Siyasetçiler en fazla başvurdukları yöntemdir söz verip sözlerinde durmamak, sözlerini tutmamak. Kendilerince çeşitli gerekçeler ortaya koyarlar sözlerini yerine getirmemelerine…
Yutarsa seçmen yutar, yutmaz ise bir sonraki seçimde gereğini yapar.
Yerel siyaset yaparak belediye başkanlıklarına talip olan her siyasetçi ‘bütün hesaplarımız halka açık olacaktır’ diye cümle kurmaya başlarlar. Harcamalarını ve gelirlerini, bir hizmet için yaptıkları masrafları halkla paylaşacaklarını söylerler.
Sonra…
Bütün sözlerini yutarlar. Bakın etrafınıza, belediye başkanlarının kaç tanesi aylık, yıllık veya 2 yıllık hizmet dönemlerine ait söz verdikleri gibi bütün hesaplarını halkın önüne koyup hesap vermişler mi?
Ben sözünde duranı görmedim, sizi bilemem.
İlk belediye başkanı olup koltuğuna oturan siyasetçi, kendisinden önceki belediyenin bıraktığı borçları ortaya koymak için heyecanla basın toplantısı yaparak veya belediyenin dış cephesine bir afiş asarak belediyenin borç listesini çıkarırlar.
Kendilerinden önceki belediye başkanlarının yanlış uygulamalarını ortaya koyup hesap sormaya başlarlar. Arkası gelmez.
Gelmez, sebebi vardır bunun. Çünkü kendisi de eleştirdiği belediye başkanı gibi olacaktır!
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar’ın hizmetinin birinci yılında ASKİ’deki yolsuzluklara yönelik yaptığı basın toplantısında kullandığı cümleyi daha dün gibi hatırlıyorum. “Önümüzdeki günlerde de Büyükşehir Belediyesi’ndeki yolsuzluklara yönelik basın toplantısı yaparak her şeyi halkım ile paylaşacağım” demişti.
Ne toplantı yaptı. Ne de bilgileri başka bir yöntemle kamuoyu ile paylaştı.
Aynı Zeydan Bey, meclis oturumunda ‘Beni konuşturmayın. Belediye başkanlarının oğulları, damatları, eşleri belediyede işe alınmış!’ dedi.
Cumhur İttifakı koro halinde ‘konuş başkan’ dedi. Hatta Saimbeyli Belediye Başkanı kürsüye çıkıp ‘Sayın Karalar’ın kendisi de liste hazırlayarak Sayın Hüseyin Sözlü’ye vermiştir. Onun yazdığı isimler de belediyeye alınmıştır. Akrabaları olmasa da istediği kişiler belediyeye alınmıştır’ dedi.
Sayın Karalar bu sözleri duymazlıktan geldi!
Demem odur ki, kimse ‘tencere dibim kara’ demiyor. Diyemiyor. Kendi uygulamaları da söz verip yapamadıklarından farklı değil.
Seçmen ‘ehveni şer’ yöntemiyle önüne konulan siyaset listesine oy verince de ‘ne halleri var ise görsünler’ mantığı ile olayları dışarıdan izliyor. Çünkü seçmenin elinden bir şey gelmiyor.
Konu işe almaktan açılmış iken Zeydan Karalar’a bu konudaki olumsuz yaklaşım tarzında bir değişiklik yok. Yani Karalar’a oy veren kesimlerin kızgınlığı hiç ama hiç geçmiş değil…
Belki anket yapsanız Sayın Karalar, söz verip sözlerini yerine getirmeyenler listesinde en az yüzde ile yer alır. İyi hatırlıyorum, seçim döneminde mega projeler yapacağını söylemeden seçim kampanyasını yürüttü. Yani pek sözü yoktu. Belirli siyasi yaklaşım tarzı ile verdiği sözler hariç!
Bir de şu bankamatikçi konusu vardır verilen sözler arasında…
Hiç olmaması gereken uygulamadır. Sayın Zeydan Karalar, Hüseyin Sözlü döneminde bankamatikçilerin belediyeyi işgal ettiğine dair müteakip defalar vurgular yaptı. İyi hatırlıyorum, Kayseri, Erzincan, Azerbaycan gibi şehirlerden ve ülkelerden bankamatikçilerin ASKİ ve Büyükşehir Belediyesi’nden maaş aldıklarını ortaya koyup vurgularda bulundu.
Aynı Zeydan Karalar’ın Seyhan Belediye Başkanlığı koltuğunu bıraktığı Akif Akay’da tıpkı Karalar gibi bankamatikçilerden yakındı koltuğa oturduğunda!
Söz verip sözünde duran siyasetçilere kavuşmak dileğiyle…
Bu dilek tutmayacak biliyorum ama biz yine dilemiş olalım…