12 Haziran, Adanalı Ülkücü işçiler ve kadınlar için önemli bir gün aslında.. 12 Eylül öncesinin zorlu mücadelesinde, MHP bayrağını yükseltmek için canını feda eden Ülkücü kadın işçi Ayşe Çetinkaya'nın şehit düşmesinin yıldönümüydü..
Ayşe Çetinkaya 12 Eylül Darbesi arifesinde 12 Haziran 1980 günü şehit edilmişti.. Tam 37 yıl önce kanıyla canıyla Milliyetçi Ülkücü Hareket'e can vermişti.. Ayşe Çetinkaya şehit edildiğinde 31 yaşındaydı.. Evli 2 çocuk annesiydi..
O dönemin büyük tekstil fabrikalarından, Karataş Yolu üzerinde bulunan Yürtaş İplik Fabrikasında çalışıyordu…
Çalıştığı fabrikada Ülkücü işçilerin sendikası MİSK (Milliyetçi İşçi Sendikaları Konfederasyonu) ve Türk Mensucat İş üyesiydi ve işyeri kadın işçiler temsilciliği görevini yürütüyordu.. Olay günü akşam saatlerinde kapısı çalındı.. Gelenler polis olduklarını söylediler..
Kapıyı açtığında komünist militanlar tarafından kurşun yağmuruna tutuldu.. Çocuklarının gözü önünde şehit düştü.. Cenazesi Asri Mezarlık'ta toprağa verildi..
O da, diğer Ülkücü şehitler gibi bugünün bazı tatlı ülkücülerinin anlayamayacağı şekilde ikbal peşinde koşmamıştı, hayatlarının baharında Büyük Ülkü için gözlerini kırpmadan canını vermişti.. Aradan geçen 37 yıldan sonra, insan Ülkücü Hareket'ten aziz şehitlere karşı bir ahde vefa bekliyor..
Fuat Toygar başkanlığındaki Taşmedreseliler oluşumu ve MHP'li kadınlar Ayşe Çetinkaya'ya ahde vefalarını gösterdiler.. Ölüm yıldönümünde mezarı başına giderek, çiçekler ve dualarla andılar.. MHP Sarıçam İlçe Başkanı Mustafa Kızılelma da ölüm yıldönümünde, sosyal medya hesabından Ülkücü Şehit Ayşe Çetinkaya'yı andı.. Fuat Toygar'a, Taşmedreselilere, MHP İl Kadın Kolları üyelerine ve MHP Sarıçam İlçe Başkanı Mustafa Kızılelma'ya takdirlerimi sunuyorum..
Ancak, Ayşe Çetinkaya'yı anması gerekenlerin başında gelen Ülkücü işçiler Derneği'nden gördüğüm kadarıyla en küçük bir ses çıkmadı.. MİSK, 12 Eylül sonrası kapatıldığı için, bugün Ülkücü işçileri, Ülkücü İşçiler Derneği temsil etmekle mükellef konumundadır..
Ayşe Çetinkaya hem Ülkücü, hem kadın, hem işçi olarak, Ülkücü İşçiler Derneği Adana Şubesi'nin etkinlik takviminde birinci sırada yer alması gereken bir kardeşimizdi..
Ayşe Çetinkaya'yı anma törenleri düzenlemek Ülkücü İşçiler Derneği'nin asli görevlerinin arasında yer almaktadır.. Tabii, bu benim düşüncem.. Taşmedreseliler ve MHP'li kadınlarınla birlikte Ülkücü İşçiler Derneği'nin de Ayşe Çetinkaya kardeşimizinin mezarının başında olması gerekirdi.. Ülkücü İşçiler Derneği'nin yöneticileri çok farklı düşünüyor olabilirler…
Aklıma gelmişken söyleyeyim… Kimse endişeye kapılmasın.. Ne Ayşe Çetinkaya'nın ne de diğer ülkücü şehitlerimizin mezarlarından kalkıp, kimsenin işini ellerinden alacakları, birilerinin kapısına dayanıp "illede bize iş" diyecekleri halleri yok..
