Dikkat ederseniz son dönemlerde İYİ Parti Genel Başkanlığı’nı bırakan Meral Akşener, hakkında yapılan bütün ithamlara sessiz kalıyor. Suskunluğunun nedenini bilemem ama kendi adıma bu suskunluğu hiç ama hiç doğru bulmuyorum.
Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener için “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde vasiyet olarak ‘Kılıçdaroğlu’nu aileme emanet ediyorum’ diyen milliyetçi ve vatansever diye bildiklerimiz işbirlikçi çıktı. Onlara inandığım için hata ettim. Evet, hatalıyım” demişti.
Bu ifadelerin muhatabı Sayın Akşener, işbirlikçi olmakla itham edildi. Lakin sessiz kalıp bir çift söz söyleyemedi.
Şimdi bana ‘Ne diyecek sanki çıkıp yok işbirlikçi değilim mi diyecek?’ diyerek soru yöneltebilirsiniz.
Orası da ayrı bir konu…
Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı çıkan Meral Akşener, aslında kendisi aday olmayı istemiş.
Bunu nereden anlıyoruz?
Mehmet Tolga Akalın açıklıyor. Akalın, "Akşener, Türkiye’yi Erdoğan ile Kemal Bey arasında sıkıştırıp ardından bir üçüncü adaylık yolu açarak kendisini aday yapmak istiyordu" diyor.
Ve Akalın ekliyor. "Kemal Bey’in eksik bildiği husus şudur: Akşener, kendisine karşı aday olmak istedi ancak korkarak geri çekildi. İktidar işbirlikçiliği ise daha sonra…" ifadelerini kullandı.
Akşener korkmuş Akalın’a göre…
Peki, bir insan aday olmaktan niçin korkar?
Bu sorunun yanıtını da Akalın ve Akşener biliyordur.
Akalın bu korkuyu ifade ederken, ‘Akşener, üyelerin iradesinden çekindi’ diyerek olayı yorumluyor. Ne derece doğru sizce?
Ve Akalın yaşanan süreci şöyle anlatıyor. “2 Mart 2023 tarihindeki Altılı Masa toplantısından birkaç gün önce İYİ Parti Genel İdare Kurulu’nda, ‘Masaya Kemal Bey’in ismi gelirse ne diyelim?’ sorusu yöneltildi. Çoğunluk, Mansur Yavaş veya Ekrem İmamoğlu üzerinde mutabakata varılmasını önerdi, ancak Kemal Bey’in ismi gelirse kamuoyu yoklaması talep edilmesi gerektiği belirtildi.
Toplantının sonuna doğru ben söz aldım. Kısaca, ‘Kemal Bey’in ismi geldiğinde kamuoyu yoklaması talebinde bulunmamız doğru ancak yetersizdir. Masa bunu bir şekilde reddedecektir. Ayrıca ‘üye yoklaması’ isteyelim. Hiçbir genel başkan kendi üyesinden kaçamaz’ dedim. Akşener önce şaşırdı ve ardından ani bir refleksle, ‘Biz bunu inceledik, teknik mahsurları varmış’ diye anlamsız bir gerekçe sunarak bu teklifimi reddetti.”
Bu gelişmelerin ışığında Sayın Akşener’in çıkıp hem Akalın’a, hem de Kılıçdaroğlu’na kamuoyunun önünde yanıt vermesi gerekmez mi?
Bence gerekir.
Peki, yanıt verebilir mi?
Ümit ederim ki verir…