Bari sen yapma Av. Veli Küçük..
Algı operasyonalırıın yapıldığı, yalanla gerçeğin karıştığı bir dönemde bari sen yapma Veli Küçük..
Hiç olmazsa bir hukukçu olarak sen gerçekleri söyle..
703 Sayılı KHK yayınlanmadan önce sanki Türkiye'de hukuk fakülteleri mezunları dışında başka fakülteleri bitirenler idari yargıç olamıyorlardı..
Adana Baro Başkanı Veli Küçük'ün de bu iddialara, daha doğrusu yanlış bilgilendirmelere destek vermesini doğrusu onun adına yadırgadım..
Bir hukukçu olarak, hukuk dünyasındaki gerçekleri dile getirmesi beklenirdi..
Üstelik diğer hukukçulardan farklı olarak Adana Baro Başkanlığı gibi bir görevi üstlenmesi hukuk gerçeklerin kamuoyuna duyurulması açısında nsorumluluğunu iki kat arttırmaktaydı..
Ancak, bir gazetedeki açıklamalarına Küçük, idari yargıda sanki ilk kez hukuk fakülteleri dışında başka lisans diplomalarına sahip kişiler yargıç olarak atandıklarını iddia ediyor..
Küçük'e göre, idari yargıda hakim olmak için hukuk fakültesi mezunu olma şartıı aranmaksızın herhangi bir 4 yıllık fakülte olmak yeterli sayılmış..
Bu yönüyle, 703 Sayılı KHK, yargı mekanizması ve adaleti dinamitlemekte ve anayasa ihlali ve hukuka aykırı bir bir uygulamaya getirmektedir..
Dedim ya, bari sen yapma Veli Küçük..
Sen ki, Adana Barosu başkanısın, hukuksal gerçekler içine sinmese de söylemen lazım..
Halkı doğru bilgilendirmen lazım..
Türkiye'de idari yargı mekanizmasında, hukuk fakültesi mezunu olmayan 4 yıllık bazı lisans mezunlarının da 703 sayılı KHK'dan önce de yar aldığını hepimiz biliyoruz..
Veli Küçük'ün yaptığı siyasal açıklamalardan anladığımız kadarıyla mensubu olduğu ya da destek verdiği, yakın durduğu CHP'nin iktidarda olduğu yıllarda da aynı uygulama vardı..
Benim yaşım 60..
Daha eskisini bilmem ama, taa, Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde okuduğum 1980 öncesi yıllardan bu yana Türkiye Cumhuriyeti yasalarının hukuk dışında siyasal bilgiler, maliye, iktisat ve işletme fakülteleri mezunlarına da açılan idari yargıç sayısının yüzde 20'si oranında bir kota kapsamında idari yargıçlık hakkı verdiğini biliyorum..
Bu olanağı kullanıp, idari yargıç olmuş dostlarımız da vardı..
Siyaseti, iktidarın yaptığı her şeye karşı çıkmak olarak anlayanların, onlarca yıllık geçmisi ve uygulaması olan bir gerçeği çarpıtmasına gülüp geçebiliriz ama bunu söyleyen bir hukukçu, hele hele baro başkanı olursa gülüp geçme şansımız yok..
Hukukçu kimliğe sahip birisinin, onlarca yıldır uygulanan bir uygulamayı sanki bugün KHK ile başlamış gibi göstermesi hukuk açısından vahim bir durumdur..
Eğer, Veli Küçük, hukuk fakültesi dışında siyasal, iktisat ve işletme fakülteleri mezunlarına da açık olan idari yargıda, KHK ile kapsamın genişletildiğini; artık tarih, coğrafyada, edebiyat, matematik, biyoloji, fizik, mühendislik, iletişim gibi 4 yıllık lisans diplomalarına sahip kişilerin tamamına idari yargıç olma hakkı tanındığını söyleseydi doğruları dile getirmiş olacaktı..
Kapsamın genişletilmesinin idari yargı sistemine neler getireceğini, neler götüreceğini anlatsaydı saygı duyulacak bir iş yapmış olurdu..
Ama, maalesef yaptığı açıklama hukuk dünyasının yaşadığı bildiği geçmişi çok eskiye dayanan hukuk fakültesi mezunları dışında bazı lisans bölümü mezunlarının da idari yargıç olduğu gerçeğininin üstünü örtmeyi amaçlıyor..
İdari hukuk yapısını bilenler açısından Veli Küçük'ün yaptığı, bir iktidarın her yaptığına karşı çıkma anlayışına dayalı klasik bir siyasal açıklamadır..
Ancak, bunu baro başkanı olarak yapması hukuk sistemimiz açısından vahim bir durumun ortaya çıkmasına neden oluyor..
Gerçeği yansıtmayan, gerçekleri çarpıtan ya da gerçekleri olduğundan farklı gösterip kamuoyunu yanılgıya sürükleyecek açıklamaların denetimini yapan bir kurumun da hukukumuzun geleceği açısından zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor..
