Kurban bayramını geride bıraktık. İyisiyle kötüsüyle, mutlu olmanın yolunu aramaya çalıştık. Yapılan ibadetleri, hayırları ve edilen dualarıyla bayramın güzelliklerini yaşayarak her birimiz işimize yeniden döndük.
Toplum olarak mutlu muyuz?
Değiliz…
Görkemli bir yaşam mı sürüyoruz? Ekonomik anlamda alım gücümüz her geçen gün azalırken, yaşamın zor şartları altında adeta inlerken sesimizi duyan da yok, bizim bu halimizi gören de yok maalesef.
Günü kurtarıyoruz bir adet…
Görkemli bir yaşam istemiyoruz işin özünde. Sade bir yaşam, kimseye muhtaç olmadan yaşamımızı idame ettirmek istiyoruz. Çok şey de istemiyoruz işin özünde.
Üretimin kölesi olmuşuz. Sermayeye hizmet eder duruma gelmişiz. İnsani ilişkilerde değer yargılarımız değişmiş. Ahlaki yargılarımız değişmiş. Açgözlü bir toplum olma yolunda ilerlerken, yokluğun ezikliği ile her şeye ‘pes’ eder duruma düşürülmüşüz.
Mutlu muyuz? Kocaman bir hayır…
Küresel sermaye bizi ruhsal ve bedensel olarak insanlık dışı bir varlık haline getirme yolunda o kadar hızlı ilerliyor ki, azla yetinen, sesini yükseltemeyen bir millet haline dönüştürülmek istendiğimizi dahi göremez olmuşuz.
Kurban bayramında tatil bölgelerinde milyonluk hesap verecek durumda olan insanlar ile 10 bin lirayı 1 ay boyunca yetirmeye çalışan insanların aynı havayı teneffüs ettiği bir ülkede yaşıyoruz.
Bir yerde ‘mutlu azınlık’ diğer yerde ise ‘mutsuz çoğunluk’ diye tanımlanan iki ayrı parçaya bölünmüş bir milletiz.
Kapitalizm, egemen güçler, sömürü düzenlerini devam ettirmek için bizim gibi insanlara yaşam hakkı vermemek adına elinden geleni yapıyor. Biz ise kapitalizme esir oluyoruz, esir yapılıyoruz.
Bayramı maaşını alamadan, kurban kesemeden geçiren insanların varlığından haberdar olması gerekenlerin sessiz kalışını da nasıl izah etmek gerekiyor ise varın siz öyle izah edin…
Adana’da anket şirketlerinin bir anket yaparak ‘mutluluğun oranını’ ortaya koymalarını inanın çok isterim. Mutlu olanların oranı ile mutsuz olanların oranlarını tespit ederek bu kentin yöneticilerinin çıkan bu sonuçla mutsuzluğun nedenini bularak çözüm yollarını bu istikamette geliştirmelerini inanın şahsım adına çok isterim.
Hoş, çıkan sonuçlar kimin umurunda olacak?
Bir de bu var değil mi?
En azından halkın umurunda olur, siyaset yapanların umurunda olup dikkat etmeleri gerekir. Yüzlerini bu sonuçlara çevirip projelerini de bu istikamette yoğunlaştırırlar.
Karamsarlığa sevk etmek istemem kıymetli okuyucularımı ama hal ve gidişat çok iyi değil!
Hatta gittikçe kötüye gidiyor…