Adının başına “uluslararası” eklenen Adana Lezzet Festivali’nin sekizincisi bugün başlıyor.
Pazar günü bitecek Lezzet Festivali, “Kökleriyle Adana” sloganıyla Vali Yavuz Selim Köşger’in açıklamasıyla 1,5 milyon ziyaretçi çekmeyi planlıyor..
1,5 milyon hedefin ulaşılabilir mi bilmeme ama, Festivalin Merkez Park’a sıkıştırılması yanlış bir tutum..
Düzenleyenlerin, stant kiralarından yüksek miktarda gelir elde etme ihtirasının bir sonucu olarak Lezzet Festivali bir parka sıkıştırılmış bulunmaktadır..
Halbuki, ilk yıllardaki lezzet festivalleri daha amacına uygundu..
Çünkü festival kente yayılmıştı..
Şinasi Caddesi ve Kazancılar Çarşısı başta olmak üzere, kentin her köşesindeki lokantalar festivale katılıyorlardı..
Festival için Adana’ya gelenler de cadde cadde sokak sokak farklı mekanlara giderek hem festivalin lezzetini yaşıyorlar, hem Adana’yı karış karış gezerek, kenti tanıyorlardı..
Yani festival Adana’nın tanıtımını tam anlamıyla üstleniyor, görevinin yerine getiriyordu..
Sonra ne olduysa, kentle festivalin bütünleşmesinin hazmedemeyen birileri çıktı ve Lezzet Festivali’ni Merkez Park’a hapsettiler..
Stantları da gıda işletme ve hediyelik eşya satıcılarına yüksek fiyatlarla kiralayarak Lezzet Festivali’nin rant festivaline çevirmişlerdi..
Ne yazık ki, bu yıl da Lezzet Festivali Merkez Park’a, belki birkaç stantla da Atatürk Parkı’na sıkıştıracaklar, bir kez daha festival diye panayır yapacaklar.
“Uluslararasılık” iddiasıyla bu yıl gerçekleştirilecek Lezzet Festivalini düzenleyenler, festivalin gerçekten uluslararası platformda Adana’nın tanıtımını yapmak istiyorlarsa, bu yıl son kez bir parka sıkıştırırlar..
Gelecek yıl ve sonraki yıllarda Adana’nın tamamını festival alanı olarak organize ederler..
Uluslararası konular, Tepebağ’da, Kayalıbağ’da, Turgut Özal’sa, Uğur Mumcu’da, Süleyman Demirel’de, Adnan Menderes’te, Çatalan Köprüsü’nde hem Lezzet Festivalinin coşkusunu yaşarlar, Adana’nın lezzetlerinin tadarlar, Adana’yı yakından tanırlar..
İşte o zaman Lezzet Festivali gerçek bir festival olur..
Festivalle ilgili bir öneli konuda, organize edenlerin, bazı sözde sivil toplum örgütü olan ama, gerçekte siyasal İslamcı cemaat ve cemiyetlerin üyelerini mutlu etmek için Adana’nın dünyada nam salmış boğması gibi alkollü içki düşmanlığı yapmaktan vazgeçecek iradeyi ortaya koyabilmeleridir.
**
Durakta sollayan belediye otobüsü
Dün , Baraj Yolu’nda işe gelmek için otobüs beklerken ilginç bir olaya tanık oldum..
Adana Koleji’nin Duygu Cafe’ye doğru biraz geçince ki otobüs durağında benimle birlikte çok sayıda otobüs bekleyen yolcu vardı..
O sırada 116 hattındaki 01 DPM 55 plakalı belediye otobüsü durağın hemen girişinde önündeki hızla halk otobüsünü solladı.
Bunun üzerine, durakta bekleyen bazı yolcular o anda hareket etmeye başlayan halk otobüsünün önünden yolun ortasına koşarak el kol işaretleriyle otobüsü durdurmaya çalıştılar..
O hattın devamlı yolcularının verdiği bilgiye göre otobüs, saat 08.30’da Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden hareket etmiş..
Durakta sollama yapan otobüsü durdurmasalar, aynı hattaki ikinci otobüs tam bir saat sonra Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nden hareket edecekmiş..
Yani insanlar bir şoförün aceleciliği yüzünden işlerine geç kalacaklar; ya da Baraj Yolu’ndan kent merkezine oradan da 116 hattının güzergahına benzer güzergahta sefer yapan bir başka araca binerek, yani iki araç değiştirerek işlerine zamanında ulaşmaya çalışacaklar..
Sollama yapan sürücü ne diyecek diye merak ettim, o hattın yolcularından sonra ben de otobüse bindim..
