Dünyanın başı mülteciler ile dertte. En fazla da Türkiye’nin başı dertte… 5 Milyonun üzerinde Suriyeli geldi ülkemize.
Bir kısmı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı oldu. Bir kısmı da olmayı bekliyor. Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve diğerleri… Hepsi oturmuş Türkiye bu mülteciler ile ne yapıyor diyerek bizi seyrediyor. Suriyeliler’in en fazla yerleştiği şehirlerden bir tanesi de Adana. Her yerde Arapça yazılı iş yerlerimiz oldu! İşçilik ücreti düştü, kalite ise ayaklarda sürünüyor.
Sigortasız ve düşük ücretle çalışan Suriyeliler yüzünden esnaf kan ağlıyor. Suriyeliler ülkemizde ve özellikle Adana’da birinci sınıf vatandaş…
Her yerde sıra beklemeden öncelik alıyorlar. Maaşları da tıkır tıkır her ay banka hesaplarına yatıyor ve gidip bankadan çekiyorlar. Suriyeli gence üniversitelerin kapısı sonuna kadar açık… Sınav yok, başvur ve başla okula… Öğrenim bursları da hazır…
Hele bir okusunlar, gerisi hikâye… Son günlerde Ramazan ayında olmamız nedeniyle adım başı Suriyeli dilenciler ile işgal altında Adana. Trafik ışıklarında su satan çocuklar, dilenen Suriyeliler… Gün geçmiyor ki bir Suriyeli suç işlemesin.
Cinayet, gasp, hırsızlık, dolandırıcılık ne derseniz var adamlarda. Böylesine bir şehirde Suriyeliler ile yaşıyoruz. Ülkesinden kaçıp gelen ve Türkiye’yi vatan olarak kabul eden ve bizden rahat yaşayan Suriyeliler’in aslında pek sorunu da kalmadı ülkemizde. İstatistiklere baktığım zaman bu mülteciler olayı oldukça sorun oldu ülkemiz açısından…
‘Dünya genelinde en fazla sığınmacıya sahip olan Türkiye’de, geçtiğimiz yıl yaklaşık 2 milyon 900 bin mültecinin barındığı saptandı.
Türkiye’yi 1 milyon 400 bin kişiye kapılarını açan Pakistan ve yaklaşık bir milyon sığınmacıyı ağırlayan Lübnan izledi. En fazla habere konu olan kesim de Suriyeliler!’ Bu rakamlar kayıt altında olan rakamlar. Yani kayıt altında gözükmeyenlerle birlikte işimiz zor vessalam…
Adana’daki Suriyeliler’in yarattığı bu sorunlarla emniyet uğraşıyor, zabıta uğraşıyor, müftülük uğraşıyor… Uğraşmayan kimse kalmadı vallahi…
Önümüzdeki süreçte kendi mahallelerini kurup, kendi muhtarlarını seçerek kendi belediye başkanlarını, meclis üyelerini dahi seçerler bu gidişle. Kendi ülkemizin insanı aç, onlar tok! Ekmek elden, su gölden! Acıyan insan benim garip Türk insanına acısın…