar ortaya çıktı!” Olay patladığında Ceylan Abla çoktan istifa edip başka bir partinin kapısını çalmış, temiz siyaset vaadiyle yeni rozetini takıyordu.
3. İhanet ve Vefa Dengesini Kur!
Siyasette en büyük hata, tek bir kişiye sadık kalmaktı. Ceylan Abla bunun yerine herkese eşit mesafede durmayı tercih ederdi. Bugün bir liderin en yakınında yer alır, yarın onun karşısında duran grubun içinde kendine yer açardı. Ne zaman ki parti içinde bir kriz doğsa, Ceylan Abla “Ben herkesin ablasıyım, birlik olmamız lazım” diyerek en güvenilir isim hâline gelirdi.
Ancak sadakat yeminleri bir yere kadar geçerliydi. Bir keresinde, parti içindeki en büyük rakibine bir dosya gönderdi: İçinde rakibinin eski konuşmaları ve tutarsız vaatleri vardı. Rakibi kendini savunana kadar Ceylan Abla sahneye çıktı ve “Artık bu partinin temizlenmesi gerek!” diyerek liderlik yarışına girdi. Sonuç? Rakibi saf dışı, Ceylan Abla zirvede!
4. Rakipleri Küçük Hamlelerle Saf Dışı Bırak
Ceylan Abla, açık kavgaya girmeden rakiplerini saf dışı bırakmayı bilirdi. Örneğin, yükselmek isteyen bir genç siyasetçiye önce mentorluk yapar, sonra onun küçük hatalarını basına sızdırarak kendisinin yerine geçmesini engellerdi. En büyük hamlesini ise beşinci partisindeyken yaptı: Genel başkanın en güvendiği adamını, başka bir partiden gelen ‘gizli teklif’ söylentisiyle yıprattı ve kendini partinin ikinci adamı yapmayı başardı.
Bazen ise doğrudan sabotaj gerekiyordu. Parti içindeki bir rakibinin konuşacağı mitingde mikrofon sistemine müdahale ettirdi. Miting günü hoparlörlerden sadece parazit sesleri geliyordu, rakibi sinirlendi, kalabalık homurdanmaya başladı. Ceylan Abla sahneye çıkıp “Teknoloji bizi yanıltabilir ama biz halkımızı yanıltmayız!” diyerek mikrofonu eline aldı ve büyük alkış topladı.
5. Parti Kurmanın Altın Kuralı: Herkesin Bilgilerini Topla!
Ceylan Abla, altı parti değiştirdikten sonra kendi partisini kurmaya karar verdi. Ama sıradan bir parti değildi bu… Yıllarca içinde bulunduğu partilerde edindiği tüm gizli bilgileri, konuşulmamış skandalları ve parti içi çekişmeleri bir araya getirdi. Kimse onun aleyhine konuşamıyordu çünkü herkese dair bildiği küçük sırlar vardı. Böylece partisini ilan ettiğinde kimse ona karşı çıkamadı.
Ancak yeni bir parti kurmak, düşmanları da beraberinde getirdi. Eski partilerinden biri ona “ihanet etti” diyerek karşı propaganda başlattı. Ceylan Abla hemen bir plan yaptı: O partinin gizli bir anlaşmasını ortaya çıkardı. Bir sabah gazetelerde büyük manşet vardı: “Parti içindeki yolsuzluklar belgeleriyle sızdırıldı!” Halkın öfkesi eski partisine yönelirken, Ceylan Abla meydanlarda halkçı bir lider olarak alkış topluyordu.
6. Son Hamle: Geri Dönüş Kapısını Açık Bırak!
Siyaset uzun soluklu bir oyundu. Ceylan Abla kendi partisini kursa da, eski partilerine dönüş kapısını hep açık bıraktı. Liderlerin düştüğü anları kolladı, her zaman “Biz zamanında aynı çatı altındaydık, vefa önemlidir” diyerek eski düşmanlarına bile sıcak mesajlar gönderdi. Ve böylece, gerektiğinde tekrar başka bir partiye geçiş yapabileceği yolları açık tuttu.
Ancak bu kez dönüşü muhteşem olmalıydı! Eski partisinin yeni liderine gizlice mesaj gönderdi: “Birleşelim, birlikte daha güçlüyüz!” ve kısa süre sonra “İttifak” çağrısı geldi. Eski düşmanlarıyla barış görüntüsü vererek bir kez daha siyasetin kazananı oldu.
Sonuç:
Ceylan Abla’nın siyasetteki macerası, sadece parti değiştirmekle değil, akıl dolu hamlelerle rakiplerini saf dışı bırakmakla doluydu. O artık sadece bir siyasetçi değil, tam anlamıyla bir strateji ustasıydı. Kim bilir, belki de yakında bir ittifaka katılır ya da eski bir rakibiyle kol kola girer? Malum, siyaset uzun bir yolculuktu ve Ceylan Abla bu yolculuğun en büyük yolcusuydu!