Durakta son sürat sollayan sürücü, halk otobüsünü geçince duracağının söyleyerek kendini haklı çıkarmaya çalışıyordu. Ama, öyle bir şansı yoktu. Halk otobüsü de hareket halinde olduğu için bir kaç yüz metre ilerdeki göbekte bulunan ışıklara kadar durma şansı yoktu, durması halinde zincirleme bir kazaya yol açma olasılığı yüksekti..
Yolcuların konuşmalarından, benzer sollamaları zaman zaman yapıldığı izlenimim çıkıyordu..
Konuşulanlara kulak kabartınca, Ulaşım Daire Başkanı ve Otobüs Şube müdürü Hüseyin Kara, sürücülere arada bir duraklarda sollayın diye talimat mı veriyor diye düşündüm..
Şaka bir yana, Hüseyin Kara’nın belediye otobüslerinin kullananları sanırım duraklara yaklaştıklarında sollamamaları ve durağa girmeleri yolunda sık sık uyarması gerekiyor..
Tabii, kurallara uygun otobüs sürenleri tenzih ediyorum.
**
Tepki geri adım attırıyormuş
Demek ki, halkın tepkisi güç zehirlenmesi yaşayan siyasal iktidarlara da geri adım attırabiliyormuş..
Bunun örneğin, AK Parti iktidarının Deli Dumrul’u kıskandıracak bir yasa teklifiyle kredi kartı limitlerinden vergi salma girişiminde gördük..
Hayvanların katledilmesinin öngören yasa gibi, “Savunma Sanayi Fonu” diyerek halkın milli duygularını da okşayarak kolayca geçireceklerinden emin oldukları, olası borçtan katkı payı adıyla vergi saldıkları yasanın da kolayca Meclis’ten geçeceğini, milletin itiraz etmeden, kuzu kuzu o vergileri ödeyeceklerini hesaplıyorlardı..
Ancak yanıldılar..
Yanlış hesapları Bağdat’tan değil ama Türkiye’nin her yanındaki halktan föndü..
Halkın sözlü olarak gösterdiği tepki, kredi kartları limitinin yasa teklifinde belirtilen limitin altına çekilmesi için bankalar yapılan başvuru, “yaptım oldu” kafasındaki iktidara çark ettirdi..
TBMM’de komisyondan “2025’te görüşülmek” üzere geri çekmek zorunda kaldılar..
İlk fırsatta yeniden gündeme getireceklerdir ama, halkın tepkisini korkunca halkın cebindeki son paraları da alma girişiminden vazgeçmek zorunda kaldılar.,
Deli Dumrul’un da, ,Mekke’de taşlanan şeytanın bile aklına gelmeyecek gelecekte yapılma olasılığı bulunan borçlanmalara vergi salmaya geri adım attıran halkın, başka alanlardaki yasa tekliflerinde de benzer tepkiyi gösterip benzer sonuçları alabileceğinin de bir kanıtı..
Örneğin, (şimdilik) sokakta yaşayan hayvanların katledilmelerini meşrulaştıran ve son günlerde katliamların yaşanmasına neden olan yasanın geri çekilmesi sağlanabilir..
**
Yüksek maaşlara son verilsin
Savunma Sanayi Fonu için vergi salmaya çalışan siyasal iktidar şimdilik ereğine ulaşamadı ama, ilk fırsatta yeniden deneyeceklerinden emin olabilirsiniz..
Savunma Sanayi için yeni kaynaklar yaratmak isteyen siyasal iktidar, meğer savunma sanayinin arpalık yapmış, onlarca insana ballı maaşlar ödeniyormuş.
CHP Grup Başkanvekili Ankara Milletvekili Dr. Murat Emir, Savunma Sanayii Destekleme Fonu’na yeni kaynak sağlamak gerekçesiyle hazırlanan yasa teklifini kapsayan firmalarda yönetim kurulu olarak görev yapan iktidara yakın isimleri ve bürokratları paylaştı.
Emir’in sosyal medya hesabından yayınladığı listede AK Parti kadrolarında görev alan ya da kamu görevi devam ederken söz konusu firmaların yönetim kurulu üyeliklerinden de maaş alan isimler yer aldı. Bazı isimlerin savunma sanayi alanında hiçbir tecrübesi yokken yönetim kurulu üyeliklerine getirilmesi de dikkat çekti.
