Osmaniye Belediyesine bağlı hayvan bakımevine yaşananlara ne vicdanlara sığıyor, ne de MHP’li belediyeye yakışıyor..
Anımsanacağı üzere, bir süre önce, Osmaniye Belediyesi hayvan barınağında yavru köpeklerde dahil çok sayıda köpeğe iğne vurulduktan sonra canlı canlı toprağa gömüldükleri görüntüler belirlenmişti. Drone görüntüleriyle, söz konusu köpeklere şırıngayla ilaç enjekte edildiği; bayılan yavru köpeklerin enselerinden tutularak el arabalarına atıldığı anlar ortaya çıkmıştı.
Osmaniye Valiliği soruşturma açıldığı açıklamıştı ama, arkasından ne gibi bir işlem yapıldığıyla ilgili bir açıklama gelmemişti. Sözcü’den Meral Danyıldız konuyla ilgili haberinde MHP’li Osmaniye Belediye Başkanı İbrahim Çenet, üç kez ifadesini değiştirdiği belirtiliyor. Önce "hayvansever terörizmi ile karşı karşıyayız" demişti. Ardından "köpeklere ağrı kesici iğne yaptık, ondan bayıldılar" diyen Çenet, son olarak "kısırlaştırmak için o ilacı yaptık" şeklinde konuşmuştu.
Sözcü muhabiri Meral Danyıldız şimdi de, Osmaniye Belediyesinin köpekler toplayan personeline köpek başına fazladan ödeme yaptığını ortaya çıkardı.
Haberde, “Osmaniye Barınağı'ndaki skandallara bir yenisi eklendi. Topladıkları köpek karşılığında 10 lirayla ödüllendirilen barınak çalışanlarının arasındaki konuşmalar ortaya çıktı. Köpeklerle ilgili "şeytan" dendiği, saldırgan olmayan köpeklerin de toplandığı, kimi çalışanların "1000 köpek toplasak 10 bin lira alırız, güzel para" dediği görüldü” ifadelerine yer aldı.
Haberin devamı şöyle:
“ÇALIŞANLARA KÖPEK BAŞINA PARA ÖDENDİ
Katliamın merkezi olan barınağın yetkilisi Mehmet Kırıkkanat, çalışanlara topladıkları köpek başına 10 TL para ödedi. Söz konusu ücretler ise usulsüz bir şekilde eşi Cennet Kırıkkanat'ın banka hesabından yattı. SÖZCÜ TV şimdi de Osmaniye Barınağı'ndaki görevlilerin kendi aralarında yaptığı yazışmalara ulaştı.
"10 NÖBETTE 1000 KÖPEK TOPLASAK İYİ PARA EDER"
Çalışanların ve Barınak Yetkilisi Mehmet Kırıkkanat'ın arasında geçen konuşmalarda Salim K. isimli bir çalışan, kendilerine topladıkları köpek başına 10 TL verildiğini yazdı. "Her nöbet 100 köpek toplasan bin lira, 10 nöbet 1000 köpek, 10 bin lira eder. İyi para" dedi.
KÖPEK İÇİN "ŞEYTAN" BENZETMESİ
Çalışanların kendi aralarında masum köpekleri nasıl toplattığı da görüldü. Aynı barınak görevlisi, sokaktan bir köpek fotoğrafı paylaştı. Üstüne "Sarı beyaz şeytan kaç defa kaçtı, adamları da kafaya aldık. Başınızı belaya sokar dedik. Onlar da tamam alın dediler ama köpek uyumuyor."
"KÖPEK TOPLAYANA HEDİYE OLSUN"
Barınak Yetkilisi Mehmet Kırıkkanat ise, para göndermesine ilişkin "Burada amaç kimseyi yarıştırmak değil sadece daha çok özveri gösterip köpek toplayana küçük bir hediye olsun diye, yoksa 10 TL sembolik bir şey" dedi.
İDDİALARA YANIT YOK
Konuya ilişkin aradığımız barınak çalışanları iddialara sessiz kalmayı tercih etti.”
Bakalım, Osmaniye Belediye Başkanı İbrahim Çenet, bu şeytani uygulama için kaç farklı açıklama yapacak, nasıl meşrulaştıracak?..
