Adana’da MHP ve İyi Parti, birbirine nazire yaparcasına ilçe başkanlarını değiştirdiler.
Önce MHP, Seyhan ve Yüreğir’de ilçe başkanlıklarına yeni adları atadı..
Ardında İyi Parti Seyhan, Yüreğir, Sarıçam, Aladağ ve Pozantı’da ilçe başkanlarının değiştirdi..
MHP’deki atamalar hayli ilginç..
MHP’nin başkan değişikliğine gittiği iki ilçede de yerel seçimlerde Cumhur İttifakı adına AK Partili adaylar yarışmıştı.
Kazanılacağı düşünülen iki ilçede de CHP kazanmıştı..
Üstelik, Yüreğir AK Parti’den CHP’ye geçmişti..
Cumhur İttifakı olarak kaybedilen iki ilçede MHP içe başkanlarının değiştirirken, AK Parti cenahında herhangi bir değişiklik olmaması da oldukça dikkat çekici..
MHP eğer, seçim sonuçlarına göre başkan değişikliğine gittiyse önceliği Seyhan ve Yüreğir’den önce yüzde 60 oy beklentisiyle girilen seçimden yüzde 40,48 oy oranıyla çıkılan ve sadece 2,97’lik farkla CHP’ye kaptırılmayan Sarıçam, eldeki belediyelerin kaybedildiği Feke, Saimbeyli, Yumurtalık ve Karataş ilçelerinde yönetimde değişikliğe gidilmesi gerekirdi..
Tabi, bir de bu ilçelere, MHP’den istifa eden eski başkana seçimde yüzde 25,43 oy çıkan Karaisalı eklenebilirdi..
İyi Parti’deki değişikliklere gelince..
Parti, zaten 14 Mayıs seçimlerinden sonra dağılma sürecine girmişti..
İstifalar arkası kesilmemişti..
Hala da her gün istifa haberlerinin geldiği partide, bir çok ilçe başkanlıkları ve yönetimleri boşalmıştı..
Bu nedenle, İyi Parti’deki atamaları zorunlu atamalar olarak değerlendirebiliriz.
İyi Parti’deki atamalarda benim anlamakta zorlandığım şey, dört ilçe başkanına görevlendirme yazıları il binasında verilirken, Pozantı ilçe Başkanlığı’na atanan hanımefendinin belgesinin (Mazbatasının) Mersin’in ilçesi Çamlıyayla’da ve Çamlıyayla Belediyesi’nde verilmesi oldu..
Bu da akıllara, İyi Parti’nin Pozantı ilçe başkanlığına atanan hanımefendinin bir başka il sınırları içindeki Çamlıyayla Belediyesi’nin bir çalışanı olduğu olasılığını akıllara getirdi.
Her ki partide göreve atanan başkanların işi hayli zor..
MHP’li başkanlar yurttaşların Cumhur İttifakı’ndaki her olumsuzluğun faturasının öncelikle MHP’ye kestiği zor bir ortamda görev yapacaklar.
MHP’deki başkanlar siyasal iktidarın günahlarını, İyi Partili başkanlar ise dağılma sürecinin zorluklarını omuzlarında taşıyacaklar..
Kolaylıklar dileyelim..
Anketlere göre siyasette durum değişmedi
CHP yandaşı medyada önceki gün bir anket yayımlandı..
Ankete göre, bu Pazar seçim olsa CHP, AK Parti’ye yaklaşık beş puan fark atıyormuş..
Anketin sahibi Asal Araştırma firması.
Merak ettim, anket firmasının X hesabına baktım..
Anket iki bin kişiyle yapılmış.
Ağustos ayındaki eğilimi gösteriyormuş..
Türkiye’de anketlerin seçmeni yönlendirme etmek için kullanıldığını ancak, seçim atmosferinde olmadığımız için daha doğru sonuçların açıklandığı geçmiş yılların deneyimiyle biliyoruz.
Asal Araştırma’nın açıkladığı ankete göre, Ağustos ayında bir seçim olsaydı partilerin alacağı oy oranları şöyle olacaktı:
CHP: Yüzde 34,5
AK Parti: Yüzde 29,8
MHP: Yüzde 10,1
DEM Parti: Yüzde 9.3
Yeniden Refah Partisi: Yüzde 4.6
İyi Parti: Yüzde 4.4
Zafer Partisi: Yüzde 3.8
Türkiye İşçi Partisi: Yüzde 1.1
Diğer: Yüzde 2.4
CHP yandaşı medya işin CHP boyutun odaklanmışlar..
Kendi cenahlarından bakılınca CHP Ak Parti karşılaştırmasına odaklanmaları son derece normal..