Emir, yasa teklifi geri çekilmeden önce yaptığı açıklamada, “Deli Dumrul bile köprüden geçen ve geçmeyenden para alıyordu. Karşıdan karşıya hiç geçmeyenden para almayı akıl edememişti. Herhangi bir gelir veya harcamaya konu olmayan vergileri yedirmek için savunma sanayiine destek yalanını attılar. Oysa orası tam bir arpalık… İkinci, üçüncü maaşını ilgili şirketlerden alan bu torpillilere daha çok maaş vermek için mi para topluyorsunuz?” demişti..
Emir’in açıkladığı ballı maaşla alanların isimleri şunlardı:
ŞUAY ALPAY
TUSAŞ Başkanvekili 24 ve 25’inci dönem AK Parti Elazığ Milletvekili, geçmiş dönem AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, 2015 yılından beri Milli Savunma Bakan Yardımcısı.
ALPARSLAN KAVAKLIOĞLU
Askeri Fabrika ve Tersane İşletme Anonim Şirketi (ASFAT) Başkanı, ASELSAN Başkanvekili, Geçmiş dönem AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, 24, 25, 26’ıncı dönem AK Parti Niğde Milletvekili, 2018 yılından beri Milli Savuma Bakan Yardımcısı.
BİLAL DURDALI
Vergi Denetmen Yardımcısı olarak memuriyet hayatına adım attı. 2011- Ocak 2014 tarihli arasında TSE Daire Başkanı, 2014 tarihinde Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürü, Havelsan Yönetim kurulu üyesi, Milli Savunma Bakan Yardımcısı.
MUSA HEYBET
2015 yılı Adalet Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı, 2018 yılı Danıştay üyesi, Yargıtay üyesi Gülşen heybet ile evli, 2024 Eylül’de Milli Savunma Bakan Yardımcısı olarak atandı.
BEKİR BAYRAKDAR
2019 yılından bu yana Gelir İdaresi Başkanı, 2023’ten bu yana ASELSAN Yönetim Kurulu üyesi.
MURAT MUSTAFA ŞEKER
2015 yılından bu yana Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı, 2010-2013 yılları arasında MİKES ve HEAŞ şirketlerinde Denetim Kurulu Üyeliği, 2013-2020 yılları arasında ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Üyeliği, 2020 yılı HAVELSAN Yönetim Kurulu Başkanlığı, 2021 yılı Türk Hızlandırıcı ve Işınım Laboratuvarı (TARLA) Yönetim Kurulu Üyeliği, 2021 yılından bu yana ASELSAN Yönetim Kurulu Üyesi, Ankara Uzay Havacılık İhtisas OSB Yönetim Kurulu Başkanvekili.
AHMET YOZGATLIGİL
Haziran 2023 - Ağustos 2024 tarihleri arasında Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı, 2024/289 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile ODTÜ Rektörü, 2024/316 sayılı Cumhurbaşkanı kararı ile TÜBİTAK Yönetim Kurulu üyesi, 22 Eylül 2023 tarihinden bu yana ASELSAN Yönetim Kurulu üyesi.
HAKAN KARATAŞ
Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı, Geçmiş dönem ASELSAN Genel Müdür Yardımcısı.
GÖKHAN UÇAR
Savunma Sanayi Başkan Yardımcısı, TUSAŞ Yönetim Kurulu üyesi.
TAHA YÜCEL
2022’den bu yana ASELSAN Teknoloji ve Strateji Yönetimi Genel Müdür Yardımcısı, 1998-2005 yılları arasında TGRT’de Genel Müdür Teknik Yardımcısı, Geçmiş dönem TGRT Genel Müdür Vekili, 2005 yılına kadar Televizyon Yayıncıları Derneği Teknik Komisyon Başkanı, 2005, 2011 ve 2017’de Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Üyeliğine seçildi, 2011 RTÜK Başkanvekili.
ŞİNASİ TOĞROL
ASFAT Yönetim Kurulu üyesi, Milli Savunma Bakanlığı Bütçe ve Maliye Hizmetler Genel Müdürü.
HALUK BAYRAKTAR
Baykar Genel Müdürü, TÜBİTAK Yönetim Kurulu Üyesi.
Haluk Bayraktar ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın damadı Selçuk Bayraktar'ın da ağabeyi.
Bu arada, Evrensel Gazetesi yaptığı araştırma haberinde, "Savunma ve havacılık sanayi" sektöründe 2002’de 248 milyon dolar olan ihracat 2022’de 4.4 milyar dolara çıktığı belirtildi.. Bu artıştan aslan payını da Baykar, Anadolu Deniz İnşaatları, BMC, FMC-NUROL, Otokar ve Aselsan almışlar..