Türk milliyetçiliğinin yolu, Osmanlı döneminden bu yana, zaman zaman siyasal islamla kesişmişti..
Turan ülküsüsün bile islamiyetle bağdaştırıp kullananlara rastlanmıştı..
Gerçi Turan’a dinsel anlam yüklemeye çalışan kişiler hala varlar..
Türkçülüğün ya daha genel ifadesiyle Türk milliyetçiliğinin islamla bu denli ilişkilere açık olmasının nedenleri arasında Ziya Gökalp’in “Türk milletinden, islam ümmetinden, garp medeniyetindenim” şeklindeki üçlemesi büyük etken olmuştur..
Sultan Galiyev’in yaşadığı koşullar nedeniyle Turancılığın yanında islam ülkelerini de ezilen halklar görmesi de devrimci nitelikteki Türk milliyetçiliğini de islama yakınlaştırmıştı.
Cumhuriyet sonrası bazı dergiler, sadece Türkçülük yapmışlar, Türkçülüğü yaygınlaştırmak için çalışmışlardı..
Ancak, belirli bir süre sonra, islamcı kimliğiyle bilinen bazı kişilerin Türkçü dergilerde; bazı Türkçülerinde dinci dergilerde yazdıklarına tanık olunmuştu..
Bu yakınlaşma “milliyetçi mukaddesatçı” ya da “milliyetçi – muhafazakar” tanımlamalarını doğurmuştu..
Artık bazı kişiler kendini milliyetçi ya da islamcı olarak nitelendirmek yerine milliyetçi muhafazakar ve milliyetçi mukaddesatçı olarak nitelendirmeye başlamışlardı..
Bu durum, gazete ve dergilerin kimliğine de yansımıştı..
Örneğin 1960- 70’li yıllarda Türk milliyetçiliği çizgisinde yayın yapan Mehmet Emin Alpkan’ın Bizim Anadolu gazetesi logosunu altına önce “Milliyetçi – Muhafazakar Günlük Siyasi Gazete”, sonra da “Milliyetçi – Mukaddesatçı Günlük Siyasi Sabah Gazetesi” tanımlarını koymuştu..
Aynı dönemde, Millet Gazetesi ise “Milliyetçi Ülkücü Siyasi Sabah Gazetesi” sloganının kullanmıştı.
60 ve 70’li yıllarda, Türk milliyetçilerinin bir bölümü sadece Türkçülük üzerinden idelojik çalışmalarını yürütürken, bir bölümü de milliyetçi- muhafakar çizgiyi yeğlemişti..
Bu yıllarda, Atsız’ın yayımladığı Ötüken, Faruk Çil’in yayımladığı Turan Kavgamız dergileri Türkçü çizginde yayınları yapmış, MHP ve Ülkü Ocaklarına yakın ya da oralar tarafından control edilen gazete ve dergiler milliyetçi muhafazakar çizgide yayınlarını sürdürmüşlerdi..
Necip Fazıl, Seyit Ahmet Arvasi gibi islamcı figürlerin MHP’ye katılmalarından sonra islamcılık yönü daha ağır basmış milliyetçilik türü Türk İslam Ülküsü adını almıştı..
Ancak, Muhsin Yazcıoğlu’nun Ülkü Ocakları Genel Başkanı olmasından sonra yayımlanan Nizam-ı Alem Gazetesi Türk milliyetçiliğinden çok islamcı yazarlara, Said-I Kürdü (Nursi) gibi cemaat liderlerinin fikirlerini ağırlık vermişti..
İstanbul Ülkü Ocağı’nın yayımladığı ve Türk milliyetçiliğini ağırlık veren Genç Arkadaş Dergisi Ankara’ya çekilerek pasifize edilmişti.
Nizam-ı Alem gazetesini yayınlayanlar, 12 Eylül darbesinde cezaevlerinde daha da ağır bir islamcılık anlayışına, bugünün deyimiyle selefi islamcılığa kaymıştı..
Yeniden çok partili sürece geçilmesinden sonra ayrılıp bir başka parti kurmuşlar, gençlik yapılanmalarına “Nizam-ı Alem Ocakları” adının vermişlerdi..
Milliyetçiliğin küfür, bozkurtun put olarak nitelendirildiği bu süreçte Hizbullah çizgisine kayan gençler de olmuştu..
Büyük bölümü, Adıyaman’daki, Elazığ’daki hocalara, bir bölümü de bugün terrör örgütü denilen yapıya mensubiyet duymuşlardı.
Türkçü kesime ise, başka bir bölünmeler görüldü..
Atsız’ın görüşlerinin merkeze aldığı iddiasındaki Türkçü dernekler ve dergilerin Atsız’ı farkı farklı yorumlayarak, bir araya gelemeyen küçük küçük gruplar oluşturdular..
Yakın zamanlarda, çok sayıda “Atsızcı” Türkçülüğe, Türkçülüğü Yusuf Akçura ile İttihat Terakki Fırkası üzerinden değerlendiren ve o yönde çalışan Türkçü gruplar da eklendi..
Günümüzde Türk milliyetçiliğindeki çok renklilik siyasal partiler nezdinde de kendini göstermeye başladı..
Bugün Türkiye’de MHP, Akşener’in ayrılmasından sonra Türk milliyetçilerinin egemen olduğu İyi Parti, BBP, Anka Partisi, Ata Parti, Devlet Partisi, Kutlu Parti, Kızılelma, Milliyetçi Türkiye, Milli Mücadele, Milli Yol, Milliyetçi Sol, Milliyetçi Cumhuriyet, Ötüken Birliği, Turan, Turan Hareketi, Türkiye İttifakı, Zafer partileri, Türk milliyetçiliği için mücadle ettikleri iddiasındaki partiler..
Bakalım gerek Türk İslam Ülkücüsü, gerek Türkçü gruplarda bölünmeler nereye kadar uzanacak?..
Amip gibi çoğalma nerde bitecek?..