Bu arada okurlara sormak lazım
Sizce de köpekler mi şeytan, yoksa köpek başı para verenler ve daha fazla para almak için sokaklarda köpek avına çıkanlar mı?
**
Alt tarafı hayvan derler ama…
Evde ve sokakta yaşayan dilsiz, tüylü, patili dostlarımız aslında dünyamızı renklendiren anlam katan can dostlarımızdır.
Merhamet ne demek, karşılıksız sevgi ne demek, sadakat ne demek onlardan öğreniriz.
Evinde can dostlarını besleyenler için en ağır durumlarından biri artık canından bir parça olan can dostlarını yitirmektir..
Hayvan beslemeyenler, çevresinde can dostunu yitirdiği için üzülenler hiç anlayamazlar.
Uzun uzunyazılabilirdi ama, sosyal medyada gördüğüm bir yazı, çok güzel anlatmıştı.
O nedenle, o muhteşem yazıyı sizlerle paylaşmak istiyorum:
“Derler ki;
‘Hayvanı mı ölmüş?...O yüzden mi bu kadar perişan yani.?... Alır yenisini, bu kadar üzülmek nedir ya... Alt tarafı hayvan!..’ İşte aynen böyle derler… Şaşarlar, garipserler... Neler yaşandığını, gecesini, gündüzünü, mamasını, kakasını, aşısını bilmeyenler böyle derler… Zamanla nasıl ‘evlat’ olduğunu bilmeyenler, böyle derler… ‘Ben olmasam ona ne olur’ korkusuyla, ondan önce ölmemeyi dilemenin, ne demek olduğunu bilmeyenler, böyle derler…
Sen hayvanları seven birisindir… Sonra evine alırsın içlerinden birini. Her an görebilecek kadar yakınına… Beraber uyumalar, oyunlar, gülmeler, sevmeler, kaygılar…Neyi sever, neye kızar ezberleri ile o sana alışır, sen ona. Gel zaman, git zaman, evlatlaşmaya başlar. Yüreğinde kocaman olur. Senden olur... Canından bir parça gibi…
Ve bu durum, seni değiştirmeye başlar. Sokakta yürürken, aç susuz, kimsesiz dilsizleri daha çok görmeye başlarsın. Merhamet duygunun, tüm benliğini sarmasına engel olamazsın. Vicdanın büyür… Ardından, sokaktakiler için de hesaplar yapmaya başlarsın. Mamalar, sular, göz kremleri, küçük kulübeler… Hastasını, sakatını doktora taşımalar. Yağmurda, karda iç çekmeler. Onlara ters bakana bile sövmeler. Hızla giden arabaları, durdurma istekleri.
Onlarla uğraştıkça, ne kadar çileli bir hayatları olduğuna, şahit olursun sonra. Hepsine yetmek, hepsine yetişmek istersin… Dayanamazsın, kıyamazsın… ‘Birgün çok param olursa var ya’ sözüyle başlayan dualar edersin, onlara dair…
İşte bunların tümüne, o evine aldığın can sebep olur. Hani canından bir parça olan can var ya, işte o… Evine, hayatına girdiği günden bu yana, değişen herşeye o sebep olmuştur. Onunla başlamıştır ne varsa. Onun sayesinde doymuştur, onlarca aç, onlarca kimsesiz, onlarca çaresiz, dilsiz… Yüreğini yara yara ortaya çıkan vicdanın onun eseridir… O senin kahramanındır…
Ve günün birinde, göçüp gider bu dünyadan. Ciğerini yaka yaka gider işte…O’nun yokluğunun, senin kalbinde oluşturduğu o devasa boşluğu, ardında bırakarak sessizce gider…
Sonra derler ki; hayvanı mı ölmüş?...
Ve sen tüm bunları anlatamayacağını bildiğin için, derin bir nefes alarak küçücük bir cevap verirsin…
‘O benim evladımdı…’”
Hadi… Şimdi alın evlatlarınızı kucağınıza da , birer öpücük kondurun burunlarına..
Sevgiyle kalın.. (Alıntı)