Türkiye sol hareketi, tarihsel olarak hem emek ve sınıf mücadelesi zemininde hem de kimlikler, demokrasi ve bağımsızlık üzerinden şekillenen çok katmanlı bir ideolojik yapıya sahiptir. Ancak bu yapının sürekli bölünme eğiliminde olması, siyasal etkinliğini sınırlayan temel faktörlerden biridir. Özellikle Türkiye Komünist Partisi (TKP)’nin yaşadığı bölünme sonrasında oluşan Türkiye Komünist Hareketi (TKH) ve 2010’lu yıllarda yeniden sahaya çıkan Türkiye İşçi Partisi (TİP) ile birlikte sol içinde farklı eğilimler oluşmuştur.
Bu makalede, bu üç yapının ideolojik farklılıkları, bölünme nedenleri, seçmenle ilişkileri ve gelecekteki olası konumları ele alınacaktır.
1. Bölünmenin Kökleri: TKP’denTKH’ye ve TİP’e
a) TKP: Geleneksel Marksist-Leninist Hat
- 2001’de yeniden kurulan TKP, solun örgütsel bütünlüğünü sağlamak, sınıf siyaseti eksenli bir mücadeleyi kurumsallaştırmak amacıyla yola çıktı.
- 2014’te yaşanan ideolojik ve örgütsel kriz, partiyi ikiye böldü: Bir kanat, partinin adını ve yapısını koruyarak yoluna TKP olarak devam etti; diğer grup ise Türkiye Komünist Hareketi (TKH) adıyla ayrıldı.
b) TKH: Ortodoks Komünist Pozisyon
- TKH, 2014 bölünmesinden sonra daha katı bir Marksist-Leninist çizgiyi benimseyerek TKP’yi “reformist” olmakla eleştirdi.
- Parti, anti-emperyalist, seküler, sınıf merkezli bir söylemle yola devam etti; Türkiye solunda ideolojik netliği korumayı önceledi.
c) TİP: Parlamentarizm ve Sol Popülizm
- Türkiye İşçi Partisi (TİP), 2017’de Erkan Baş ve Barış Atay’ın öncülüğünde yeniden aktif hale geldi. Başlangıçta HDP listelerinden Meclis’e giren milletvekilleri, 2018’de TİP’i Meclis’e taşıdı.
- TİP, diğer iki yapıya kıyasla daha geniş kitlelere hitap etmeyi, sosyal medya ve görünürlük üzerinden “yeni sol” bir çizgi oluşturmayı hedefledi.
- Feminist, ekolojist ve gençlik hareketlerine daha yakın durarak kimlik siyasetiyle sınıf mücadelesini harmanlayan bir çizgi izledi.
2. İdeolojik ve Örgütsel Farklılıklar
3. Seçmen Nezdindeki Yansımalar ve Siyasi Etki
a) Kamuoyu ve Görünürlük
- TKP ve TKH, örgütlü ama düşük görünürlüklü yapılardır. Özellikle 1 Mayıs, Laiklik mitingleri, çeşitli işçi grevleri gibi etkinliklerde görünür olsalar da kitleleri harekete geçirme kapasitesi sınırlı.
- TİP, özellikle 2021-2023 döneminde sosyal medya, mitingler ve televizyon performansları sayesinde genç ve sol seküler seçmen arasında popülerlik kazandı. Erkan Baş’ın hitabeti, Barış Atay’ın aktivizmi gibi unsurlar TİP’in yüzünü “halkçı sol” olarak şekillendirdi.
b) 2023 ve 2024 Seçim Performansı
- TİP, 2023 genel seçimlerinde kendi listesiyle seçime girerek beklenen performansı gösteremedi (yaklaşık %1 oy); bu durum örgütsel hazırlıksızlık ve stratejik hatalara bağlandı.
- TKP ve TKH ise yerel düzeyde bazı bağımsız belediye çalışmaları yapsa da ülke genelinde etki yaratamadı.
