Türkiye, iki seçimdir ittifakların yarıştığı seçimler yaşıyor..
İlkini 24 Haziran 2018 seçimlerinde gördüğümüz benzemezler ittifaklarının 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde bir kez daha Türk halkının karşısına çıkarıldığını, halkın iki ittifaktan birine oy vermeye zorlandığına tanık olduk..
İlk bakışta, ittifakların amacı, siyasal partilerin ve siyasetçilerin kendi güçlerine güvenmedikleri için başka partilerin koltuğunun altına sığınmaları gibi algılanıyor..
İktidar iddialarıyla kurulun partilerin, yılların partilerinin seçimler yaklaşınca ipe un sermeleri, bir güçlü partini lokomotifi olduğu "ittifak" içinde yer almaları bu algının yaygınlaşmasını da güçlendiriyor..
Aslında ittifakların gerçek amacı, halkın algıladığından, ya da halka empoze edilmeye çalışılandan çok daha farklı..
İttifaklar, doğrudan doğruya iki partili sistemi meşrulaştırmak için ortaya atılmış ve iki seçimdir uygulanmıştır..
ABD sisteminin Türkiye'ye uyarlanmasından başka bir şey değildir..
Bu nedenle, bundan sonraki seçimlerde de, sağcısı, solcusu, sosyalisti, Türk miliyetçisi, Kürt milliyetçisi, İslamcı birbirine benzemeyen ne kadar görüşe sahip olduğu sanılan siyasal partilerin bir ittifak çatısı altında biraraya getirildiklerine tanık olacağız..
Çünkü, ittifakları isteyen irade, Türkiye'ye iki partisi sistemi yerleştirmek istiyor..
Türk halkına iki partisi sistemi dayatıyor...
Sistemi sempatik gösterip destek arttırmak için de bugünkü ittifaklar oyununu sergiliyorlar..
Cumhur ve Millet gibi son derece şatafatlı, halkın duygularını okşayan adlarla ittifakları ortaya sürenlerin, ittifaklarda yer alan siyasal partilerin ve siyasetçilerin amacı iki partili sisteme yumuşak geçisi sağlamaktır..
Bizler de, ittifaklardan birine oy atarak iki seçimdir iki partili sisteme geçise oylarımızla katkı koymuş bulunmaktayız..
İki partili sistemin Türkiye'ye dayatılması yeni değil aslında..
İlk denemeleri 12 Eylül 1980 darbesi sonrasında demokrasiye geçiş sürecinde yapılmıştı…
Askeri idare, seçime katılacak partileri veto ederek 3 parti ile seçimlerin yapılmasını sağlamıştı..
Dönemin başbakanı ANAP Genel Başkanı Turgut Özal, bu sistemi "2,5 partili, 2,5 gazeteli sistem" olarak tanımlamıştı..
Oyunun kurucularına göre, Türkiye'de bir merkez sağ, bir merkez sol, bir de diğer kesimlere hitap edebilecek üçüncü parti olacaktı..
Oyun ilk kurgulandığında, merkez sağı DP'nin, merkez solu CHP'nin, buçuk partiyi de ANAP'ın temsil etmesi öngörülmüştü..
Sonra, MDP ile ANAP yer değiştirdi. Proje, merkez sağda ANAP, merkez solda CHP ve buçuk partiyi ise Kürt hareketine ait partinin temsil etmesi üzerine kurgulanmıştı..
MHP'nin istenen oy kaybına uğramaması, arada Genç Parti gibi sağ seçmenden ciddi oy alan partilerin çıkması, Kürt Hareketi partilerinin beklenen patlamayı yapamaması, iki partili sistemin önündeki engelleri oluşturmuştu..
Oyunun kurucuları baktılar, siyasal partilerin tek başlarına seçime girmeleri, Türkiye'nin iki partisi sisteme geçme planlarını engelliyor, 30 yıllık bir kafa patlatmadan sonra ittifaklar formülünü buldular..
Yeni formüleasyona göre Türkiye'deki siyasal partiler 2 ittifka içerisinde seçime gireceklerdi..
Cumhur İttifakı denilen ittifak AKP, MHP ve BBP'den oluşturuldu, Millet İttifakı denilen İttifak ise biraz daha geniş kapsamlı olarak CHP, İP, SP, ÖDP'den oluşturuldu..
Buçuk partiyi temsilen dışarıda bırakılan HDP ise bir çok yerde Millet İttifakı'nın müttefiki olarak seçime girdi..
Bundan sonraki seçimlerde de adları değişik olsa da iki ittifak katılacak. Buçuk parti görevini ise yine HDP üstlenecek..
Çevremize baktığımızda artık bir çok insanın partisine oy verdiğinden değil, ittifaka oy verdiğinden bahsettiğini göreceksiniz..
Özal'la devreye soktukları 2,5 partili projenin başarısızlığından ders alan proje hazırlayıcıları geçen 30 yılda derslerini çok işi çalışmışlar..
30 yıllık çalışmasın sonunda öyle bir proje hazırladılar ki, 30 yıl önce oyunu bozan Türk halkı iki seçimdir iki partili sisteme yumuşak geçişi oylarıyla hızlandırdıyor...
_Antropolojik ve sosyolojik açıdna bakınca ise, mükemmel bir toplum mühendisliği örneğine tanık olduğumuzu söyleyebilirim…
****************
İlk ziyaretçi Mehmet Koca olmalıydı
MHP'nin tek başına seçime girse, kazanma şansı hiç olmayan Sarıçam Belediye Başkanı Bilal Uludağ'a ziyaretçi akını sürüyormuş..
Kimlerin Uludağ'a "hayırlı olsuna" gittiklerini de Sarıçam Belediyesi'nin gönderdiği basın bültentlerinden takip ediyoruzz.
Değişik siyasal partilerden siyasetçiler Uludağ'a hayırlı olsun dediler..
Ama, Uludağ'a ilk "hayırlı olsun" demeleri gereken parti ve o partili siyasetçilerin bugüne katdar ziyaret ettiklerini duymadık..
Uludağ'a ilk hayırlı olsun demesi gerekenler İP'in Sarıçam Belediye Başkan Adayı Mehmet Koca ile İP'in ilçe yöneticileri olmalıydı..
Zira, geçtiğimiz 5 yıllık süreçte MHP'li Sarıçam Belediyesi'nde en çok kayırılan siyasal parti İP olmuştu..
Sarıçam Belediyesi'nde işe girmede en büyük referansın Mehmet Koca olduğu dönemleri izlemiştik..
Koca ve diğer iP'lilerin önerdiği isimler Sarıçam Belediyesi'nde işe alınmış, Koca'dan sonraki en büyük koruyucuları Bilal Uludağ olmuştu..
Mehmet ve Koca ve İP'lilerin yeni dönemde de, dün birlikte kadrolaşma yaptıkları Bilal Uludağ'ı ilk tebrik edenler olmalarını sanırım bütün Sarıçamlılar bekliyordu..
Beklentilerin neden boşa çıktığını ise hiç bir Sarıçamlı anlayamadı…