Kendisini "İyi Parti" olarak tanımlayan malum partinin üyelerinin çoğunluğu eski MHP'li, eski ülkücülerden oluşuyor..
Aralarında MHP'de yöneticilik yapmış, milletvekilliği yapmış, parti üst yönetiminde bulunmuşlardı..
MHP'den ayrılışları gerekçeleri de, partini "ülkücü çizgiden ayrılmış" olmasıydı..
Bir başka gerekçeleri, MHP yönetiminin, "milliyetçiliği ayaklar altına alanlarlar" işbirliği yapmasıydı..
24 Haziran seçimlerinde CHP'nin kanatları altına girmelerini sadece izlemiştik..
Kutuplaşmaya giden Türkiye'de normal bir siyasal atak olarak görmüştük..
Ama, 31 Kasım seçimleri İP'e giden "ülkücüler"i büyük bir samimiyet sınavı beklemektedir..
Benim kastettiğim, kamuoyunda yapılan HDP ile ittifak yaptıkları konusu değil..
Siyasal tercihler hiç bir zaman eleştiri konusu yapmam..
Çünkü, o tercihleri yapanların mutlaka geçerli bir gerekçeleri, kendilerince haklılık payları vardır..
İP'deki ülkücüleri bekleyen samimiyet testi, ülkücülerin ve Türk halkının belleğine "ülkücü katili" olarak kazınmış soyadına destek verip vermeyecekleri noktasında olacak..
CHP'nin bir adayı malum, 12 Eylül döneminde Ankara Emniyet Müdürlüğü'ndeki C-5 denen yerde yapılan işkenceleri yöneten, Mamak'ı bir işkencehaneye çeviren, ülkücüleri "kafes"lere tıkan, çok sayıda gencin yaşamını yitirdiği işkenceleri bizzat yöneten babasıyla övünen bir zat..
İP'de bulunan 12 Eylül'de o adayın övündüğü babasının zulmüne maruz kalmış ülkücülerin, o günleri unutup o soyadına oy vermeye elleri gidecek mi?..
12 Eylül'ü yaşamamış ülkücüler, ağabeylerinin ablalarına işkence yapan, haraketin liderine idam isteyen, binlerce ülkücüyü zindanlara tıkan, Mustafa Pehlivanloğlu'nun idamına saatler kala işkenceye alan zalimin soyadına "evet" mührünü basabilecekler mi?..
Eğer, bunu yapabilirlerse, MHP'den ayrılış gerekçelerinde samimi olmadıkları, tüm gerekçelerinin yalan olduğu ortaya çıkacaktır..
Onun için diyorum, 31 Mart seçimleri İP'de siyaset yapmayı tercih eden ülkücüler için bir samimiyet, bir ülkücülük sınavı olacaktır…
Aslında aynı samimiyet sınavı CHP'de kendini sosyal demokrat, sol, sosyalist, Atatürkçü diye tanımlayan kişiler için de geçerli ama, onu da yarın yazıya dökelim…
************
"AK Parti" dedik oyunuzu bize verin!
Millet İttifakı'nın CHP kanadından bazı kişilerin tutumu, davranışı çok ilginç..
AK Parti - AKP söylemi üzerinden oy kazanmayı ciddi ciddi umanlar var..
Paylaşımlarında MHP'lilerin AK Parti yerine AKP dediğini ama kendilerinin AK Parti dediklerini yazıyorlar..
AKP diyen MHPli adaylar yerine AK Parti dedikleri için CHP adaylarına oy vermelerini istiyorlar..
Bu davranışlarını da "Bizim bu seçimlerde Ak partili kardeşlerimizin oylarına ihtiyacımız var onların oylarına talibimiz" sözleriyle gerekçelendiriyorlar..
"AK Parti" dedikleri için iktidar partisinden oy bekleyenlerin bu mantığı bana, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ı hatırlattı..
Artık siyasal mevta olarak aramızda dolaşan Mesut Yılmaz, seçim dönemlerinde MHP'nin güçlü olduğu yerlerde milliyetçi bir konuşma yapar, "Bakın milliyetçilikten bahsettim. MHP'liler ANAP'a oy versin" derdi; solun güçlü olduğu yerde sosyal demokratlar gibi konuşur, tüm sosyal demokratların oyuna talip olduğunu söylerdi..
Her gidi siyaset hey..
Anlayış onlarca yıl geçse de değişmiyor..
Eskiden bir Mesut Yılmazımız vardı..
Şimdi ortalık Mesut Yılmazlardan geçilmiyor...