KHM mı olur, kanun mu olur bilmiyorum ama bir mekanizmanın acilen oluşturulması gerekiyor…
*************************
Çözülmeye 22 Temmuz çare olacak mı?
ABD ve AB ile bağlantıları bilinen medyanın 24 Haziran seçimleri öncesinde şişirdiği ve yüzde 25'lerde oy alacağını iddia ettiği Meral Akşener'in İyi Partisi'nde seçimlerden önce başlayan çözülme sürüyor..
Yoğun propagandanın etkisinde kalarak Akşener ve İP'e bel bağlayanlar gerçekleri gördükçe ayrılıyorlar..
10 aylık parti 10 kurucu üyesini kaybetti bile..
DP'nin GİK üyesiyken İP'in Kurucu ve GİK üyesi olan Cevher Cevheri ile başlayan istifalar sürmüş, Ali Lapanta, Tugay Uluçevik, Mustafa Erdem, Ruhat Mengi, Hayrettin Barut, Hediye Akdere, Hayriye Nurcan Yazıcı ve bizim Adanalıların "Yörük Ali Paşa" olarak tanıdığı Ali Aydın hem görevlerinden hem de parti üyeliğinden istifa ettiler..
Ayfer Yılmaz ise partideki görevinden istifa etti ama henüz İP'ten ayrılmadı..
Hayrettin Barut, Hediye Akdere ve Ali Aydın, kimi seçim öncesi, kimi seçim sonrası Meral Akşener'in HDP ile ilgili sözlerinin Türk milliyetçiliği anlayışlarıyla bağdaştıramadıklarını açıklayarak ayrıldılar..
Yemin töreninde İP'li bazı milletvekillerinin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin elini öpmesi ve sohbet etmeleri ise Meral Akşener'in sinir katsayısını tavan yaptırdı..
İstifalar ve Meclis'deki olaylardan sonra İP için için kaynamaya başladı..
Meral Akşener ve İP yönetimi çareyi 22 Temmuz'da milletvekilleri ile kurucu ve GİK üyelerini kampa almakta buldu..
Yürütülen siyasetin tepki görmesi ve iç çatışmaların her geçen gün daha da yoğunlaşması üzerine Akşener, partisinin milletvekilleri ve yöneticilerini kampa almayı uygun buldu..
Böylelikle, istifaların kırgınlıkları en azından geçici de olsa bitirmek ve istifaların önüne geçmeşyi planlıyor..
Ancak, Akşener'in bu planının tutmayacağının işaretleri de görülüyor..
Ankara'daki siyasal kulisler, "küskün" kurucular ve GİK üyelerinin Akşener'in çağrısına uymayarak kampa gelmeyeceklerini konuşuyor..
Küskün ve kampa gelmeyecek çok sayıda isim sayılıyor..
İP'in küskünlükleri bitirme ve istifaları önleme girişiminin yanında bundan sonra parlamentoda izleyeceği muhalefet stratejisi ile siyasal yol haritasının da masaya yatırılacağı 22 Temmuz Kampı anlaşılan çok sönük geçecek ve İP'in ömrünü yerel seçimleri göremeyecek kadar kısaltacak sürecin başlangıcı olacak…
********************
Bahçeli sözünü tutuyor, af teklifi geliyor
Meral Akşener'e hala umut bağlayan kimileri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 24 Haziran öncesindeki af çağrılarının seçime yönelik olduğunu ileri sürüyorlardı..
Dehvet Bahçeli'nin samimi olmadığını, Alaattin Çakıcı'yı kullandığını iddia ediyorlardı..
Tabii, Akşenerin oyu, İP'in durumu, MHP'nin çöktüğü gibi öngörüleri gibi bunda da yanıldılar..
Bahçeli'nin ilk af açıklamaları sırasında, MHP tarafından başlatılan af yasa önerisi ile ilgili çalışmalarda kısa sürede sona gelindi..
MHP'nin af teklifi bugün itibariyle hazır..
MHP kurmayları Meclis'in açılmasını bekliyor..
Meclis yasama faaliyetine başladığı zaman MHP af yasası önerisini Meclis Başkanlığına teslim edecek..
MHP, 49 milletvekiliyle af yasasını TBMM'den çıkarmayı başarabilip başaramayacağı ayrı bir konu..
Kişisel görüşüm, MHP'nin af teklifine ne Cumhur İttifakı içerisindeki yol arkadaşı AKP, ne de "Millet İttifakı" içerisinde yer alan partiler, hatta HDP karşı çıkmayacakları yönünde..
Meclis'deki görüşmelerde partilerin görüş ve talepleri konusunda bazı değişiklikler olabilir ancka, yasa toplumun isteği doğrultusunda büyük bir uzlaşı ile çıkacaktır..