Türkiye geçtiğimiz hafta covid19 aşısının ardından kanser a$ısı oyununa sahne oluyor..
Türkiye sözde iki Türk’ün aşı şirketi diye anlatılan kimyasal şirketinin ikinci kez deneme tahtası oldu..
Medyanın bir bölümünde tıpkı sahte pandemideki BionTech/Pfizer kimyasalında olduğu gibi şimdi de kanser aşısı ve “iki Türk bilim insanı” güzellemeleri yapılıyor..
Olaya Türk halkına sempatik gösterilerek, gönüllü kobay olmalarını sağlanmaya çalışılıyor..
Bir kısım medyanın müjde olarak verdiği haberlerde sakladığı, kimilerinin de ne olduğunu açıklamadan haberleştirdiği şey ise BionTech’in kanser a$ısının “Faz 1” çalışmanın bir bölümünün Türkiye’de Türk hastaları üzerinde deneneceğidir..
Bizim medyanın halktan sakladığı bilgiyi “euronews.” Adlı haber sitesi, “Dünyanın ilk akciğer kanseri aşısı, Türkiye de dahil 7 ülkede denenmeye başlıyor” başlığıyla açıklıyor.
Haberde, “BNT116 olarak bilinen aşının ilk faz denemeleri toplamda 130 hasta üzerinde yapılacak.
Prof. Dr. Uğur Şahin'in CEO'luğunu yaptığı Almanya merkezli biyoteknoloji şirketi BioNTech firması tarafından üretilen ve BNT116 olarak bilinen dünyanın ilk akciğer kanser aşısının ilk faz denemeleri, Türkiye de dahil olmak üzere toplamda 7 ülkede başlatıldı” denilerek, Türk medyasının sakladığı gerçek açıklanıyor.
Gerçeği Rus haber sitesi Sputnik ise, “Kanser aşısı çalışmasında bir ilk: Akciğer kanseri aşısı üretildi, Türkiye'de birinci faz uygulanmaya başlanıyor” biçiminde duyuruyor
Aşı ve ilaçla uğraşanlar bilir, Faz 1 çalışması kısıtlı sayıda hasta üstünde denenir. Daha fazla insanla yapılan Faz 3 ve çok farklı uluslardan çok sayıda insanla gerçekleştirilen Faz 4 çalışmasından sonra Faz çalışmalarının sonucu değerlendirilerek aşı ya da ilacın kullanılıp kullanılmayacağına karar verilir.
Türkiye’de de başlayan Faz 1 çalışması yedi ülkede yüz otuz hasta ile gerçekleştirilecek.
Türkiye’de faz 1 çalışmasının üssü olan Yeditepe ve Ege Üniversitelerinde kaç kişiye uygulanacağı ile ilgibi bir bilgi verilmedi ama, İngiltere’de yirmi hasta üzerinde deneneceği açıklandı..
Ameliyat veya radyoterapiden önceki erken evreden, geç evre hastalığa veya tekrarlayan kansere kadar hastalığın farklı aşamalarındaki yüz otuz kişiye, immünoterapiyle birlikte aşı uygulanacak.
Sözün özü, Türk insanı, tıpkı sahte pandemide yine BionTech’in sözde covid19 kimyasalında olduğu gibi yine aynı firma tarafından bu kez kanser a$ısı denilen kimyasal için kobay olarak kullanılacaklar..
Merak ettiğim, Faz 1 çalışmasının yürütüleceği Yeditepe Üniversitesi ve Ege Üniversitesi hastanelerinde, kobay olacak kullanılacak kanser hastalarına kobay oldukları açıklanacak mı, açıklanmayacak mı?..
Çünkü, faz çalışmalarında gönüllülük esastır..
Yoksa, covid 19 kimyasallarında olduğu gibi, şimdi de kanser aşısı olduğu iddia edilen kimyasalı kullanmaya mı zorlanacaklar?..
Aşı umut olacak, kanser aşısı ile kanserden ölümler bitecek tarzındaki Türk medyasında yer alan haberlere kesinlikle inanmayın.
Zira, henüz Faz1 çalışması daha yeni başladı..
Faz 1 çalışması tamamlanıp, hastalardaki sürecin takip edilip raporlaştırılmasından sonra Faz 3 ve aynı süreçle Faz 4 çalışması yapılması gerekiyor..
Tüm faz çalışmalarının sonuçları, yararlı olduğunu ortaya koyarsa aşı ya da ilaca kullanım izni çıkıyor ve piyasaya girmesine izin veriyor..
Yani, şu anda BionTech’in kanser a$ısının yararlı olup olmadığı bilinmiyor..
