Seçim ve sandık demokrasinin vazgeçilmezidir. Bir ülkenin kaderini belirleyen en önemli olaylardan birisidir seçim. Seçimle sizi yönetecekleri seçersiniz. Yetki verirsiniz. O yetkiyi de belirli bir süre için vermiş olursunuz.
Bir şeyler ters gider. Ülke ekonomi anlamında çıkmaza girer, siyasi anlamda uçuruma doğru sürüklenir. Kötü gelişmeler yaşanır. İlk müracaat edilen yer seçimdir, sandıktır. İhtilaller gerçekleşir. Ülke normal düzeye girer. İhtilali yapanlar dahi sandığı halkın önüne koyar. Koymak zorundadır.
Böylesine önemli olan sandığın halkın önüne gelmesi için bazı kurallar manzumesi vardır. Kanunla seçimlerin nasıl yapılacağı, hangi tarihlerde yenileneceği karar altına alınmıştır. Bu kararların dışına çıkmak mümkün değildir. Sadece erken seçim yapabilme adına yine alınacak olan kararlar ile bu kurallarda değişiklikler yapılabilir.
Yani erken seçim yapabilmenin koşulları vardır.
Türkiye erken seçime gitmeli mi? Gitmeyerek normal zamanında seçim yapılmalı mı?
İşte Türkiye’nin önemli gündem maddelerinden birisidir bu konu.
Erken seçim kararı alabilme yetkisi Cumhurbaşkanına, meclise bağlı şuan ki konum gereğince. Sayın Cumhurbaşkanının erken seçim olmayacak diyerek net bir kararı var iken, şuan itibariyle Türkiye’nin erken seçime gitmesinin mümkün olmadığı gözleniyor.
Bu ülkede Cumhurbaşkanı adayı olmak için 20 milletvekilinin imza vermesi veya 100 bin yurttaşın imzası gerekiyor. En basit anlamda bu iki koşulun yerine getirilmesi zorunluluk…
Ben de diyorum ki, Türkiye’de erken seçim kararı alınabilmesi için örneğin 5 milyon, 10 milyon gibi bir sayı belirlenip bu sayıda insan noter kanalıyla erken seçim istiyor ise erken seçime gidilebilir diye bir karar alınıp bu kanun haline getirilebilir. Rakamları ben afaki olarak söylüyorum. Rakamları meclis belirleyebilir. Bunda bir sıkıntı yok.
Demem odur ki, halk yetki verip seçtiği Cumhurbaşkanı ve TBMM’de milletvekilleri karar vermediği sürece ülkede erken seçim yapılamıyor. Yani yetkiyi verdiğiniz kişi, ne diyor ise o oluyor…
Siz asilsiniz. Oyunuzu kullanıp bir sonraki seçime kadar isteğiniz erken seçim dahi olsa yerine getirilmiyor. Halk eğer ‘patron’ ise, halk eğer yetkiyi veren ise o yetkiyi gerekli gördüğünde geri almak veya değiştirmek adına kullanabilmelidir.
Sizce bugün halka sorulmuş olsa, ‘erken seçim istiyor musunuz?’ denilse o halk nasıl bir karar verir?
Anketlere bakılarak ülkenin erken seçime gitmesini istemek de böylelikle ortadan kalkar. Diyelim ki 10 milyon imza lazım erken seçim için. Halk bu 10 milyon imzayı verirse erken seçim yapılır. Vermez ise yapılmaz.
Yazımın başında söyledim ya, demokrasi her daim özlemdir. Olmaz ise olmazdır. O halde yetkinin de her daim halkta olması gerekmez mi?
Noterden birisine bir yetki veriyorsunuz. Baktınız o yetkiyi almanız gerekiyor. Gidiyorsunuz yetkili kıldığınız kişiyi geri azlediyorsunuz. O halde erken seçim içinde halkın imzasının yeterli olması gerekmez mi?
Cumhurbaşkanı adayı olabilmesi için bir kişinin 100 bin imza gereklidir ilkesini koyanlar neyi düşünerek bu kuralı koydular.
Her önüne gelen aday olmasın. Aday olmak kolay olmasın diye…
Siz 10 milyon insanın imzası ile erken seçim kararı alınsın mı? Alınmasın mı? Diye kanun maddesi koyarsanız erken seçim kararının da anlamlı olmasını temin edersiniz.
Ben böyle düşündüm, bunu da sizlerle paylaşmak istedim. Katılan olur, katılmayan olur. Orası ayrı bir konu. Bence erken seçim kararını siyasetçinin eline vermemeli, bu yetki halkta olmalıdır.