Denetimin olmadığı yerde herkes kafasına göre takılır, kanun ve nizam tanımaz. Orman kanunlarına sarılan insanlar, kendi adaletlerini kendileri sağlamaya çalışırsalar da ortaya istenmeyen görüntüler çıkar.
Türkiye’nin en büyük sorunu bu olsa gerekir.
Yani herkes sorunları halının altına süpürmeye başladı. Amir amirliğini yapmıyor, memur ise memuriyetinin arkasına sığınıp kafasına göre kanun, yönetmelik uygulamasına tavassut ediyor.
Koruyup kollama yöntemini seçen idareciler de aslında bu suçun ortağı oluyorlar. Memlekette ‘Yapanın yanına kar kalan’ işler sürüp gittiği sürece bizler daha çok dosyalar açmaya, haberlere imza atmaya, sesimizi duyurmak adına da çırpınmaya devam ederiz.
Lakin unuttukları bir şey var. Biz yorulmayız, hak aramak adına yılmayız. Onlar ise bir gün kendilerine de ‘Hesap sorulacağını’ sanırım akıllarının bir kenarına not etmişlerdir.
Soruşturmalar açılıyor. Soruşturmalarda koruyup kollama mekanizması işletiliyor.
Mahkemelerde istenmeyen sonuçlar ile yine aklanma, paklanma eylemi gerçekleşiyor. En azından insanlar böyle olduklarına inanıyorlar. Çünkü ortaya çıkan ‘Hesap sorma’ gibi sonuç yok!
“İlgi (a) yazı gereğince ilgi (b) işlem yapılmış olup, ilgi (c) de görüleceği üzere sonuç şöyle olmuştur” diye başlayan cümleler ile sonuç anlamında kimseyi mutlu etmeyen cezalar verilir ise bu memlekette, sonuç halının altına süpürme olarak değerlendirilir.
Dilimizde tüy bitti!
Günlerce sorduk, sorguladık. Bir arpa boyu yol alamadık bazı konularda!
Sustular. Sustukları gibi bir de ‘Yazsınlar, yazınca ne oluyor?’ diyerek oturup belki de bizlere güldüler!
Gülsünler…
Son gülen sanırım iyi gülecek.
Adana özelinde bu kentin yönetimindeki yanlışlıkları haber yapmayı sürdürdükçe dönüp biz habercilere ‘Şunun için yazmıştır, bunun için böyle davranıyor’ diyerek bir de yafta mekanizmasını işletince diyecek sözümüz oluyor elbette…
Her zaman söylüyorum. Suçun karşılığı ceza verilmez ise, bütün arsızlıklar, hırsızlıklar halının altına süpürülürse sanırım her konuda güvensizlik tavan yapar. Adana’nın sorunu da aynen bundan ibaret…
Düzelecek mi?
Elbette düzelecek. Sabır…
Biz sabırlıyız. En azından Adanalı insanlarımızı aydınlatıyoruz. Herkesin söyleyecek sözü, yapacak yorumlarının olacağı bir noktaya getirip tarihe not düşüyoruz.
Bu notu bir gün birileri alıp okuyacaktır. Buna da inanıyorum.
Allah hakkımızda hayırlısını versin…