Siyasetçi gazeteciye, gazeteci de siyasetçiye her daim ihtiyaç duyar. Siyasetçinin ürünü olan yaptığı siyaseti pazarlamasında gazeteciye ihtiyacı vardır. Gazetecinin de haber kaynağı anlamında siyasetçiye ihtiyacı vardır.
Bu açıdan her iki tarafında da ‘etik kuralları’ aşmamak kaydıyla birlikteliği kaçınılmazdır.
CHP’nin yeni kazandığı belediyelerin genel tavırlarını yakından takip ettiğimde bu dengenin kurulamadığını görüyorum. Siyasetçi, halka yakın olduğunu belirterek izlediği siyaset tavrını bu istikamette geliştirirken ürününü de gazeteciye iletip ‘halkı ulaştırın’ beklentisine giriyor.
Bu aşamada gazeteciyi de ‘ürününü halka iletmekle mükellef’ olarak görüp takındıkları tavırlarla basından uzak kalma yoluna giriyor!
Tasarruf tedbirlerinin arkasına sığınarak aldıkları tavır yetmezmiş gibi, adaylıkları döneminde ‘gazeteciler bizim yol arkadaşımız’ diyerek ilişkilerini düzenledikleri gazetecilerden köşe bucak kaçar duruma girince, gazetecilerinde söyleyecek sözleri oluyor elbette.
Her koyun kendi bacağından asılır…
Bu nedenle siyasetçinin aldığı tavra karşı gazeteciler de kendilerince bir tavır içine giriyorlar.
Göstermelik siyasi figürlerle yönettikleri belediyelerin koridorlarında halka yakın olmak adına attıkları taklaları sanıyorlar ki, gazeteciler görmüyor, bilmiyor, duymuyor.
Ortada duran yanlışlığı, alınan kararların akıbetinin doğurduğu olumsuzlukları haberleştiren gazetecilere yönelik yeni dönem belediye başkanları ‘uzak kalalım’ yaklaşımı sergileyerek bence yanlışa düşüyorlar. Veya yanlışa düşmelerine sebep olan ‘akıl danelerine’ itibar ederek aslında kendilerine, izledikleri siyasete zarar veriyorlar.
Benim bu ifadelerin aslında bir durum tespiti. Katılan olur, olmaz ayrı konu. Zaten belediye başkanları buna katılmış olsalar böyle bir yanlışın içine düşmezler.
Yakın zamanda yani yaklaşık 1 aylık belediye başkanlıkları döneminde yeni dönem belediye başkanlarının en büyük eksikliklerinin ‘rehavete kapılıp’ etraflarında oluşan etten duvarı şimdiden inşa etmeye başlamalarıdır.
İzledikleri yol yanlış olduğu gibi, takındıkları tavırlar da hiç doğru değil…
Herkes ektiğini biçiyor bu memlekette.
Ekiplerini kuramayan belediye başkanlarının sırıtan uygulamalarını gazetecilerin görmezlikten gelmelerini bekleyenlere buradan küçük bir uyarım olsun.
‘Doğruyu yapın alkışlayalım’…