Sarıçam'da Türk milliyetçileri açısından çok ilginç bir durum var..
İddialı konumda olan üç aday tüm Sarıçam halkı ile birlikte Türk milliyetçilerinin, Türkçülerin de oylarına talipler..
Özellikle adaylardan ikisi Türk milliyetçilerinin ve Türkçülerin oylarını almak için uğraşıyorlar..
Türk milliyetçisi ve Türkçü bile görünüyorlar..
Bir tanesi, partisinin adında "milliyetçi" sözcüğü olunca tüm Türk milliyetçilerinin ve Türkçülerin kendise oy vermek zorunda olduğunu sanıyor..
Diğeri, hiç yapmadığı halde "Ülkü Ocağı başkanıyım" diyerek ve Türk milliyetçisi olduğunu söyleyerek oylarımızı toplamak istiyor..
Aslında ikisinin de biz Türkçülerle ilgisi bulunmuyor..
Biri cemaat kültürüyle yetişmiş, biri sadece bir ya da iki partiyi aşağıya çekmek için kurulmuş partilerde siyaset yapan bir siyasetçi.
Bildiğimiz tipik taşra siyasetçileri..
Ama, üçüncü bir aday var ki, Türk milliyetçileri ve Türkçü olarak bizlere hiç de uzak değil..
Bu siyasetçi, DSP'nin Adayı Celal Güven..
Adana'nın kurtuluşuna büyük katkı koymuş bir ailenin üyesi olan Celal Güven, genlerinde Türkçülük olan bir kişi..
Celal Güven'in adını taşıdığı Ferit Celal Güven üniversite öğrencisiyken 1. Dünya Savaşı'nda Kafkas Cephesinde savaştı..
Ulusal Kurtuluş Savaşı döneminde Yeni Adana Gazetesi'nde işgal kuvvetlerine karşı Adana halkını direnmeye çağıran yazılar yazmıştı..
Bölük Komutanı, Milli Teşkilat kuruculuğu, 41. Tümen Divan-ı Harp üyeliği, Adana Cephesi Grup Kumanlığı görevlerinde bulunmuştu..
Güven, zaferden sonra 1923 yılında O’nu, Adana’ya ilk gelişlerinde Türkocağı Genel Sekreteri olarak karşılamıştı..
Türk Ocakları'nın aktif üyeleri arasında yer almıştı..
Cumhuriyet'in ilanından sonra Türk Sözü adlı gazeteye kurarak, Cumhuriyet ve Türk milliyetçiliğine sahip çıkmaya devam etti..
Atatürk'ün Türk Ocakları yerine Halkevleri kurmasının ardından 1934-36 yılları arasında Ankara Halkevi'nin başkanlığını yürüttü..
Yazıları Ülkü, Türk Yurdu, Yeni Ufuklar ve kendisinin çıkardığı Altunyurt dergilerinde yayımlandı..
Yazılarının yayınlandığı ve çıkardığı gazete ve dergiler Ferit Celal Güven'in Türk milliyetçiliğine son nefesine kadar ne kadar bağlı olduğunu bizlere gösteriyor..
İşte, şimdi Türk milliyetçiliği fikrinin atasından devralmış Celal Güven, Sarıçam'da Belediye Başkanlığına aday..
Sarıçam'da yaşayan Türkçülere ve Türk milliyetçilerine düşen görev, sözde ocakçılara, cemaatçi adaylara prim vermeyerek DSP'nin Türk milliyetçiliği tarihine damgasını vurmuş Güven ailesinden Celal Güven etrafında kenetlenmektir..
Türk milliyetçiliği, Türk Ocakları, Türk Kurtuluş Savaşına adını altın harflerle yazdıran Güven ailesinin dördüncü kuşak temsilcisine sahip çıkmaktır..
Üstelik sadece oy vermekle de yetinmemeliler..
Kalan 5 günlük sürede, ulaşabildikleri herkesten Celal Güven adına oy istemeleri de Türkçülüğün onlara yüklediği bir boyun borcudur…
***********************
Behice Boran'ın öğrencisi Adana'dan aday
Türk Sosyalizminin kutup yıldızlarından, liderlerinden Behice Boran'ın öğrencilerinden birisi Adana'da Büyükşehir Belediye Başkan Adayı oldu..
O kişi, Türkiye Komünist Partisi Büyükşehir Adayı Hüseyin Alpan..
1977'lerde tanıştığımızda Adana'da İnşaat Mühendisliği bölümünde okumakta olan Hüseyin Alpan, Behice Boran'ın yolunda Türkiye İşçi Partisi'nde siyasal mücadele veriyordu..
TİP'in üyesi olduğu gibi TİP'in o dönemki gençlik yapılanmasında da aktif olarak görev yapıyordu..