- 2024 yerel seçimlerinde TİP bazı yerlerde bağımsız adaylarla oyunu artırdı, ancak genel olarak “potansiyeli olan ama kurumsallaşmamış bir yapı” görüntüsü verdi.
4. Geleceğe Dair Senaryolar
a) TKP ve TKH: Kadrolar Kalır, Kitle Genişlemez
- Her iki yapının da güçlü teorik altyapısı ve kadrosu olsa da, modern siyasal iletişim araçlarını kullanmakta zorlandıkları, gençlik hareketlerine yeterince nüfuz edemedikleri görülüyor.
- Laiklik ve emperyalizm karşıtlığı gibi söylemler, geniş halk kesiminde karşılık bulsa da, bu temalar örgütlü harekete dönüşemiyor.
b) TİP: Popülerlik ve Kurumsallık Arasında
- TİP’in önünde iki yol var: Ya popüler bir hareketten kurumsal bir sol partiye dönüşecek, ya da kısa vadeli görünürlük başarısıyla sınırlı kalacak.
- Genç seçmen tabanı ve sosyal medya etkisi büyük avantaj, ancak bunun siyasal örgütlülüğe dönüştürülmesi şart.
- HDP (DEM Parti) ile ilişki yönetimi, TİP’in geleceğini belirleyecek faktörlerden biri olacak. Özerk bir sol mu, bileşen sol mu?
c) Bütünleşme mi, Ayrışma mı?
- Sol partiler arasında olası bir birleşme ya da ittifak tartışmaları zaman zaman gündeme gelse de, geçmişteki kırılmalar ve ideolojik farklılıklar bu süreci zorlaştırıyor.
- Ancak Türkiye’de artan yoksulluk, baskılar ve demokratikleşme talebi göz önüne alındığında, ortak talepler etrafında örülen stratejik birliktelikler kaçınılmaz hale gelebilir.
Sonuç: Solun Bölünmüşlüğü, Ortak Mücadelenin Önündeki En Büyük Engel
Türkiye’de TKP, TKH ve TİP gibi yapılar, farklı ideolojik tonlara sahip olsalar da özünde benzer mücadele hedeflerine sahiptirler: Emekçi sınıfların haklarını savunmak, laiklikten ödün vermemek, emperyalizme karşı durmak ve adil bir düzen kurmak.
Ancak bu yapılar, ortak düşmanlara karşı birleşmek yerine kendi aralarındaki ideolojik saflığı koruma savaşı verirken, geniş halk kesimlerinin güvenini kazanmakta zorlanıyorlar. Gelecekte Türk solunun etkili bir güç haline gelmesi, bu üç yapı da dahil olmak üzere tüm sosyalist grupların programatik değil, pratik temelli bir işbirliğini gerçekleştirmesiyle mümkün olabilir.
CUMARTESİ ÖYKÜLERİ
AŞKLA YÜKSELENLER
Bir siyaset, aşk ve entrika öyküsü
Varoşlarda Doğan Umut
1990’ların sonu. İstanbul’un kıyısında, gecekondu mahallelerinin birbirine karıştığı yokuşlu bir sokakta, Meral sabah erken saatlerde uyanıp çantasını omzuna alır. Annesi hâlâ mutfakta simitleri poşetlerken, Meral sabah haberlerini açar: “Merkez Sol Parti sözcüsü, yolsuzluklara karşı yeni bir yasa tasarısı hazırladıklarını duyurdu.”
Aynı saatlerde, birkaç mahalle ötedeki Murat da kendi evinin önünde, paslı Murat 124’ünü çalıştırmaya çalışır. Marş zor tutar ama sonunda motor homurdanarak çalışır. Murat, Merkez Sağ Parti’nin gençlik kollarında görev alalı henüz bir yıl olmuş ama konuşmalarıyla teşkilatta dikkat çekmişti.
Birbirlerinden habersiz, iki genç siyaset yoluna adım atmıştı. İdeolojileri farklıydı ama içlerindeki hırs, neredeyse birebir aynıydı.
