Türkiye’de en fazla tartışılan kurumlar arasında Diyanet İşleri Başkanlığı geliyor. Diyanete bağlı olan il ve ilçe müftülüklerinin çalışmaları da dolayısıyla mercek altına alınmış gibi görülüp değerlendiriliyor.
Memlekette müftülerimizin ‘Siyasi iktidarın isteklerini yerine getiren’ tutum ve davranışlarını görünce her yurttaş kendince konuya yaklaşıp yorum yapma ihtiyacı duyuyor.
Adana İl Müftülüğünü sorumluluk alanına giren konularla ilgili göreve davet etmemizden kaynaklanan haberlerimizin kamuoyunda derin yankı uyandırmasından da ayrıca ziyadesiyle memnun olduğumu belirtmek isterim.
Yalçın Mete kardeşim, Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili olarak benimle bir bilgi notu paylaşıp görüşlerini de böylelikle dile getirme ihtiyacı duymuş. Kendisine bu anlamda teşekkür ediyorum.
Yalçın Mete bakın hangi görüşlerini benimle paylaştı? Dilerseniz bu bilgileri buradan dile getirip birlikte okuyalım.
“Kamuda eğer reform yapılabilirse, yapılabilecekse, reforma tabi tutulması kurumların başında Diyanet İşleri Başkanlığı ve Müftülükler geldiğini düşünüyorum. Kamuda gizli işsizliğin, konforun, israfın pik yaptığı bu dönemde, kaynaklarını etkin ve verimli kullanmayan kurumlardan bir tanesi de Diyanet İşleri Başkanlığı ve birimleridir.
Her gün milyonlarca insanın ibadet etmek için girdiği camilerde resmi din görevlisinin bulunmaması buna en güzel örnektir. Neye rağmen? Diyanet Merkez ile Taşra Teşkilatında 'İmam' ve 'Müezzin Kayyım' olarak göreve başlamış, (yetenekleri-ilişkileri nedeniyle) Merkez ve Yerel teşkilatlarda idari göreve (masa başı oturmaya) alarak (atayarak), imam ve müezzinler-kayyımları camiden alırsanız, mevcut beşeri sermayenizi de iyi değerlendirmemiş olursunuz.
Ayrıca, israf haramdır. Tüm müminler vakit namazlarını eda etmeye çalışırken, idari ofislerde, imam ve müezzin kayyım unvanlı çalışanlar veya bu kuruluş mensupları, sıradan bir insandan daha duyarlı olarak cemaatle namazlarını eda edenler değil mi? Mesai saatleri içinde ve mevsim olarak mesai saatlerini aşan (sabah namazına gelmezler) akşam ve yatsı namazlarını cemaatle eda ederken; imamlık ya da müezzinlik yapamazlar mı? Fazla mesai ya da harcırah mı isterler acaba?”
Sevgili Yalçın Mete sormuş. ‘Fazla mesaimi isterler? Diye…
İsterler Yalçın kardeşim!
Önceki gün bir camide 15 yaşındaki bir delikanlı müezzinlik yapıyordu. Camide imama yardımcı olan bu genç kardeşimin özverisi kadar fazla mesai talebinde bulunacaklarına canı gönülden inandığım din görevlilerinin özveride bulunmayacaklarını da çok iyi biliyorum.
Allah sonumuzu hayır etsin. Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete…
Memlekette idareci kalmamış vessalam…