Türkçülüğün ebedi yolbaşçısı Atsız Ata'nın adı geçmiş yıllarda Ceyhan'da bir caddeye verilmiş..
Ancak, Atsız Ata diye bambaşka bir adı koymuşlar caddeye:
"Nihat Atsız Caddesi…"
Bu cadde, Ceyhan'ın en önemli caddesi sayılabilir..
Askerlik Şubesi, ilçe tarım müdürlüğü, ticaret odası, halk kütüphanesi, kız lisesi hepsi bu cadde üzerinde..
Caddenin adını 2002 yılında dönemin MHP'li Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü koymuş, "Nihat Atsız Caddesi" diye..
Gülsem mi, ağlasam mı bilemedim..
MHP'li bir başkan, Türkçülüğün ebedi yolbaşçısının adını bir caddeye veriyor ama, yanlış veriyor..
Atsız Ata'nın tam adının "Hüseyin Nihal Atsız" olduğunu bilmiyor diyeceğim ama mümkün değil..
Zira, Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemindeki etkinliklerinden Atsız'ı çok iyi tanıdığını da biliyoruz..
Öyleyse, bir caddeye konulan ad nasıl oluyor da, Hüseyin Nihal Atsız'dan Nihat Atsız'a dönüşüyor?..
Tam bir bilmece..
Hatta MHP'lileri açısından trajikomik bir durum..
Ne Sözlü'nün, ne de yine MHP ve ülkücü kökenli Alemdar Öztürk ve sonrasında Ali Alper Boydak'ın başkanlığı döneminde hiç kimse bu yanlışın farkına varmamış...
Şimdi iş, CHP'li Belediye Başkanı Kadir Aydar'a düşüyor..
CHP'li Kadir Aydar'dan ülkücü ve AKP'li belediye başkanlarının görmediği yanlışı düzeltmesini bütün Türkçüler olarak bekliyoruz..
MHP'lilerin tanıdığı o adda biri var mı bilmem ama, Türkçülerin tanıdığı "Nihat Atsız" adında bir kimse yok..
Sözlü'nün de o adı Nihal Atsız'ın adını Ceyhan'da yaşatmak için koyduğunu düşünüyorum..
Kadir Aydar'dan Türk milliyetçilerinin hassasiyetini dikkate alarak, o caddenin gerçek adını içeren "Hüseyin Nihal Atsız Caddesi" ya da "Atsız Caddesi" tabelasını asmasını bekliyoruz..
Tabela konusunda İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı iken Beylikdüzü Barış Mahallesi'nde bir sokağa astığı tabelayı örnek alabilir..
Çünkü, CHP'li Ekrem İmamoğlu'nun tabelasında, MHP Hüseyin Sözlü'nün tabelasındaki gibi yazım yanlışı yok..
Ekrem Bey, Hüseyin Nihal Atsız adını tam olarak, yanlışsız hatasız Beylikdüzü sokağında yaşatmıştı..
17 yıllık yanlışı düzeltirse, Türk milliyetçileri olarak Kadir Aydar'a tıpkı Ekrem İmamoğlu'na olduğu gibi yaşamamız boyunca saygı duyacağız…
******************
İP'lilerin Ocak düşmanlığı
İP'in kadrolarının büyük çoğunluğunun, geçmişte MHP lideri Devlet Bahçeli'nin DSP Genel Başkanı ve Başbakan Bülent Ecevit ile kurduğu iyi ilişkilere tepki gösterdikten sonra geldikleri noktayı Türk milliyetçileri olarak ibretle izliyoz…
Dün MHP yönetimin DSP ve CHP ile işbirliği yapmakla eleştiren, Bahçeli'yi "Ecevit'in oğlu" olmakla suçlayanların, CHP'siz adım atamaz hale gelmelerini nasıl değerlendirdiklerini kamuoyuna nasıl açıklayacakların doğrusu çok merak ediyorum..
Ama, bugünkü konu, İP'in MHP'yi sol ile sıkı işbirliği yapmakla suçlayıp ayrıldıktan sonra CHP'nin stepnesi olması değil..
Her fırsatı MHP ve Devlet Bahçeli aleyhine kullanmak için yırtınan İP'liler, Çubuk'taki ahlaksız saldırıyı da aynı amaçla kullanmaya çalışıyorlar..
