Edebiyatta, sanatta hayal gücü çok önemli..
İnsan hayal ettiği müddetçe güzel yapıtlara imza atabiliyor.. Ama bazıları, hayal gücünü öylesine ileriye götürüyor ki, adeta geleceği onlarca yıl öncesinden anlatıyor..
Tıpkı, Jules Verne gibi.. Jules Verne, 1865 yılında yazdığı ve "Ay'a Seyahat" adını koyduğu romanında aya yolculuğu anlatmıştı.. Aya seyahati anlattığı kitabından tam beş yıl sonra, yani 1870'de bu kez "Denizler Altında Yirmi Bin Fersah" adlı kitabıyla deniz altında yolculuğu anlatmıştı.. Jules Verne'in hayalleri onlarca yıl sonra gerçekleşti.. Aya da gidildi, denizaltılarla denizlerin altında seyahat de yapıldı.. Jules Verne gibi geleceği tıpatıp anlatan bir başka yazar ise George Orwell...
George Orwell, kendi ülkesinde 1949, Türkiye'de ilk baskısı 1958'de yayınlanan "1884" adlı kitabında, 1984'deki dünyayı anlatıyor.. Kitaba göre, bireysellik yok ediliyor, zihinler kontrol altına alınıyor, insanlar makineleşmiş kitlelere dnüştürülüyor, ağabey sürekli dünyayı gözetliyor, yasak aşklar tavan, korku ve ihanet tavan yapıyor.. Kitkabın bir bölümünde, "Parti'nin dünya görüşü, onu hiç anlamayan insanlara çok daha kolay dayatılıyordu.. Her şeyi yutuyorlar ve hiç bir zarar görmüyorlardı çünkü tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun bedeninden sindirilmeden geçip gitmesi gibi, yuttuklarından geriye bir şey kalmıyordu."
Kitabın kapağına taşınan sloganlar ise, "Hürriyet esarettir", "Cehalet kuvvettir", "Ağabey seni gözetliyor" şeklinde… Büyük birader, kesintisiz olarak dünyayı dinliyor ve izliyor..
Orwell'ın kurguladığı dünya: geçmişin kontrol altına alındığı, karanlık, baskıcı bir yönetim ve bu yönetimin yaptıklarını bilen ve kabullenen insanlar... Yazılmasının üzerinden tam 68 yıl geçmiş 1984, adeta 1984'den başlayıp günümüze uzanan bir dünyayı anlatıyor.. Özgürlüğü esaret kabul edenlerle birlikte yaşıyoruz..
Cehaletten kuvvet alan insanlarla karşılaşıyoruz.. Büyük ağabey halae yatak odalarımıza kadar bizi gözlüyor ve izliyor.. Hatta bir ara, ağabeyin dünyayı gözetlemesinden ilham alarak "Big Brother" yani kardeş bizi gözetliyor, biri bizi gözetliyor gibi televizyon programlarını yapılmış, bizlerde ağzı açık izlemiştik..
Yani, George Orwell, 68 yıl öncesinden bugünleri görmüş ve anlatmış.. Tıpkı Jules Verne gibi geleceği okumuş.. İnsan, George Orwel'in 1984'ünü okurken, sanki aynı anda da bugünleri yaşıyor!…
**
KAYDER'den türkü ziyafeti
Adana'da son yıllarda, Türk Halk Müziğine ilginin artması sevindirici bir gelişme.. Halkımız türkülere hak ettiği değeri vermeye başladığını görmek mennun edici bir gelişme..
Son yıllarda, bir çok Türk Halk Müziği korosu oluşturuldu.. Hepsi birbirinden güzel konserlere imza atıyorlar.. Adanalılara türkü ziyafeti çekiyorlar..
Bu oluşumlardan birisi de kısa adı KAYDER olan Kayışlı Mahallesi Eğitim Kültür ve Sosyal Dayanışma Derneği bünyesinde oluşturulan "Su Damlası Halk Müziği Korosu" Su Damlası Korosu, geçtiğimiz günlerde muhteşem bir konser verdi.. CHP adana Milletvekili İbrahim Özdiş'in de aralarında bulunduğu kalabalık bir topluluk tarafından izlenen konserde, Su damlası adeta türkü ziyafeti çekti..
Salonu dolduranlara türkü dolu bir gece yaşattı.. Türkülerimizin, halk kültürümüzün popüler müzik ve popüler kültür karşısında yeniden dirilmesini sağlayan başta Su Damlası ve Adana Öğretmenler Korosu gibi koruları kutluyor, halk müziği korolarına yenilerinin eklenmesini diliyorum…
**
Modanın ve tasarımın bittiği nokta
Modanın tasarımcıları bizleri, özelilkle kadınları uçuk kaçık tasarımları ile şekilden şekile sokuyorlardı.. Bugüne kadar uçuk kaçık moda tasarımları görülmüştü ama, bu kadarı da görülmemişti.. Avrupa'da yapılan bir defile, modanın ve tasarımın bittiği noktaya gelindiğini gösteriyor..
Şu fotoğraftaki giysi erkeklere yılın modası diye sunuldu.. İzleyenlere de, televizyonlarda görenlere de, gazetelerde okuyanlara da pes dedirtti... Bu kıyafeti girecek erkek çıkar bilinmez.. Bilinen şey, modanın ve tasarımın ruhuna el-fatiha!…