Eşimin yüksek şeker ve yüksek tansiyon için gittiği hastanede şeker koması girme tehlikesi nedeniyle yattığı hastanede ilginç bir olay yaşadık..
Belki normal bir prosedür bilmiyorum ama, bana ilginç ve anlamsız geldi. Yaşadığımız şey şuydu:
Eşim yirmi beş, otuz yıldır şeker hastasıydı. Belli periyodlarla muayenesi yapılır kullandığı ilaç ve insülinlerde ona göre devam ya da ilaç değişikliği yapılırdı.
Son muayenesinden sonra verilen ilaç ve insülin oranı yüzünden sıkını yaşamaya başlamıştı..
İlaç ve insülinleri kullandığında şekeri daha da artıyor, baş ağrıları çekiyordu.
Hastaneye kullandığı ilaçları da götürüp hekime bilgi de verildi.
Hekim o ilaçların yerine yeni ilaçlar ve insülin içeren reçete yazdı.
Yatan hasta olduğu için, hastane kendindeki insülin ve ilaçları kullanırken, ilaçları almak için gittiğimiz eczanelere, sistemde o yüksek şeker ve tansiyona yol açan ilaçlar göründüğü için ilaçları vermeyeceklerini ifade ettiler..
Ancak, o ilaçlar bitince yeni ilaçları alabilirsiniz denildi.
Yani, hasta iyi gelmeyen ilacı kullanmak zorunda diyor sağlık sistemi..
İlacın olumsuz etkileri olmuş olmamış ne gam..
Hasta ister şeker komasına girsin, isterse ölsün..
Yeter ki, sitemde yazılı ilaçlar sonuna kadar kullanılsın..
Sağlık Bakanlığı, şu raporlu ilaç işini de yeniden değerlendirmeye almalı..
Sistemde yazılı ilaçlar bitene kadar kullanılsın denilerek, hastaları komalık etmeyin..
**
Bitpazarına gerçekten nur yağıyormuş
Atalarımız bir söz söylemişleri “eskiye itibar olsa bit pazarına nur yağardı” diye..
Çok yanılmışlar..
Belki o sözün söylendiği yıllar öyleymiş ama şimdilerde tam tersi..
Bit pazarına nur yağıyor, hem de kesintisiz..
Alın siyaset ve siyasetçilerimizi..
Hemen hepsi yağan nurun canlı birer kanıtları..
Bir partide dışlanan bir siyasetçi, bir süre bakıyorsunuz bir başka parti tarafından siyasette gelecek için partiye çağrılıyor, makam, unvan, koltuk veriliyor..
Halkın karşısına geçip siyasette nasıl yenilikler yapacaklarını anlatıyorlar, bunu yaparken de “biz eskilerden farklıyız” demeyi de ihmal etmiyorlar..
Kendilerinin eski olduklarının farkında değiller garibanlar..
Kendilerini bitpazarından bulunmuş yeni bir şey sanıyorlar.
Bilmiyorlar ki, eskiler, hem de epey eskiler..
Hatta bir kısmı birkaç kez bit pazarına düşmüş, o denli eskiler yani..
Sanırım, bir parti kurup yola çıkanlar, yeni adlar yerine, bit pazarlarını dolaşıp ne denli eski siyasetçi varsa onları topluyor, onları yeni diye topluma yedirmeye çalışıyorlar..
Abartıyorsun diyecekler olacaktır..
Demeden önce şöyle etraflarındaki, ilçelerindeki, illerindeki siyasetçilere şöyle bir baksınlar..
Çoğunun her seçimde başka partide bulunmuş, her dem yenilik diye ortalığa düşmüşü kişiler olduklarının göreceklerdir..
Ahh üstat Orhan Veli Kanık ahhh!
Eskileri alıyorum şiirini şimdi yazsaydın nasıl yazardın acaba?
Yine, “Eskileri alıyorum/ Alıp yıldız yapıyorum” dizeleri mi çıkardı yoksa “Eskileri alıyorum/
Alıp yeni siyasetçi yapıyorum” biçiminde farklı bir dizemi görürdük?
**
Cumhuriyet’in taban kaydırması hiç bitmiyor…
Cumhuriyet Gazetesi, siyasal haberler alanında güvenilirliğini yitireli çok oldu.
Ancak, Cumhuriyet, MHP ile ilgili asılsız haberlerine hız kesmeden devam ediyor..
O çok sevdikleri “Asena” ilan ettikleri neoliberal Meral Akşener partisi kurduğunda da, sol liberal Cumhuriyet’e göre MHP tabanı oluk oluk İyi Parti’ye gidiyordu..
İyi Parti yüzde yirmi altılarda oya sahip olurken, MHP yüzde ikilere inmişti..
Tabi gerçek olmadığı, Cumhuriyet’in rüyası olduğu çabuk anlaşılmıştı..
Seçim sonuçları Cumhuriyet’in asparagasının bütün çıplaklığıyla ortaya dökmüştü..
Ancak, Cumhuriyet haberlerinin doğru olmadığını ortaya çıkmasından hiç gocunmadığı gibi, haberlerine çeki düzen vermeyi ve gerçekleri dile getiren haberler yapmayı de yeğlemedi..
Israrla MHP tabanının bir yerler aktığını yazıp durdu..
Son olarak yine benzer bir masalı haber diye servis etmişler..
Neymiş efendim, MHP tabanı İyi Parti’ye gidiyormuş..
Haberin başlığın göre, MHP tabanı İyi Parti’ye kayıyormuş!
Kurmaylar, Dervişoğlu’nun gittiği il teşkilatlarında kitlesel üye kayıtlarının yaşandığını kaydediyorlarmış..
Cumhuriyetin kurmayları şunları söylemişler:
“Küskün seçmeninin partiye geri döndüğünü söyleyen kurmaylar, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrıya yönelik tepkinin sahaya yansıdığını ifade ediyor. Parti kaynakları bu durumun MHP tabanından kendi partilerine ilginin artmasına neden olduğunu söylüyor.
Anketlerdeki yükselişin, il gezilerinde gözle görünür olduğunu belirten kurmaylar; ziyaretlerin kalabalık geçtiğini ifade ediyor. İyi Parti’den üst düzey yetkililer de “İlerleyen süreçte siyasi formüllerin içinde olması gereken bir parti. İyi Parti’siz bir hesap yapılamaz” yorumunu yapıyor.”
MHP tabanının İyi Parti’ye kaydığı uydurması, kurulduğu günden bu yana MHP’yi bölmesine bel bağladıkları partiyi komaya girmeden önce son bir mamalama olayı..
Millet, İyi Parti‘nin dağıldığını unutsun, İyi Parti seçmeninin MHP, Zafer Partisi ve Anahtar Partiye gitmesini önleme telaşının bir sonucu..
Biliyorlar ki, ilk seçimlerde İyi Parti o MHP’yi görmeyi çok arzuladıkları yüzde ikileri bulmakta bile zorlanacağını biliyorlar..
MHP’nin her koşulda yüzde 10 civarında, Zafer Partisi’nin yüzde altlar civarında oy alacağını da biliyorlar..
O nedenle, Meral Akşener döneminde yaptıkları “MHP tabanı İyi Partiye kayıyor” masalını ısıtıp yeniden halkın önüne sunuyorlar..
Yenmeyeceğinin de iyi biliyorlar ama, durum umut fakirin ekmeği durumu, ya yenirse diyorlar..
İyi Partisiz bir hesap yapılamaz diyenler o hesaplara şimdiden başlasınlar..
Yarın İyi Parti yüzde ikilerin altına düştüğünde gidecek parti bulamazlar,