Yeni yıla sayılı günler kaldı. Belediye başkanları, yeni yılda çalışanlarının maaşlarının artacak olması nedeniyle şimdiden kara kara düşünmeye başladılar.
Maddi imkânsızlık içinde olan belediyelerin bir kısmı yerel seçimlerde meydanlarda verdikleri sözlerini tutamayarak sözlerini yemiş oldular ve vaat ettikleri maaşları çalışanlarına veremez duruma geldiler.
Bir kısım belediyeler ise kıt kanaat maaş verirken, yılbaşında en az olarak yüzde 30 civarında maaş zammının gelecek olmasının hesabını yaparak ‘Çalışanların maaşlarının altından nasıl kalkacağız?’ demeye başladılar bile…
Yeni yıl demek belediyeler için mali külfet demek. Giderlerin artacak olması demek, hizmetlerin ötelenmesi demek. Çalışanların maaşlarını ödeyemez duruma gelen bir belediyenin hizmet üretmesi de sanırım istenemez!
Başkanlığa aday olurken yönettikleri belediyelerin durumlarını bilerek aday olan siyasetçilerin de bugün ‘ağlamaya başlamaları’ biraz abesle iştigal etmek gibi durum değil mi?
Nisan ayından bugüne kadar geçen 8 aylık dönemde kendilerinden önceki belediye başkanlarının hizmetlerini devam ettirmekle geçirdikleri dönem, artık hizmet zamanı olması nedeniyle kapanıyor…
Yani şimdi hizmet zamanı…
Mali kaynak yaratmak durumunda olan belediyelerin para bulmak adına başvurdukları tek kaynak, ‘Belediyeye ait arazileri satmak’ olarak karşımıza çıkıyor. Tüm belediyeler, satılacak arsa veya tarla varsa bunları satmak için ilana çıkmaya başladılar.
Arsa satışları nereye kadar devam edecek?
Bir noktaya gelip bu satışlar da duracak. Eldeki arsalar ancak belirli bir yere kadar belediyelere kaynak temin ediyor.
2025 yılının ocak ayından sonra Adana merkez ve taşra ilçelerinin mali anlamda kaynak temin edebilecekleri imkânların da kısıtlı olmasından dolayı, büyük sıkıntının kapıya gelip dayandığını görüyorum.
Seçim beyannamelerinin sayfasını açarak ‘ne söz vermiş isek o’ diye başlayan cümleleri sanırım okuma cesaret edemeyecekler. Durum bundan ibaret…
Peki, çıkış yolu var mı?
Bence sadece iktidar partileri için çıkış yolu var. Hükümet destekli olarak belediyelerin önü açılır ise belki!
Haricinde muhalefet belediyelerinin bu mali olumsuzluğu düzeltmelerine imkân ve ihtimal yok.
Allah, belediye başkanlarının yar ve yardımcısı olsun…
İşin garip yanı bir kısım belediye başkanlarını yakından izlediğimde ‘Proje üretip bunları hayata geçirme gibi’ bir dertlerinin de olmadığını maalesef görüyorum. Bu da işin bir başka boyutu…
Hep merak ediyorum. Bu merakımı bir kez daha dile getirmek istiyorum. Türkiye’de en büyük belediyelerin başkanlarının aldığı maaş 120 bin lirayı geçmiyor. 5 yıl boyunca bu belediye başkanlarının toplam maaş kazancını hesapladığımda seçim öncesinde yaptıkları masrafın yüzde 20’sini bile bulmuyor kazançları…
O zaman akıl karı mı ki belediye başkanı oluyorsunuz?
Seçim kazanmak için masraflar diz boyu…
Aldığınız maaş ile geçinemeyecek durumdasınız!
O vakit ölçünüz nedir? Diye sorup yorumu okuyucularımıza bırakalım…
Merhaba Özcan Bey.tesbitleriniz çok yerinde sadece başkanlar değil meclis üyesi adayları korkun bir bütçeyle seçime giriyor maaş yok sadece ayda 5 gün meclis toplantısı var orada bir miktar para geliyor en fazla iki asgari ücret olsun harcadıkları paranın haddi var hududu yok arkadaşlar nasıl bir yaşadıkları şehire sevdalılarki meclis üyesi olmak için gözleri dönüyor Ankara' taşınıyorlar her imkanı zorluyorlar ben bu arkadaşları kutluyorum müthiş bir hizmet aşkı :) selam ve saygıyla