Demokrat Parti'de kendini "partiiçi muhalefet" olarak tanımlayan ama bir ayakları İP'te bir elleri CHP'de, diğer eli MHP'de olan ile ilgili görüşlerimi dile getirmiştim geçenlerde..
O yazıdan sonra DP Seyhan İlçe eski Başkanı Muhammet Emin Atasever aramış; DP'li olmadığını, merkez sağda partileşme çalışmaları devam eden yeni oluşumu desteklediğini açıklamıştı..
Diğer bazı arayanlar ise başka partilerle ilişkilerini normal göstermek için Demokrat Parti'nin mevcut kimi yöneticilerinin adlarından ve yaptıkları girişimlerden bahsettiler..
Hepsinin bahsettiği kişiler aynı kişilerdi..
Reşat Coşkun, Abdurrahman Durmaz, Hüseyin Demiray ve Hamit Menteş..
İddialar, bu kişilerin hem DP yönetiminde yer aldıkları, hem "partiiçi muhalefet" ile birlikte hareket ettikleri yönündeydi..
Biraz araştırma yapınca, iddiaların büyük ölçüde doğru olduğu anlaşılıyordu..
Reşat Coşkun, Abdurrahman Durmaz, Hüseyin Demiray ve Hamit Menteş hem Demokrat Parti yönetiminde görev almışlar, yönetim tıoplantılarına katılmışlar; hem partiiçi muhalefetin toplantılarına..
Listesine girdikleri İl Başkanı Cafer Doğan'a muhalefet ettikleri gibi Genel Başkan Gültekin Uysal'a da muhalif olmuşlar..
Ama, aynı zamanda, CHP'li Çukurova Belediye Başkanının sağladığı araçla Ankara'ya gidip Genel Başkan Gültekin Uysal'dan birlikte görev yaptıkları İl Başkanı Cafer Doğan'ın görevden azlini istemişler..
Partiden ayrılanların muhalefet etmeleri anlarım da, hem parti yönetiminde görev almak hem muhalefet yapmak ne oluyor?..
İnsan siyasetteki çizgisini belirler o yönde ilerler..
Ya yönetimin yanındadır, gidip teşkilatlarda görev alırlar..
Ya muhalefet eder, bir muhalifi olarak yönetime karşı çalışır..
Hem yönetimde olup, yönetiminde görev aldığı başkana ve genel başkana muhalefet etmek herhalde Demokrat Parti usulü partiiçi muhalefe yöntemi olsa gerek..
Zira, başka partilerde, yönetimde görev alırken, yönetime muhalefet yapan siyasetçilere pek rastlanmıyor…
*************
Yaptığın "metro"yu da, "köprü"yü de gördük
Her seçim öncesi adını gündeme getirme derdine düşen Adana Büyükşehir Belediye eski Başkanı Aytaç Durak, seçime 5 ay kala yine ortaya çıktı..
Bayram değil seyran değil, eniştem beni niye öptü sözünü anımsatırcasına, durduk yerde bir toplantı düzenledi, metro üzerinden prim yapmaya çalıştı..
Neymiş, 3 yılda metroyu bitirecek siyasetçi varsa aday olmayacakmış!..
Yoksa adayım demeye getiriyor..
Durak'ın bu açıklamasını alıp komedi niyetine izlemek gerek..
Zira, Adanalı onun yaptığı metroyu da biliyor..
Durak'ın metro dediği hafif raylı sistemin, Türkiye'deki gerçek metrolardan bile kat be kat pahalıya yapıldığını, Adana halkının parasının hovardaca harcandığını gördü..
Bitmeyen işlere hakediş düzenlenip haksız ödeme yapıldığını, Durak'ın bu durumu Ankara'da yapılan toplantıda itiraf ettiğine tanık oldu..
Karakolda doğru seyleyip mahkemede şaşan Yaşar gibi, Ankara'da yapılmayan işe para ödediğini kabul edip, Adana'ya gelince inkar etmeye, zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalıştığını ibretle izledi..
Adana'nın yüz milyonlarca dolar borç batağına sokulduğunu, ortaya çıka çıka Lunaparklardaki tren kadar bile yolcu taşımayan, hiç bir yere gitmeyen, çalıştıkça Adana halkına yeni parasal yükler getiren ucube ile başbaşa kaldı..
Tabi bir de, tepede kırmızı ışıkta beklenilen Celal Bayar adını verdiği ucube köprüsü vardı..
O köprü bugünkü haline getirilmek için Durak tarafından iki kez yapılmış oldu..
İki köprünün parası Celal Bayar Köprülü Kavşağına gömülmüştü..
Hafıza-ı beşer işte..
Durak gündeme gelmek için olur olmaz atraksiyonlar yaparken, insanın hafızasına da metro denen bataklık ile ucube köprü geliyor..
Yaptıkları yapacaklarının teminatı olduğu için, yaptığı "metroyu"da, köprülü kavşağı da gördük..
Ezkaza bir kez daha seçilip "metro"ya el atarsa Adana'yı içine düşüreceği milyar dolarlık borçları düşünmek bile insanı ürpertiyor..
***********
Durak aday olur mu?..
Aytaç Durak, metro bahanesiyle adaylığını dolaylı olarak açıklamasına açıkladı ama gerçekten aday olur mu?..
Bence olmaz..
Aytaç Durak, benzer atraksiyonu 2014 seçimlerinden önce de sergilemişti..
CHP'nin kapısını epey zorlamış, kapı yüzüne kapanınca da bağımsız adaylığını koymuştu..
Ancak, kamuoyu yoklamalarında yüzde 2,5 oranında oy potansiyeli olduğunu görünce, Hüseyin Sözlü'ye destek açıklamasıyla adaylıktan çekilmiş, zevahiri kurtarmaya çalışmıştı..
Duak, 31 Mart 2019 tarihinde yapılacak yerel seçim öncesinde yine kamuoyu yoklamaları yaptırdığından emin olun..
Oy potansiyelinin 2014'ün de altına indiğini yüzde 1,5 -2 bandında olduğunu görmüştür..
Önceki gün yapılan ve hafta sonu Ulusal Kanal ekranlarında devam edecek showun tek amacı, gücünü olduğundan fazla gösterip, CHP'yi adaylığı konusunda ikna etmek..
Durak, bu projenini de tutmayacağını çok iyi biliyor..
Bakmayın bugünkü showlara..
Seçime yakın, bir aday lehine açıklamalarla durumu kurtarmaya çalışacaktır..
2014 seçimlerindeki filmi aynen bir kez daha izleyeceğiz..