CHP, partiye zarar vereni hiç dışarıda aramasın. Partiye en büyük zarar verenler partinin kendi evlatları…
Aksini sanırım kimse söylemez…
Hiç uzağa gitmeye gerek yok. Cumartesi günü Yüreğir Belediye Başkanı Ali Demirçalı, basına ve kamuoyuna bir açıklama yaparak kendi partisi olan CHP’nin meclis üyelerinin elini kolunu bağlamak istediklerini, çalıştırmamak için ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini belirtip bu olup bitenden de genel merkezin haberi olduğunu ifade etti.
Ali Demirçalı demek istiyordu ki, “CHP’li meclis üyeleri bazı nedenlerle beni çalıştırmıyorlar, bana karşı ayak sürüyorlar.”…
Daha uzağa gitmeye gerek var mı?
Peki, bu belediye meclis üyeleri Ali Demirçalı’yı neden çalıştırmak istemiyorlar?
Bence yanıtı açık ve net…
Yüreğir’in CHP’li meclis üyelerinden toplam 6 kişi bir araya gelip ‘Ali Demirçalı ölmeden onu mezara koymak istemişler’ de onun yüzünden Demirçalı’yı çalıştırmıyorlar…
Ölmeden mezara koymak istemişler ama Ali Demirçalı ölmemiş!
Ölmeyince ‘ölsün’ diye gayret ediyorlar.
Size CHP’nin en büyük düşmanının yine CHP’nin kendisinin, CHP’lilerin kendilerinin olduğuna sayısız örnek verebilirim.
Beykoz Belediyesi’ni yapılan operasyon öncesinde belediye ile ilgili şikayetçi olan, bilgileri aktaran belediye başkanının danışmanı…
4 kişi gidip Beykoz Belediyesi’ni şikayet ediyor. Danışma ile özel kalem müdürünün arası açılıyor. Sonra gambazlama başlıyor…
Lütfi Savaş, CHP kurultayını şikayet ediyor. Kılıçdaroğlu, kurultay için şaibeli diyor. Kılıçdaroğlu’nun etrafındakiler her gün sosyal medya üzerinden yolsuzluk belgelerini yayınlıyor.
İstanbul CHP kongresini yine CHP’li isimler suç duyurusunda bulunuyorlar. CHP’nin il binasının satın alınmasında görüntüleri yine CHP’liler sızdırıyor.
Özgür Özel, İYİ Parti’den istifa eden Adnan Bekel’i partiye davet edip rozet takıyor. Faik Öztırak twit atıp olmadık sözler sarf ediyor. Gökhan Günaydın, gurup başkan vekili olarak televizyona çıkıp genel başkan alabilir ama ben bu isimle konuşmam diyor. Selam vermem diyor. Ama partim için sessiz kalırım diyor.
Partide yerini kaybeden aynı anda muhbirlik yapıyor.
Yine sosyal medyaya yansıdığı kadarıyla bildiğim için söylemekte sakınca görmüyorum. 2023 seçimleri öncesinde birisi ‘Bana 3 milyon dolar verin size 90 gün boyunca her gün bir yolsuzluk dosyası getireyim’ diyor.
Vermiyorlar. Kabul etmiyorlar. Seçime 40 gün kala ‘Bana 3 milyon lira verin bu kez diyor. Bir de televizyonlarda siyasi yorumculuk garantisi verin. Size 1 ay boyunca her gün bir dosya vereceğim’ diyor.
Kabul görmüyor, vermiyorlar. Hızını alamayarak seçime bir hafta kala ‘Bana 1 milyon lira verin. Seçim günü akşamı saat 19.30’da ‘Adam seçimi kazandı’ diye twit atayım diyor.
Buyurun buradan yakın..
Bu CHP’de olup biteni AK Parti’de, MHP’de, DEM Parti’de görebilir misiniz?
İşte onun için diyorum ki, CHP düşmanını dışarıda aramasın… Adana özelinde bakın söylemedi demeyin, önümüzdeki süreçte Seyhan, Çukurova, Yüreğir ve Büyükşehir Belediyelerinde bu ve buna benzer olaylar yaşanırsa hiç şaşırmayın. Önceden uyarmış olayım istedim.
Meclis üyesi yazılırken, hangi kriterlere göre yazıldıkları sorgulanmalı...Burada il başkanlığı sorumluluğu üzerine almalı ve problemleri çözmelidir...Eğer sorumluluğu kimse üzerine almak istemiyorsa, belediye başkanı da ne için engellediklerini de kamuoyuna açıklamak zorundadır...