Bizim çocukluğumuzda sıcaklar bastırınca iki şey moda olurdu..
Birincisi, Seyhan Nehri'nde ve kanallarda boğulmaktı..
İkincisi ise, asfaltta yumurta pişirmekti..
Gazatecilğe ilk başladığım yıllarda, asfaltta yumurta pişirme ilgili çok haber yapmıştım..
Lakin, o zamanlar kimsenin aklına güneşe ateş etmek gelmiyordu..
Sonraki yıllarda öyle bir moda başladı galiba..
Socaklar bunaltmaya başlayınca pompalısı alan güneşe, "bizi niye yakıyorsun" diye ateş etmeye başladı..
O katdar çoğaldı ki, bu tür olaylar, sonunda BKM'nin Güldür Güldür Show'unda bile skeç konusu olmuştu..
Bir kaç gündür güneş yakıcı yüzünü göstermeye başladı..
Bu yıl biraz erken yakmaya ve bunaltmaya başladı..
Haliyle, güneşe ateş günleri başlamış oldu..
Tabii, asfaltta yumurta pişirme etkinlikleri de "Nerede o eski Ramazanlar? O Eski Ramazanlar Şimdi Adana'da" temasına uygun olarak eskiye özlem kapsamında güneşin sıcağından yararlanma etkinliği olarak yeniden başlayacaktır..
Gümeşe ateş açma, asfaltta yumurta pişirme tamam da, nolur, şu Seyhan'da ve kanallarda boğulma günleri hiç gelmesin…
***************
Çipras, Kurtuluş Vapurunu ve İzmir'i anımsasın
Yunanlılar bir alem ulus..
Biraz rahat bırakırsanız, bir yerleri kaşınıyor...
Megealo İdea diye ortalığa düşüyor..
Yunanistan'dan gelen son haberler, 19 Mayıs'ta Selanik'te Atatürk'ün Evine varan bir yürüyüş yapacaklarmış. Ateş dansı yapıp "Pontus" diye böğüreceklermiş..
Başbakanları Çipraz efendi de, Akdeniz'de Türkiye'ye rest çekmeye kalkıyor..
Neymiş, Türkiye'nin Akdenhiz'de petrol araması savaş sebebiymiş..
Anlaşılan Çipras'ın Yunan tarihinden haberi yok..
Yunanistan tarihinde Türkiye demek "Küçük Asya Felaketi" demektir..
Anadolu'da işledikleri cinayet ve katliamların sonunda ordusunun yok oluşuna tanık olmuşlardı..
O zaman Yunan ordusunu yok eden Türk ulusu, komşusu açlığın pençesine düştüğünde de tek yardım elini uzatan ulus olmuştu..
Türk halkının yapısında var; düşmanlık görüne o elleri kırar, yaralı düşkün görünce de yarasını sarar..
İkinci Dünya Savaşı'nda Yunan halkı açlıktan kırılırken, onları kışkırtan ülkeler değil Türkiye ve Türk halkı yardımlarına koşmuş, onları doyurmuştu..
Türk yardımı gelene kadar bir yurtta kalan 311 çocuktan 300'ü ölmüştü..
Yunanistan tarihine “Büyük Açlık” olarak geçen ve resmi kayıtlara göre 70 bin kişinin ölümüne neden olan açlık ve sefalet döneminde Yunanistan'a yardım eden tek ülke Türkiye olmuştu..
Kurtuluş Vapuru İkinci Dünya Savaşı sırasında Türkiye ile Yunanistan arasında tam anlamıyla bir hayat ve umut köprüsü haline gelmişti..
Kurtuluş Vapuru’nun kiralandığı günlerde Ortaktepe, Alemdar, Muzaffer, Hayat-ı Bahri, Şahin-i Bahri, Yardak ve Hatay motorlarına ilaveten Hüdaverdi ve Köstence Vapurları da İstanbul’dan Burgaz ve Köstence’ye balık götürmüş ve açlık çeken insanlara yardımcı olunmaya çalışılmıştı..
Türkiye, Kurtuluş Vapuru ile 13 Ekim 1941 tarihinde 50 ton buğday, pirinç, sağlık malzemesi ve giyim eşyasını İzmir’den Pire Limanı’na göndererek bunların Yunan halkına dağıtılması için Yunan Kızılhaç Cemiyeti’ne teslim etmişti…
Vapura yüklü bulunan gıda maddeleri arasında çocuklar için çok miktarda pirinç unu ve nişasta, fasulye, nohut, yumurta ve sair gıda maddesi vardı…
Türk basını Kurtuluş Vapuru’nun seferi vesilesiyle Atina’daki açlığı gözler önüne sermeye başlamıştı…
Yunanistan’da durum o kadar kötüdür ki Kurtuluş Vapuru’nun Pire Limanı’na yanaşması sonrasında Yunanlılar limana akın etmişlerdi...
Türkiye’den gelen bu yardımlar kamyonlarla ülkenin değişik bölgelerine dağıtılmış ve gazetelere göre durumdan son derece memnun olan Yunanlılar da Kurtuluş Vapuru’nun bir resminin yapılarak Pire’nin en güzel yerine asılacağını ve Türk milletinin bu iyiliğini hiçbir zaman unutmayacaklarını belirtmişlerdi…
Tarihte belki de hiçbir vapur, onun kadar umutla beklenmemiş, onun kadar sevinçle karşılanmamıştı... Hiçbir vapur, tek bir yolcu taşımadığı halde binlercesini ölümden kurtarmamıştı... Tarihte belki de hiçbir vapur, onun kadar çok sevilmemişti...
Cipras belki bilmez ama, Kantstantin Karamanlis gibi Yunanlı siyasetçiler, Kurtuluş Vapurunu'nu da o zaman yapılanları da, açlığa muhkum edilen Yunan halkının Kurtuluş Vapuru ve Türkiye'ye olan minnet duygularını yakından biliyorlardı..
Karamanlis, Türkiye ile ortak Kurtuluş Vapuru belgesel filmini yaptırmıştı..
Çipras, ve 19 Mayıs'ta Atatürk'ün Evi'ne yürümeye kalkışacak Yunanlılar, tarihlerini bir kez daha gözden geçirmeleri kendi halklarının yararına olacaktır..
Zira, Türk halkı, açlığa mahkum edilen komşusunun yardımına tüm düşmanlıkları bir yana bırakıp koşmasını bilirken, kendisine kalkacak elleri kırsanını da iyi bilir..
Türk halkının bu iki özelliğini en en iyi Yunanlılar bilir!...