Gazeteci meslektaşım Turgay Develi Yüreğir’in evladıdır. Yıllarca doğup büyüdüğü mahallelerin sıkıntılarını gazeteci olarak sürekli dile getirir. Köprülü Mahallesi’nde yaşanan bir olayı da kaleme alarak önemli bir soruna parmak bastı.
Köprülü Mahallesi’ndeki 29 hektarlık kupon arazisinin Diyanet İşleri Başkanlığı’na geçmesi adına atılan adımları adım adım anlatarak yetkililere seslendi.
Yüreğir’in Köprülü Mahallesi, 2013 yılında Bakanlar Kurulu Kararı ile Afet Riskli Alan ilan ediliyor. Toplam 29 hektarlık kupon arazisinin Diyanete geçmesi adına atılan adımlarda belediye, bakanlık, siyasetçiler birlik olup adeta yurttaşın arazisini çok düşük bir fiyata kapatarak alınması gibi bir serüveni yaşıyor burada oturan insanlar.
Turgay Develi, burada oturan insanların büyük bir çoğunluğunun Selanik göçmeni olduklarını belirtiyor. Geri kalanların ise gelir düzeyi düşük olan insanlardan oluştuğunu söylüyor. Bu arsaya kim göz diyor? Dilerseniz onun yanıtını verelim. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Başkanlığını yaptığı vakıf bu arsaya talip oluyor.
AK Parti eski Milletvekillerinden Mehmet Metiner’in Diyanet tarafından çökme olarak nitelendirilen bu gelişmelerde yerini aldığını da yazısında dile getiren Turgay Develi, Yüreğir Belediyesi’nin de bu sürece katkı koyduğunu söylüyor. Yüreğir Belediyesi’nin DOP kesintisinin infiale neden olduğunu belirten Develi, askı sürecinde itirazlarında yaşandığına değindi.
İtirazların akıbetinin ne olduğunu bilmiyoruz. İnşallah yurttaş lehine olumlu sonuçlar çıkar bu itirazlardan.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın, hiçbir maddi temeli olmadan afet riskli ilan edilen bölgenin kendi dinamiği ile dönüşmesi için, plan yapma yetkisini, yeniden yerel yönetimlere devretmesini öneren Develi, Diyanet İşleri Başkanlığı, din, iman diyerek yoksul vatandaşların mülklerine çökme gayretinden uzak durmasını istedi. Develi, “Aksi halde olacakları buradan söyleyeyim; Bu haksızlık ve zulüm iki sonuç doğuracaktır.” dedi.
Şimdi bütün sorumluluk yerel dinamiklerde. Yerel dinamikler bakalım ne yapacaklar? Konuyla ilgili bir kenara çekilip ‘Bizim yapacak bir şeyimiz yok’ mu diyecekler. Yoksa konuya müdahil olarak yurttaşların mağdur edilmelerinin önüne mi geçecekler.
Develi, bu konuyu yurttaşın arazisine devletin kurumlarının çökmesi olarak nitelendirmiş. Bunu vatandaş yapsa sanırım kişiler hakkında çete davası açılır…
Çökme mi yoksa gönül rızası mı? Çok bilemiyorum ama ortada bir hakkın zayi edilmesi varsa bunun da acilen önüne geçilmelidir.
Yüreğir Belediyesi’nin yetkililerinin de halkın haklarını koruma adına acilen sorumluluk üstlenip konuya müdahil olmalarını bekliyoruz. Bunu yapmak da Yüreğir Belediyesi’ne düşer. Aynı zamanda AK Partili bir belediye olarak halk yararına daha kolay sonuca gitme imkanı vardır.
Köprülü Mahallesi halkının haklarının korunması gerektiğine inanıyor ve hakkın hak sahibine teslimini diliyorum.