Kemal Kılıçdaroğlu'na yumruk atan şehit yakının AKP üyesi olduğu bizzat AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik tarafından açıklanırken, İP'liler sosyal medyada, saldırının Ülkü Ocakları tarafından yapıldığını iddia ediyorlar..
Ülkü Ocakları'na ve Ülkü Ocakları üzerinden MHP'ye hakaretler yağdırıyorlar..
İP'lilerin Devlet Bahçeli düşmanlığını anlıyoruz..
Göz koydukları MHP'yi kendilerine teslim etmedi, oyunlarını bozdu..
Tarla kurultayınlarını boşa çıkardı..
Öfkelenmeleri, kinlerini kusmaları gayet normal..
Ama, gençlik içerisinde Türk milliyetçiliği fikrini yayma görevini üstlenen ve özellikle üniversitelerde gençliğin Türk milliyetçiliğine yönelmesinde önemli pay sahibi olan Ülkü Ocakları'na düşmanlıklarını anlamakta zorlanıyoruz..
Bu düşmanlığın gerekçesi de herhalde, CHP ile kurdukları yakın ilişki olsa gerek..
Ocak düşmanlıklarını başka türlü izah etmek mümkün değil…
********************
Sabırsızlıkla bekliyoruz
Kazakistanlı yönetmen, Turan'ın gelmiş geçmiş en büyük katunu Tomris'in yaşamını sinema filmi yaptı..
Tomris'in filme konu olan yaşamını kısaca anlatalım:
M.Ö. 6. yüzyılda, Pers Kralı II. Kirus, Saka Türklerine saldırır..
Geniş Saka Türklerine ait bozkırları işgal etmeye Saka Devletini ortadan kaldırmaya çalışır..
Sakalar'ın başında hükümdar olarakbir kadının yani Tomris'in bulunması Kirus'u daha da iştahlandırır..
Savaşın ilk gün kahpe bir baskınla Tomris'in amcası Alper Tunga'yı ve oğlunu katleder..
Bu gelişme üzerine Tomris yemin ederek, "Kana susamış Kirus! Sen oğlumu mertlikle değil, o içtikçe zıvanadan çıktığın şarapla öldürdün. Ama güneşe yemin ederim ki, seni kanla doyuracağım" der..
Amcası Alp Er Tunga’yı kahpece ağulamaları, çokça Türk öldürmeleri nedeniyle başlayan Türk-Pers düşmanlığıyla nefretini, yeni ölen oğlunun acısını, milletine ve yurduna duyduğu sevgisini birleştirip bu çarpışmaya bizzat yöneten Tomris Hatun ve Persler arasında çok sert bir savaş oldu.
Ok atmakta usta olan ve savaş arabalarını büyük ustalıkla kullanan Sakalar, savaş köpeklerine rağmen Persleri bozguna uğratır.
Tomris Hatun sözünde durur ve Büyük Kiros'un kesilmiş kafasını kan dolu bir fıçıya atarak "Hayatında kan içmeye doymamıştın, şimdi seni, kanla doyuruyorum!" der.
Antik Yunan Tarihçisi Heredot, Tomris Hatun'un zaferini, "“Bu savaş, bana göre, iki ülke arasında bugüne kadar yapılan en şiddetli savaştı” diye anlatır.
İştke, bu muhteşem zaferi ve kahramanı Tomris Haturn'un yaşamını Kazakistanlı sinema yönetmeni Akan Satayev filme çekti..
Çekimleri iki yıl süren filmde Tomris Hatun'u 27 yaşında psikolog ve kişisel gelişim uzmanı Almira Tursın canlandırdı. Tomris, 15 bin aday arasından seçilen Almira Tursin'in ilk filmiymiş..
Akay Satayev, iki yıldır büyük emeklerle hazırlanan büyük Türk hükümdarı Tomris'in yaşamını anlatan filmini, Türklerin Ergenekon'dan çıkış tarihi kabul edilen baharın muştusu Nevruz Bayramında gösterime aldı..
Kazakeli'nde sinemalarda gösterilen Tomris'in Türkiye ve Adana'da da gösterime girmesini sabırsızlıkla bekliyoruz...