Kentin imarını ve inşasını dizayn eden sorumluların değişik sebepler nedeniyle geleceğe dair planlama yapmadan hareket etmelerinin külfetini o şehrin insanları ‘SIKINTI’ olarak çekiyor.
Sonrasında da istenmeyen görüntüler çıkıyor ortaya.
Bir hastane inşa ediyorlar. Milenyum çağındayız sözde…
Hastane kapasitesinin çok altında park alanı inşa ederek gelecek hasta ve hasta yakınları sayısını hesaplamadan inşaya izin veriyorlar. Sonrasında ana yollara, trafik ışıklarının bulunduğu güzergâhlara araç parkı ile insanları terbiye ediyorlar.
Örnek mi?
Kentteki tüm hastanelerin park alanlarını gözünüzün önünde geçirin. Alın size örnek…
Optimum’u inşa ediyorlar. Otoparkı yetersiz. Ana yolun iki yönüne araç parkı ile trafiği karma karışık hale getiriyorlar.
E-5 üzerine otel yapılmasına izin veriyorlar. Oteldeki oda sayısının yarısına yetmeyecek park alanıyla otel inşaatı izni verilip inşaata başlanıyor. Otele gelenler ana cadde üzerine park etmek zorunda kalıyorlar.
Bizim gördüklerimizi bu kentin imarına ve inşasına izin verenler görmüyorlar mı?
Görüyorlar. Lakin ikili ilişkiler, siyasi yakınlaşmalar ve kayırmacılıklar, hatırlı kişilerin araya para koyması ile işlerini halletmesi gibi bir takım nedenlerden dolayı bu şehrin trafik sorununun her geçen gün daha da artmasına neden oluyorlar.
Bu ve buna benzer örnekleri çoğaltabiliriz.
Adana’da kime sorsanız size en büyük sorun ‘TRAFİK’ sorunu diye yanıt verir. Bir yolun iki güzergâhına park izni verilir mi?
Verilir…
Verilirse ne olur?
Ortaya sorun çıkar…
Kim rahatsız bundan?
Vatandaş rahatsız. O izni verenler ise keyifli…
Her platformda dile getirmeye çalışıyorum. Bu kentin trafiğinden sorumlu olanların trafik sorununu çözmek adına gayret içinde olmadıklarını ifade ediyorum. Örnekleriyle ortaya koyuyorum. Olayın üzerine gidersek, yazarsak ve çizersek o vakit etkili, yetkili isimler günü birlik olarak harekete geçerek ‘YASAK SAVIP’ sonrasında yine kafalarını kuma gömüyorlar!
Bu şehirde bir tek TRAFİK MÜHENDİSİ çalıştırmayan, konudan bilgi sahibi olmayan kişilerle trafik iş ve işlemlerini yürüten idareler, ancak sorunu bu hale getirebilirler!
Şehrin sinyalizasyonlarıyla ilgili o kadar ciddi sorunlar var ki, bu sorunu çözmek zorunda olanlar bizim gibi gelişen sıkıntıları seyretmekle yetiniyorlar. Yani sorun çok, çözen yok…
Planlama yok, sıkıntı çok…
Neyi hayal ediyorum biliyor musunuz? Bu kentin Sayın Valisini, Sayın Belediye Başkanlarını, Karayolları Bölge Müdürünü, Trafik Şube Müdürlüğü ile Büyükşehir Belediyesinin trafik yetkililerine yanımıza alarak şu şehrin ana cadde ve sokaklarını bir turlayalım.
Şehirdeki trafik rezaletini birlikte tespit edelim.
Kırmızıda, yeşilde araçların ve dolmuşların nasıl davrandıklarını, sinyalizasyonların nasıl hizmet verdiğini, toplu taşıma araçlarının nasıl başlarına buyruk hareket ettiklerini birlikte izleyerek tespit edelim.
Kaldırımların nasıl işgal edildiğini, belediyeye ait parkmetreler dahil olmak üzere kaldırımların nasıl araçlar ile teşhir salonu haline getirilip kiralandıklarını, yayaların kullanacağı kaldırımların kimler tarafından hangi yollarla gasp edildiklerini birlikte görelim isterim.
Yani görerek yaşayalım. Biz her gün görüyoruz ama bu yukarıda hayal ederek birlikte görme fırsatını yakalayalım dediğimiz yöneticilerimiz makam arabaları ve özel şoförleriyle bu şehri dolaştıkları için, görmedikleri için bu hayalimi, önerimi gündeme getirmek istedim.
Hoş, biliyorum. Biz hayal etmekle kalacağız…
Başka söze gerek yok sanırım…
Hayalimizi gazete sütunlarına dökmekle kalacağız.