Ahde vefayı, Ülkücü Hareket'in geleceğe aynı inanç ve ülkülerle ulaşması açısından istiyoruz.. Eğer kadını erkeğiyle ülkü devlerini korkusuzca ölüme yürüten "Büyük Ülkü" unutularak geleceğe ulaşılırsa, Ülkücü Hareket, "Bozkurt" görünümlü kişilerin cirit attığı bir harekete dönüşür…. Bu tehlikenin ilacı da, Ülkücü Hareket'in şehitlerine göstereceği ahde vefadır!...
**
Taban Hareketi yeniden başlamış!
DSP'de, Ecevit'in ölümünden sonra, yönetime karşı etkili muhalefetler başlatılmıştı.. Bunlardan birisinin adı "Taban Hareketi" idi.. O dönemler hayli ses getirmişti.. DSP'yi temellerinden sarsmıştı.. Sonraki yıllarda, Taban Hareketi de, diğer muhalefet hareketleri de ortdan çekildiler.. DSP'de bu ortamda, her seçim biraz daha geriye giderek bugünlere geldi..
2017 Haziran'ına gelince, DSP içerisinde Taban Hareketi yeniden başlamış.. Ancak, bu kez Taban Hareketi'nin misyonu sanki biraz farklı gibi.. Geçmişteki Taban Hareketini, parti yöneticileri değil parti üyeleri başlatmıştı.. Bu kez ise, DSP'nin il başkanları bizzat başlatmışlar..
Ankara'da toplanan il başkanları, DSP Genel Merkezi'nin gittikçe Ecevit ilkelerinden uzaklaştığı görüşüyle, "Ecevit ilkelerine ve 1986 programına bağlı kalınarak" DSP'li olağanüstü kurultaya götürmek ve yönetim değişikliğini gerçekleştirmek için bir hareket başlatmışlar..
Buna da "Taban Hareketi" adını vermişler.. Ecevitçi Arayış Grubu da, il başkanlarının başlattığı "Taban Hareketi"ne destek verdiğini açıklamış…. Anlaşılan, Meclis dışında olduğu için kimsenin dikkate almadığı DSP, önümüzdaki günlerde hayli tartışmalı, çalkantılı, belki de kavgalı bir süreç yaşayacak…
**
İftar yemekleri eş dost buluşmasına mı dönüşüyor?
Adana'da bir çok kurum ve kuruluş, Ramazan Ayı münasebetiyle iftar yemekleri veriyor.. İftar organizasyonunda liderliği ise belediyeler ile bir kaç siliv toplum örgütü başı çekiyor.. İlke olarak, bu tür iftar yemeklerinin hiçbirisine katılmam..
Ancak zaman zaman, bu tür iftar sofralarını gezip gözlemler yapıyorum.. Yanlış anlaşılmasın, o gözlemleri yaparken de o sofralarda iftar yemeği yemem.. Sadece gözlemlerim..
Kimler geliyor.. Neler ikram ediliyor.. Bazı kurumlar kentin değişik yerlerinde, ilçelerinde de iftar yemekleri organizasyonu yapıyorlar..
Bugün bu mahallede, yarın başka mahallede..
Bugün Seyhan'da, yarın Aladağ'da gibi.. Hem kendi gözlemlerim, hem de iftar yemekleri ile ilgili servis edilen haberlerde dikkatimi bir şey çekmeye başladı..
Bazı kişiler, bu tür iftar yemeklerinin müdavimi, kadrolu iftra açıcısı olmuşlar gibi bir görüntü var.. Hangi iftar yemeğine baksan, aynı kişileri görüyorsunuz.. Eskiden siyasiler, mahallelerde yaptıkları küçük mitingler için aynı insanları mahalle mahalle taşırlardı..
Böylelikle, kahce, sokak toplantıların kalabalık gösterirlerdi.. Halbuki, mahalleler, sokaklar, kahvehaneler değişik olsada, katılımcılar hep aynıydı.. İştar yemekleri de işte buna benzemeye başladı.. Özellikle de, belediyelerin düzenledikleri….