Türkiye’de sıkıntı yaşamayan, dertlenmeyen bir insana rastlarsak sanırım şaşıracağız. Bu duruma geldik sonunda. Kime sorsanız herkesin kendine göre sıkıntı çektiği, düzeltilmesini istediği, yanlış gittiğini söylediği bir konuya tanıklık ediyoruz.
Bugün sizlere sağlıkta yaşanan olumsuzluklardan bahsederek acil müdahale konusunda zamanın geçirilmemesi gerektiğine işaret edeceğim.
AK Parti Hükümeti 20 yıl önce iktidara gelmeden sağlıkta yaşanan olumsuzlukları ortadan kaldıracağını söyledi ve bunu da kısmen gerçekleştirdi. Hastanelerin durumlara iyileştirildi. Hastane ve ilaç kuyruklarına son verildi. Bu hizmetler önemli hizmetlerdi ve 5 yıldızlı otel konseptinde hastanelere kavuştu insanlarımız.
Özel hastaneler açıldı. Parası olana ‘iyi hastanede rahat tedavi olun’ denildi. Hastanelerdeki tüm imkanlarda iyileştirilmeler getirildi.
Lakin aradan geçen zaman diliminde sağlık sektörü resmen SOS vermeye başladı. Hastaneden, doktordan randevu alamaz duruma gelindi!
Ne ara bu duruma geldik? Bu sorunun yanıtı aslında ortada olsa gerekir. Uygulanan sağlık politikalarının getirdiği olumsuzluklar sayesinde bu duruma geldik.
Düşünebiliyor musunuz 6 ay sonrasında randevu aldığınızı… Size resmen ‘o tarihe kadar ölmezseniz, başınıza bir şey gelmez ise sizin hastalığınızı müdahil olacağız’ deniliyor.
Doktorların çalışma koşullarının iyileştirilmesi gerekmesine karşın maalesef diyorum her geçen gün kötüye gitmesi sağlıktaki sıkıntıların temel sebebi olsa gerekir. Hastane çalışanları da mutlu değil yapılan uygulamalardan.
Reçete yazdırıyorsunuz para, ilaç alıyorsunuz para… Her şeyi paraya bağladılar. Hastanelerin işlevleri farklı noktalara kadar getirildi. Bunun da temel sebebi ülkedeki sağlık konusunda gözünü paraya dikenlerin taleplerini yerine getirme eylemi olsa gerekir.
Hastanelerdeki uzman ve konusunda yeterli personeller birer birer görevlerinden ayrılınca ortaya doktor sıkıntısı, sağlık hizmetleri verenlerin yetersizliğinden hizmet sıkıntısı ortaya çıkmaya başladı.
Hastane yöneticileri ise hiç ama hiç iyi olmayan bir anlayış içine büründürüldü. Düşünebiliyor musunuz, hastanedeki bir hasta bakıcısını bir yerden alıp başka yere veremiyorsunuz. Anında sizi yani yöneticiyi 10 tane siyasetçi arıyor. Neden böyle yaptın? Diye soru sormaya başlıyor.
Başhekim olarak atadığınız kişi kurum amirini takmıyor. Siyaseten yapılan listeler ile sağlık teşkilatının yönetim şemaları şekilleniyor. Sendikalar ile hastane ilişkileri artık ‘siyaseten dizayn’ edilir duruma geliyor. Gücü yetenin gücü yettiği kişiye karşı mobing uyguladığı durumlar ortaya çıkıyor.
Üniversite hastaneleri ise yerlerde sürünüyor.
Bütün bu bizim bildiklerimizi, dile getirdiklerimizi yetkililer bilmiyor mu? Bence biliyorlar. Lakin elleri ve kolları bağlı gibi oturup izliyorlar.
AK Parti’nin sağlıkta yaptığı reformlardan elde ettiği siyasi rant, böylelikle elinden kayıp gidiyor. Gidin oturun bir hastanenin önüne, gelene gidene sorun. Hastaneden memnun musunuz? Sağlık hizmeti sizi mutlu ediyor mu? Diye sorun bakın alacağınız yanıt ne olacak?
Böyle bir durum varken ortada her yerden feryatlar yükselirken siyasi iktidar sanki elinden bir şey gelmez gibi davranarak olup bitenleri seyretmeli mi? Bence hayır…
Anında müdahil olmalı. Sıkıntı nerede ise oraya el atmalı…
Maalesef bunu yapmıyorlar. Yapamıyorlar. Elleri ve kolları bağlı gibi. Yerel gazetelerde yayınlanan sağlıktaki sıkıntıları dikkate alıp olayın üzerine gitseler inanın ortada bir sorun kalmaz. Ama yapmıyorlar.
Demek ki bir bildikleri var. Bu olumsuzluklar da yarın öbür gün sandığa yansır. Bunun da uyarısını yaparak ‘hiçbir yerde sorun yok’ diye olayları yorumlarsanız sandıkta kötü sonuçlarla karşı karşıya kalırsınız.
Önce insan, önce insanın mutluluğu söz konusu olmalı. Tıpkı AK Parti’nin ilk iktidara geldiği günlerde ifade edilip gerçekleştiği gibi…