Ancak dört faz çalışmasının tamamlanması, deneklerde hastalığa etkisi belirlendikten sonra, aşı ya da ilaç oldukları kesinleşir; bizim medyanın halka yutturmaya çalıştığı umut olma, ölümleri önleme ancak o zaman mümkün olacaktır..
Faz çalışmaları sonunda kansere karşı etkili olmadığı ortaya çıkarsa, kanser aşısı çalışması resmen durdurulur..
Lakin, pandeminin sahteliği ve BionTech kimyasallarının yan etkileri ortaya çıkınca karı tepetaklak olan BionTech firmasınının insanlığın parasının yeniden hortumlaması için kanser a$ısı olayını ortaya attılar..
Covid 19 kimyasalında olduğu gibi kanserle ilgili kimyasalda da Uğur Şahin ve Özlem Türeci insanlara yalan söylüyorlar ve bu yalanları Türk medyası gerçekmiş gibi ve bir müjde olarak anlatıyor..
Şahin ve Türeci, “Focus” dergisine yaptıkları açıklamada ilk kanser aşılarının 2026 yılına dek ruhsat alıp piyasaya çıkacağını söylüyorlar..
Tamamen yalan..
11 Şubat 2024 tarihinde yaptıkları bu açıklama sırasında 20226’da ruhsatlanacağını söyledikleri “kanser aşısı” henüz faz 1 aşamasındaydı..
İnsanlara denenmesini içeren faz1-2-3’in ilki bu açıklamadan tam altı ay sonra 24 Ağustos 2024’de başladı..
Aşı ve ilaçların ruhsatlanma işi bir on yılı bulmaktadır..
Sürecin bu denli uzun olmasının nedeni ise, denek olarak kullanılan hastaların takibi, kimyasalın amaçlandığı gibi hastalığa karşı etkili olup olmadığını belirlenme süreci..
Bu açıklamalar bakınca, sahte pandemideki acil kullanım onayı benzer bir oyuna başvuracakları anlaşılıyor..
Öte yandan gözden kaçırmamamız gereken konu Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin iki yıl önce yaptıkları bir açıklamada, kanser tedavileri üzerindeki çalışmalarını Türkiye’ye de yaymak istediklerini söylemeleri ve önümüzdeki yıl Türkiye’deki hastanelerde daha fazla klinik çalışma yapabilmek için somut adımlar attıklarını açıklamalarıdır.
Türkiye’deki hastanelerde 2023’de yapacaklarının açıkladıkları “klinik çalışmalarına” bir yıl gecikmeli olarak yaşama geçirdiler..
Tabii, burada kimse Almanya’da yaşayan Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin, Almanya’da binaları olan Biontech’in klinik çalışmalarını neden Almanya’da değil de Türkiye’de gerçekleştirmek istemelerini kimse sorgulamadı..
Niyet açık aslında. Ölüm dahil çok sayıda yan etkisi olan olan Covid 19 a$ısında olduğu gibi gibi kanser a$ısı için de Türk insanının kobay olarak kullanacaklar..
Belli ki, Covid 19 a$ısında Sağlık Bakanlığı’nın ve Devlet’in sağladığı kolaylıklar hoşlarına gitmiş, bir kez daha Türk insanını kullanmak istemişler..
Malum, Almanya, bu ikilinin yere göğe sığdırılamayan ve insanlara dayatılan Covid 19 a$ısından kalıcı yan etki görenlere tazminat ödemişti.
Kanser a$ısının faz çalışmasını Almanya’da yapmaları durumunda bir kaç yıl içinde yine tazminat cezalarıyla karşı karşıya kalabilirlerdi..
Riske girmenin ne anlamı var, nasıl olsa Türkiye’de kimse yan etkileri, a$ıdan kaynaklı ölümleri sorgulamıyor, Sağlık Bakanlığı üstünü kapatıyor..
O halde vur a$ıyı Türk insanına , ölürse onlar ölür, kimse de hesap sormaz!..
Bu arsada anımsatalım, Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin kanser aşısı da, Pfizer firmasının internet sitesinde belirtildiği ölüm, kalp krizi dahil bin iki yüz yan etkisi görüldüğü belirtilen, Almanya’nın o kimyasalın yan etkisini yaşayan dört yüz altmış yedi kişiye ömür boyunca her ay 164-854 euro arasında tazminat ödediği, BionTech/Pfizer aşısı gibi mRNA kökenli bir kimyasaldır..
Uğur Şahin ve Özlem Türeci’nin sahte pandemideki Covid19 mRNA aşısı gibi ağır yan etkilere neden olması hatta ölümleri artırması da kuvvetli bir olasılık olarak karşımızda durduğunu da hiç aklımızdan çıkarmayalım..