Erken ya da zamanında yapılacak olan seçimlerde 6 milyon genç ilk defa oy kullanacak. Bu da demek oluyor ki Türkiye’nin kaderini gençler belirleyecek. Bu nedenle gençlere büyük önem veriliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Ankara'nın Kızılcahamam ilçesinde partisinin düzenlediği 30. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın kapalı oturumunda milletvekillerine verdiği talimata ve kamuoyuna yaptığı açıklamaya bakılacak olursa 6 milyon genç önemseniyor.
Bütün partilerde bir seçim hazırlığı aldı başını gidiyor. 6’lı masadaki partiler ve haricindekiler seçimlerle ilgili ciddi hazırlık yaparken, ittifakların da nasıl şekilleneceğine dair hesapları ince ayrıntısına kadar yapar oldular.
Aslında bu seçimin kaderini gençler belirleyecek.
2023 seçimlerinde ilk defa oy verecek 6 milyon genç seçmene özel olarak ulaşılmasını gerekiyor. Gençlerin ne istediklerine bakılması, onların isteklerine göre parti politikalarının geliştirilmesi gerekiyor. Partiler de bunu yapmaya çalışıyor.
AK Parti’nin Adana’da gerçekleştirdiği gençlik şöleni, CHP’nin her fırsatta imkân tanıyarak sözlerine itibar ettiği ve seslerini duyurmaya çalıştığı gençlik buluşmaları ve diğer partilerin gençlerle yaptıkları etkinlikler…
Bütün bunlar hedef kitle olan gençlik için.
Peki, gençler siyasetle ne kadar ilgili? Ne kadar siyaseti takip ederek beklenti içine girdiler? Gençler ne bekliyorlar?
Aslında bu soruların yanıtını partilerin yetkili kurulları sentez yaparak belirliyorlar. Buna göre de etkinlik gerçekleştiriyorlar. İki tane genç babası birisi olarak gençlerin geleceğe dair beklentilerini zaman zaman bende merak ederek onlarla konuşuyorum. Duygularını, isteklerini, beklentilerini belirlemeye çalışıyorum.
Gençler öncelikle ‘okul bitiriyoruz, boş geziyoruz’ diyorlar ve iş istiyorlar. En verimli çağlarında kaldırım mühendisliği yapmak istemiyorlar.
Gençler ‘karnımız doysun, biran önce yuvamızı kurup vatana millete faydalı insan olalım’ diyorlar. Bunu gerçekleştirmek ise hiç mümkün gözükmüyor.
Gençler, siyasetçilerin doğru söylemediklerine inanıyor. Oy alabilmek adına kendilerine şirin gözüktüklerini ve oy sonrasında ise isteklerine yanıt verilmediğini ifade ediyorlar. En azından üniversite yıllarında yaşadıkları sıkıntıları da ortaya koyarak örneklendiriyorlar.
Ve gençler iş bulsalar dahi geçinemediklerinden dertleniyorlar. Artan hayat pahalılığı ve enflasyon karşısında gençlerin bütün hayalleri adeta yıkılmış durumda.
Böyle bir ortamda sandığa giden gençlik nasıl bir karar verir?
İnanın bunu bende merak ediyorum. Anne ve babanın siyasi çizgisine göre yıllarca siyasi tercihlerini şekillendiren gençlik yok artık. Anne ve babalar gençlerin etkisi altında kalıp onların çektiği sıkıntıyı görerek onların daha iyi bir geleceğe kavuşmaları adına gençlerin yanında durup onların isteklerine göre parti tercihi yapıyorlar.
Yani gençler, ailenin partisinin şekillenmesini sağlıyor. Katkı koyuyor. Bu nedenle 6 milyon genç demek, 10 milyon oya etki etmek demektir. Bunu bilenler de şimdileri harekete geçerek bu 6 milyon oya göz diktiler.
2023 seçimlerinde gençlerin tercihlerinin ne istikamette şekilleneceğine dair kesin bir yorumda bulunmak istemiyorum. Ancak bildiğim bir tek şey var ki o da bu gençlerin oyu kimsenin cebinde değil!