Ancak bu eksik bir bakış açısı, eksik bir değerlendirme olarak karşımıza çıkıyor ve bu durum siyasal sonuçlar üzerine doğru analiz yapmayı engelliyor..
Anketin gösterdiği başka sonuçlar da var.
Örneğin MHP’nin oy oranını koruması..
Örneğin DEM Parti’nin alıştığımız oy oranına yeniden yaklaşması..
Örneğin İyi Parti’deki büyük çöküş..
Örneğin Zafer Partis’ndeki kıpırdanma..
Örneğin, TİP’in toplumda karşılık bulamaması..
Bütün bunları CHP’lilerin AK Parti’ye beş puana yakın fark atmalarına odaklandıkları anket sonuçlarından görüyoruz..
Sekiz yılı aşkın süredir diğer siyasal partilerde görmediğimiz ölçüde saldırılara uğrayan, üzerine her gün algı operasyonları yapılan, televizyonlarda sözde siyaset bilimci ve gazetecilerini yüzde ikilere düştüğünü iddia ettikleri MHP, tüm olumsuzluklara karşın yüzde 10’un altına indirilemiyor..
Seçmedi tüm yapılan algı operasyonlarına saldırılara karşın sandığa gittiğinde partisine sahip çıkıyor.
14 Mayıs 2023’de, sağıyla soluyla tüm siyasal partilerin ve fondaş medyanın Sinan Ateş cinayeti üzerinden adeta haçlı seferleri yaptıkları ortamda bile yine yüzde 10.7 oranında oy almayı başarmıştı.,
Bun karşın, MHP’yi neredeyse yalayıp yuttuğu, siyasette MHP’nin yerinin aldığı iddia edilen İyi Parti ise 2023’de ancak yüzde 9,69 oy oranına ulaşmıştı..
İyi Parti şimdi o oy oranının bile mumla arıyor..
Medya’nın ve CHP’nin bütün desteğine karşın yüzde 9’ları aşamayan İyi Parti bugünlerde yapılacak bir seçimde ancak yüzde 4,4 oy alabilecek.
Anket sonuçlarına bakınca, İyi Parti’den kaçan yüzde 5 civarındaki oyun CHP’ye gittiğini de anlamaktayız..
DEM Parti’nin oy tabanını koruduğunu bu anket ortaya koyuyor..
Anketin gösterdiği dört önemli ayrıntı daha var..
Birincisi, medyanın İyi Parti’den sonra en çok destek verdiği, yurttaşlara sempatik göstermeye çalıştığı TİP’in halkta br türlü destek bulamaması. 2023’te 1,7 oy alan TİP’in bugünkü oyu da yüzde 1,1 oranında.
İkincisi, MHP’den sonra en çok hedefe konulan parti olan Zafer Partisi ise tüm olumsuzluklara karşın oyunu artıran bir parti konumunda olması. Özdağ’ın partisi 2023’deki yüzde 2,23 olan oyunu yüzde 3,8’ yükseltmiş durumda.
Veriler, Zafer Partisi’nin aynı tabana hitap eden İyi Parti’yi yakaladığı, hatta geçme sürecine girdiğine işaret ediyor..
Üçüncüsü, AK Parti’nin yerini alacağı iddia edilen Yeniden Refah Partisi’nin hiç de öyle bir parti olmadığını göstermesi oldu.
2023’de Cumhur İttifakı içinde seçime giren ve yüzde 2,81 oyla 5 milletvekili çıkaran Yeniden Refah Partisi, ithal adaylarla girdiği 31 Mart yerel seçimlerinde yüzde 6,19 oy oranına ulaşmıştı. Bu sıçrayış, kimi siyasal çevrelerde AK Parti’nin yerinin alacağı işaret olarak yorumlamıştı, ya da öyle bir algı oluşturulmak istenmişti.
İthal belediye başkanlarının bir bir terk ettikleri Yeniden Refah’ın bugünkü oy oranı 4,6 olarak görünüyor.
Dördüncüsü de, Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’nin otuz milletvekiliği armağan ettiği Ahmet Davutoğlu’nin Gelecek, Ali Babacan’ın Demokrasi ve Atılım ile Gültekin Uysal’ın Demokrat Partisi’nin toplumda esamelerinin okunmadığı gerçeğinin gözler önüne sermesidir.
Anketler, algı amacı ve yanılma payı göz önüne alınarak incelediğinde siyasetin geleceği ile ilgili önemli veriler veriyor bizlere.
Tabii, görmesinin bilenlere, siyasete at gözlüğü ile bakmayanlara…