Rakiplikten Tutkulu Aşka
İlk karşılaşmaları bir belediye meclisi toplantısında oldu. Meral, belediyedeki bir ihale usulsüzlüğünü dile getirirken Murat, kendi partisinin önerdiği projeyi savunuyordu. Karşılıklı tartışma kıvılcımlarla sürdü ama gözlerinde parlayan öfke, aynı zamanda merakı da içinde barındırıyordu.
Toplantı sonrası Meral, Murat’ın yanına gelip alaycı bir şekilde sordu:
— “Savunduğun projeye gerçekten inanıyor musun, yoksa sadece partin istiyor diye mi konuşuyorsun?”
Murat gülümsedi:
— “Aynı soru sana da sorulabilir. Ama cevabımı kahve içerken dinlemek istersen, karşı kıraathanede bekliyorum.”
Ve işte o kahvede, kahkahalarla başlayan sohbetler, günler içinde gece yürüyüşlerine, ardından sabaha kadar süren politik tartışmalara dönüştü. Siyasetin içinde rakip olan bu iki genç, bir süre sonra birbirlerinin ideolojisinden çok kalbine takılı kaldı.
İş Takibi ve Yükseliş
Aşklarını saklamıyorlardı, ama dikkat çekmemeye çalışıyorlardı. Politik duruşları farklı olsa da, ikisi de idealistti. Bu nedenle birbirlerine danışmadan hiçbir karar almaz oldular. Meral'in getirdiği kadın hakları reformu, Murat’ın baskısıyla komisyondan geçti. Murat’ın desteklediği sanayi teşviki paketi, Meral’in uzlaşmacı tavrıyla oylamaya açıldı.
Bu ortaklık, sadece aşklarını değil, iş başarılarını da büyüttü. Önce yerel medya onların birlikte hareket ettiğini yazdı. Ardından televizyon programlarına birlikte çıkmaya başladılar. Halk bu tuhaf ama tutkulu birlikteliği sevmişti. Popülerlikleri arttıkça, projeler büyüdü, sponsorlar geldi, medya desteği arttı.
Bir zamanlar suyu akmayan evlerinde oturan Meral ve Murat, artık bir rezidansın 20. katında, boğaza nazır manzaraya karşı kahvelerini yudumluyordu. Murat 124, yerini siyah bir Jaguar’a bırakmıştı. Herkes onların hem iş hem aşk hayatını konuşuyordu.
Ama bu kadar yükselmek, elbette düşman da yaratıyordu.
Entrika ve Sadakatin Testi
Bir sabah gazete manşetleri bağırıyordu: “Aşk İçin Siyaseti Sattılar mı?”
Meral’in desteklediği bir vakfın, Murat’ın şirketine bağlı bir inşaat firmasına iş verdiği ortaya çıkmıştı. İkili hakkında soruşturma açılmıştı. Siyasi düşmanlar ellerini ovuşturuyordu.
Meral, sabah toplantısında gözlerini Murat’a dikti:
— “Bana dürüst ol Murat. Bu işte gerçekten senin bir payın var mı?”
Murat gözlerini kaçırmadı:
— “Hayır. Ama bu sistemde temize çıkmak, suçsuz olmaktan daha zor.”
Birlikte mücadele etmeye karar verdiler. Medyaya karşı strateji geliştirdiler. Belgeleri topladılar, şeffaf bir basın toplantısı yaptılar. Olayın aslında rakip partinin uydurduğu bir algı operasyonu olduğu kısa sürede anlaşıldı. Temize çıktılar.
Ama bu süreçte birbirlerine olan sadakatleri daha da güçlendi. Meral, Murat’a dönüp şöyle dedi:
— “Siyaset kirli olabilir. Ama seninle yürüdüğüm bu yol, şimdiye kadar yaşadığım en temiz şey.”
Ve işte böylece...
Varoşlardan çıkan iki yürek, siyasetin karmaşasında hem birbirlerini hem de başarıyı bulmuştu. Aşkları onları yükseltti, entrikalar onları güçlendirdi.
Rezidanstaki evlerinde boğaza karşı kahvelerini içerken, hala her sabah birbirlerine “iyi ki” demeyi unutmadılar.