Türkeş deyince, Yıldırım Tuğrul, Ahmet Kutalmış ya da Ayyüce’ı anlamayın..
MHP’nin kurucu lideri, ülkücülerin başbuğu Alparslan Türkeş’ten söz ediyorum..
Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit ile MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş’in Kıbrıs çıkartması öncesindeki konuşmaları şimdilerde pek rastlamayacağımız türden bir konuşma..
O zamanlar, hükümet muhalefet partilerin liderlerini de ülkeyi ilgilendiren politikalar, hükümet olarak atacakları adımlar konusunda bilgilendiriyor, görüşlerinin alıyormuş.. Ecevit ile Türkeş’in konuşmaları bunun bir kanıtı.
Ayrıca, merhum Ecevit ile merhum Türkeş arasındaki telefon görüşmesi, Alparslan Türkeş’in öngörü gücünü, uzak görüşlülüğünü de ortaya koyuyor..
Dursun Ali Şakar’ın bir eski CHP İl Başkanının aktardığı, 1974’lerdeki siyaset anlayışı ve Türkeş’in uzak görüşlülüğünü gösteren konuşma şöyleydi:
“ECEVİT TELEFONU KAPATTI
‘BU ADAM DELİ !’ DEDİ
Tarih 20 Temmuz 1974.
Çayırova- Zirai Üretim İşletmesi Müdürlüğünde teknik eleman olarak çalışıyordum.
O tarihte yeni inşa edilen “Gebze Cezaevi” müteahhidi çalıştığım kurumdan çim ekmek üzere teknik eleman talebinde bulunmuştu. Bunun için beni görevlendirdiler.
Çayırova’dan Gebze’ye giderken Kıbrıs Barış Harekatı ile ilgili konu açıldı.
O dönemin iktidar ortağı olarak (CHP-MSP Koalisyonu) CHP’nin İstanbul İl Binasında toplantı halindeydik.
Başbakan Ecevit, ilgili herkesle görüştü.
Son anda “arkadaşlar çok önemli birini aramayı unuttuk” dedi.
Biz daha kim olduğunu sormadan
“Alparslan beyi arayın, Alparslan Türkeş’i bana bağlayın” dedi.
Ecevit, “Sayın Alparslan bey, biz bu gece Kıbrıs’a çıkarma yapmaya karar verdik. Bizim için sizin fikirleriniz çok önemlidir, ne önerirsiniz” dedi ve arada sadece “evet beyefendi, tamam beyefendi” diyerek karşılık veriyordu.
Beş dakika kadar süren konuşmadan sonra teşekkür edip elleri titreyerek, rengi kaçmış vaziyette telefonu kapattı ve ‘BU ADAM DELİ!’ dedi. Biz şaşkın bir vaziyette biraz bekledikten sonra : ‘bir şey mi oldu efendim..’ diye sorunca rengi hala soluktu ve konuştuğu her şeyi ‘olduğu gibi anlatacağını’ söyledi.
Ecevit, Türkeş’in telefonda söylediklerini titrek bir sesle anlattı.
‘Arkadaşlar, Türkeş diyor ki; ‘KIBRIS’IN TÜMÜNÜ ALIN’, bu adam deli, tümünü alırsak; dünyayı tamamen karşımıza alırız’ dedi ve Türkeş’in ‘eğer tümünü almazsak, savaş sonrası Avrupa ve ABD, Yunanistan ve Rumlar’dan yana desteğini koyar, elimizdekini dahi koruyamayız’ dedi. Sesi hâlâ titriyordu. Demek ki Türkeş çok sert ve kararlı konuşmuştu.
Ardından “Türkeş her türlü yanında ve emrinizdeyim” dedi diye de ilave etti.
O gün biz de Başbakan Ecevit gibi düşünüyorduk, dünyayı karşımıza alırız diyorduk.