TİP ve üyeleri o dönem hedefte olan parti ve insanlardı..
Sonrasında 12 Eylül darbesi geldi..
O karanlık günlerde de Behice Boran çizgisindeki sosyalist mücadelesinden ödün vermedi Hüseyin Alpan..
Okulu bitirip meslek ve iş yaşamına atıldığında da sosyalist, TİP'li ve Behice Boran'ın öğrencisi kalmaya devam etti..
Kimileri gömlek değiştirir gibi parti ve fikir değiştirirken, Hüseyin Alpan, Behice Boran çizgisinden asal ödün vermedi, yine parti üyesi olarak sosyalizm mücadelesine aktif biçimde sürdürdü..
Neoliberal akımlardan hiç etkilenmedi..
Solu hizaya getirmek için atılan "Liberal Sol" gibi kavramlara hiç mi hiç prim tanımadı..
Hani inadına deriz ya, işte öyle inadına Behice Boran'ın öğrencisi, inadına sosyalist olarak kalmaya devam etti..
31 Mart seçimlerinde Behice Boran'ın öğrencisi olarak Adana halkından oy istiyor..
tabii öncelikle sola, sosyalizme inananların oyuna talip..
Oy isterken kitlelere, solun dinsel, ırksal, mezhepsel fikirlerle bir araya gelmeyecek evrensel bir hareket olduğunu yeniden topluma anımsatmayı da kendisine görev edinmiş durumda..
Diğer adaylara göre görevi bir hayli ağır..
Çünkü, yıllardır sağ politikalarla çizgisinden çıkarılmış bir sol gerçeğiyle karşı karşıyayız..
Hüseyin Alpan da normal seçim çalışmasının yanında, Behice Boran'ın öğrencilerinden biri olarak öncelikle solu içine düşürüldüğü sağcı bataklıktan kurtarmak için büyük bir mücadele vermek, seçim çalışmalarında en büyük eforu bunun için harcamak durumunda..
Sağcı politikilara ve partilere eklemlendirilen solu görünce insan, Hüseyin Alpan'ın işinin ne denli zor olduğunu daha iyi anlıyor..
Umudunu sağın uzattığı iplere sarılmakta bulan ve kendini solun temsilcisi olarak gören CHP gibi yapıların sağcılaştırmak istediği kitlelere gerçeği anlatmak öyle bir seçimlik iş değil..
Behice Boran'ın öğrencisi Hüseyin Alpan ve yoldaşları solu sola çekme mücadelesini sürdürürken, CHP'gibi "solcu" zannettiği partilerin dinci ve milliyetçi sağın temsilcilerini listelerine doldurması nedeniyle kime oy vereceğini bilemeyen CHP'li ve solun değişik tonlarındaki insanlara iyi bir seçenek oluyorlar..
İnsan bu mücadele karşısında solculara, sosyal demokratlara, demokratik solculara, sosyalistlere seslenmekten kendini alamıyor doğrusu:
Sağcı partilerde kaybettikleri koltuğa bu kez soldan ulaşmak isteyen kişilere oy vermektense gidin sandığı gönül rahatlığıyla Behice Boran'ın öğrencilerine oylarını verin, sola sahip çıktığını dünyaya ilan edin…
**************
Merkez sağcılar işini iyi biliyor
CHP'nin listeleri gösterdi ki, merkez sağ siyasetçiler işlerini gerçekten iyi biliyorlar..
Hangi çeşmenin akacağını tahmin edip o çeşmeye koşuyorlar..
Tarlalarını yağmurun yağdığı yere taşıyorlar..
Bunların bir kısmı, bir kaç belediye başkanını birden idare etmeyi de çok iyi beceriyorlar..
Örneğin bir çocuğunu Büyükşehir'de, ikincisi Seyhan'da, üçüncüsü de Çukurova'da işe aldıranlar bile varmış..
Tabii, belediye başkanları çocukları işe alırken, babalarının kendisini desteklediğini sanıyormuş..
Üç başkanın üçünü de, kendisini desteklediğine inandırmışlar..
Geçenlerde, şimdilerde Soner Çetin'in etrafında kenetlenen ve ona sadece kendisini desteklediklerini söyleyen bazı merkez sağcıların olduğu bir yerde tesadüfen bulunmuştum..
Orada, o anda mekanda olmadığını tahmin ettiğim bir merkez sağcının işi daha da ilerile götürdüğünden bahsediyorlardı..
Başkanlara işe aldıracak çocuğu kalmayınca, bu kez kendisi için kulis yapmış..
Büyük desteğini karşılığında daire başkanlığı istemiş..
O büyük desteği kaçırmamak ve merkez sağın muhteşem gücünü arkasına almak isteyen aday da anında sözü vermiş!..