Adan Barosu aylarca bağırmıştı, İstinaf Mahkemesi Adana'dan gitmesin diye..
Ancak, siyasi iktidar, Nuh deyip Peygamber dememiş ve İstinaf Mahkemesi'ni Gaziantep'e götürmüştü… Adana olarak, İstinaf Mahkemesi'nin Gaziantep'te olmasının sıkıntısını, Büyükşehir Belediye başkanı Hüseyin Sözlü'nün davasının Gaziantep'e gönderilmesi ile yaşamıştık..
Yakın zamanda, Adana'da da İstinaf Mahkemesi kurulacağı açıklanmıştı… Adanalet Bakanı Bekin Bozdağ, dün Adana için adeta bir müjde verdi.. Bozdağ, Adana İstinaf Mahkemesi'nin Eylül ayında faaliyete geçeceğini açıkladı..
Bakan Bozdağ'bu açıklaması Adana için gerçek bir müjdedir.. Zira, Bakan Bozdağ'ın dediği gibi, istinaf mahkemeleri Yargıtay ve danıştay'dan daha etkin bir mahkemedir…
Bozdağ'ın, "İstinaf mahkemeleri, önlerine gelen kararları incelerken kararın esasını ele alıp, her yönüyle değerlendirme yapıp adeta ilk derece mahkemesi gibi yeniden karar verme hak ve yetkisine sahip. Şu anda Danıştay’ın da Yargıtay’ın da böyle bir yetkisi yok.
Baktığımız zaman, istinaf bu yönüyle son derece güçlü, son derece etkin yargılama yapan bir mahkeme durumunda.
Zaman içerisinde istinafın bu gücü daha iyi anlaşılacaktır" şeklindeki sözleri son derece doğru.. Siyasi iktidar, Adana için doğru olanı gecikmeli de olsa yerine getiriyor.. emeği geçenleri kutlamak gerekiyor… Çünkü, Adana'nın son yıllarda aldığı en büyük devlet imkanı Adana'ya geliyor…
**
"En çok kayırılan" kuralı takır takır işliyor
Dünya ticaretinde "En çok kayırılan ülke" diye bir kural ve uygulama var.. Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması GATT'ın önemli bir kuralıdır, bu en çok kayırılan ülke kuralı..
GATT, uluslaranrası ticaret açısından son derece önemli.. En çok kayırılan ülke kuralı da GATT'ın önemli bur kuralı olarak ticarete yön veren bir uygulama.. Dünya ticaretine yön veren bu kural, değişik bir şekilde sanırım Adana'nın sosyal ve siyasal yaşamında da uygulamada..
Yani Adana'da da, Dünya Ticaret Örgütü'nün "en çok kayırılan ülke" kuralına parelel ya da benzer şekilde "en çok kayırılan kişi ve dernekler" kuralı sözlü bir kural olarak uygulanıyor.. Hem de takır takır...
Başta belediyeler olmak üzere, bir çok kamu kurumunda, en çok kayırılan kişi ve dernek kuralı yazılı bir kural olmadan fiilen hayata geçmiş durumda.. Çevrenizi şöyle bir bakınca, çok fazla dikkat etmeden, en çok kayırılan kişi ve dernek olarak, korunan kollanan kişi ve dernekleri çok rahatlıkla gireceksiniz..
En çok kayırılan kişi ve dernek söz konusu olunca, ne yasa hükümleri, ne yönetmelikler, hiç biri geçerli olmuyor.. Binr başkanın, bir bürokratın, "falanca kişiyi, derneği mamalayın" demesi yeterli oluyor..
En çok kayırılan kişi ya da dernek kuralı söz konusu olunca, devletin bütün olanakları seriliveriyor.. Binlerce dernek varken, en çok kayırılan dernek konumundaki dernek, KOSGEB'in kurslarını düzenleme imtiyazını alabiliyor..
Devlet kurumlarının binaları, en çok kayırılan kişi ya da derneğe kapılarını ardına kadar açılabiliyor.. Örneğin Çukurova Kalkınma Ajansı gibi bir kurum, binasında en çok kayırılan bir derneğin etkinlik yapmasına izin verebiliyor.. Acaba, en çok kayırılan dernek statüsünde olmayan bir dernek, ÇKA benzeri kamu kurumları binalarını etkinliklerinde babasının malı gibi kullanabilirler mi?
**
Kızıl Güneş Bayramı kutlandı
Türk dünyasının gerçek bayramlarından Kızıl Güneş Bayramı 21 Haziran'da Turan Coğrafyasının değişik bölgelerinde kutlandı..
Türkiye'deki küçük çaplı kutlamalara karşılık, hala Türk halkının kendi öz bayramını tam anlamıyla kutlamadığını görüyoruz..
Kızıl Güneş Bayramı, Turan coğrafyasında değişik adlarla kutlanabiliyor.. Kızıl Günel ve Kuzul Kün bayramı en yaygın olanları…
Saka Türkleri'nde Ysyakh, Tatar Türkleri'nde Sabantuy, Doğu Türkistan'da El Oyun gibi adlarla anılabiliyor.. Türkler için son derece önemli bir bayram... Türk töresinde, yazın gelişini bilgilendiren bu bayram, aynı çağda kişi gücünün en yüksek seviyeye çıktığı gündür.
Güneş, ay, ateş ve su Tanrı'nin gücünün belgileridir (sembolleridir). Kişilerin Gök'e alkış (dua) ederek elde ettiklerine inandıkları "BUYAN" adlı akım, güneşin göğün neresinde durduğuna bağlı olarak değişir. Yılın en uzun gününün yaşandığı ve gündüz ile gecenin eşit olduğu günler, en önemli bayramlardır.
Ata binerek, ok atarak, güreş tutularak, oyunlar oynanarak, alkış (dua) ağaçlara dilek çaputu bağlayarak Tanrı'yı anarak bu bayram kutlanılıyor...
Ya da ağaç dikilir, bala sevindirilir ya da hayvanlara yemek ile su bırakılır...
Fotoğraftaki, Sibirya'daki Saka Türklerinin Ysyakh Bayramı halayı gibi Türkiye'de kutlanacağı günler dileğiyle, 21 Haziran Türk acunun Kızıl Kün (Güneş) bayramı kutlu ve sonsuz olsun…