Ama şimdi anladık ki, Türkeş hem çok haklı, hem de “KUDRETLİ BİR LİDER ve BÜYÜK BİR DEVLET ADAMIYMIŞ!” Bunu anlatan CHP İstanbul eski İl Başkanı benim Ülkücü olduğumu bilmeden bir anı olarak paylaştı ve samimi yorumunu ilave ederek sözünü tamamladı. Dursun Ali Şakar”
4 Nisan öngörüsüyle Kıbrıs’ta olacakları önceden gören Alparslan Türkeş’in uçmağa varışının yirmi sekizinci yıldönümüydü.
Bu anısıyla Türkeş’i bir kez daha saygıyla anmış olalım.
Tini şad olsun.
**
Adana’daki orman müdürlüğü kapatılsın
Orman müdürlükleri, bulundukları il ve ilçelerde ormanlar, ormanlık alanları korumak ve geliştirmekle yükümlü..
Asli görevi budur..
Orman müdürlüğü olan yerlerde, ormanlık alanların talan edilmesine ne orman müdürü, ne orman muhafaza memurları göz yumamazlar, izin veremezler..
Göz yumar, izin verirlerse asli görevlerinin yerine getirmemiş olurlar.
Bu da hem Devlet Memurları Yasası, hem Orman Yasası, hem Türk Ceza Yasasına göre suçtur..
Seyhan Nehri kenarındaki, Adana’nın akciğeri olarak kabul edilen ormanlık alanda, anlaşıldığı kadarıyla Adana Orman Bölge Müdürlüğü’nün izniyle yüzlerce belki de binlerce araç kesildi.
Ağaç katliamının basına yansıması karşısında Orman Bölge Müdürlüğü söz konusu alanda 6831 Sayılı Orman Yasası’nın “Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlenmesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır” hükmünü içeren 17ç maddesi dikkate almamış ve ağaç katliamıma sessiz kalmanın yanısıra yasa maddesi gereğince ağaçlandırma çalışması de gerçekleştirmeyerek iki kez suç işlemiştir..
Ormanlar göz göre talan edilen bir ilde Orman Bölge Müdürlüğü, orman müdürlüğü, orman muhafaza gibi müdürlükleri de, halkın ormancı diye tanımladığı orman bürokratları, memurları ve muhafaza memurlarına da gerek yok..
Boş boşuna yüzlerce insan istihdam ederek halkın kaynakları çarçur edilmesin..
Kapatın orman müdürlüklerini; ormanlar nasıl olsa keyfe keder katlediliyor, hiç olmazsa görevinin yapmayan, Devlet Memurları, Orman ve TGürk Ceza kanunlarının yok sayan kişilere boşu boşuna para ödenmesin..
**
Orman Bölge Müdürü’ne soruyoruz
Yeri gelmişken Adana Orman Bölge Müdürü Tahsin Etli’ye soruyoruz:
Amatör maçların oynandığı stat için geçmişte 6831 Sayılı Orman Yasası’nın 7. Maddesi uyarınca orman kadastrosu yapılmış mıdır?
Söz konusu amatör maçları için yapılmış stadı profesyonel maçlar oynanacak biçimde büyütmek için yapılan çalışmalarda kaç ağaç kesilmiştir?
Katliam alanındaki kaç ağacın kesimi sizin bölge müdürlüğünüz sırasında gerçekleştirilmiştir?
6831 Sayılı Orman Yasası’nın “Dikili yaş veya kuru ağaçları kesmek veya bunları kökünden sökmeyi yasaklayan” 14/B maddesi gereğince, bölgede ağaç katliamı yapanlar ve izin veren orman bürokratlarına karşı cezai ve idari işlem başlattınız mi?
“ Devlet ormanlarında el konulan bütün yapı ve tesisler, inşa aşamasında olanlar da dâhil olmak üzere, hiçbir karar alınmasına lüzum kalmaksızın, Orman Genel Müdürlüğü tarafından derhal yıkılır veya ihtiyaç görüldüğü takdirde ormancılık hizmetlerinde kullanılabilir” hükmünü içeren 17/2. maddeyi uygulamayı düşünüyor musunuz?
Ormanlık alanlarda aylarca süren ağaç katliamı ve inşaatı Tarım ve Orman Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğüne bildirdiniz mi?.,
Sayın Etli’nin vereceği yanıtları sabırsızlıkla bekliyorum..