Hayat devam ederken bireysel olarak ihtiyaçlarınızı karşılamak adına istek ve talepleriniz nasıl her geçen gün artıyorsa, toplumsal ihtiyaçlar da bir o kadar artıyor. Bu ihtiyaçları karşılamak adına da taleplerinizi ortaya koyuyorsunuz. Karşılık bulur veya bulmaz. Ama talep etmek insanın doğasında vardır.
İstekleri sıralarsınız, yanıtlarını alırsanız teşekkür edersiniz. Alamaz iseniz de feryat edersiniz! İnsanın doğasında vardır bu özellik…
Son dönemlerde yerel yönetimlerden taleplerde bulunan insanların bu taleplerinin bir kısmının yerel yönetimleri ilgilendirmediği, aslında konunun muhatabının merkezi yönetim olduğunu kendi adıma buradan görüyor ve insanların ne istediklerini bilmesi gerektiğini bu sonuçtan çıkararak söyleme ihtiyacı duyuyorum.
Belediyenin önünde eylem yaparak ‘şunu istiyoruz, bunu istiyoruz’ diyebilirsiniz. Bu sizin en doğal hakkınızdır. Lakin hakkınız olan istemeyi yaparken istediğiniz şeyin o makam tarafından hangi koşullarda karşılanacağını da iyi bilmeniz gerekiyor.
Yerel yönetimlerin de imkânlarının kısıtlı olduğunu bu arada unutmamak lazım. Asıl konunun muhatabı merkezi yönetimin olduğu yerlerde siz yerel yönetimlerden bu talepte bulunursanız talebinizde gerçekleşmez.
Bazı insanlar var ki, her şeyi yerel yönetimlerden bekliyorlar. Sanki oy verdiklerinde bütün ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlü olarak gördükleri yerel yönetimleri her defasında muhatap kabul ederler.
Seçilmiş insanların elinde sihirli bir değnek yok. Dokunduklarında tüm sorunları da anında çözecek değiller. Kaldı ki bu tür sorunlar bugünün sorunları da değil. Yılların sorunlarını anında çözmeyi beklemek de biraz haksızlık oluyor işin özünde.
Seyhan Belediyesi’nin önünde eylem yapan insanlara rastlıyorum. Talepleri bireysel değil. Mahallelerinin taleplerini sıralıyorlar. Lakin talep edilirken izlenen yöntemi ben burada eleştiriyorum. Mahalle muhtarının geriye dönük Azim Öztürk, Zeydan Karalar dönemlerinde de aynı sıkıntıları yaşayan muhtar olmasından kaynaklı sıkıntı yaşadığını düşünüyorum.
Kaldı ki Seyhan’ın sadece bir tek mahallesi yok…
Hizmet bekleyen diğer mahalleleri bir kenara bırakarak önce ben demek de doğru olmuyor. Aslında siyasetçilerin de bu tür davranışlardan dolayı rahatsızlık duyduklarını müteakip defalar şahit olduğum için isteklerin makul, kibarlık ölçüleri içinde olması gerekiyor.
Yani çalıyı tepesinden sürüklememek gerekiyor. Bunu yapabilenler kazanır.
Yapamayanlar da eylem yapmaya devam eder…
Bu da benim yorumum…