Önceki gün AK Parti Adana İl Başkanı Sayın Tamer Dağlı ile basın buluşmasında bir araya geldik. Öncelikle kendisini tebrik ettim ve başarılar diledim. Umarım başarılı olur.
Soru cevap kısmına geçildiğinde Sayın Dağlı’ya Adana’daki bürokrasiden bahsedip bürokrasinin içinde bulunduğu durumu ortaya koyarak ‘Düzeltmek adına sizin harekete geçmenizi bekliyorum. Umarım düzeltirsiniz’ temennisi ile de sorumu yöneltmiş oldum.
Benim yazılarımı okuyan tüm okuyucularım iyi bilirler ki, fırsat bulup konu bürokrasiye gelince Adana’daki bürokrasinin içler acısı durumundan örnekler vererek ‘Adana burası. Düzelmez. Hiç umudum yok’ diyerek yazımı tamamlarım.
Sayın Dağlı’dan da yeni görevinde şahsımın tek bir beklentisinin olduğunu ortaya koyarak ‘Adana’ya yapabileceğiniz en hayırlı iş bu olur’ diyerek düşüncelerimi aktarıp nasıl bir yol haritası izleyeceğini kendisine soru olarak yönelttim.
Peki, Sayın Dağlı’ya Adana bürokrasisinin içinde bulunduğu durumla ilgili hangi örneği verdim? Dilerseniz onu hemen izah edeyim.
Adana Sağlık İl Müdürlüğü bünyesindeki başkan yardımcılıkları görevlerinin liyakata göre değil, AK Partili milletvekillerinin ve hatırlı kişilerin isteklerine göre dizayn edildiğini söyledim Sayın Dağlı’ya…
Adana İl Sağlık Müdürlüğü Kamu Hastaneleri Hizmetleri Başkan Yardımcısı olan bürokratın ATT (Acil Tıp Teknikeri) kadrolu kişi olduğunu, Sağlık Hizmetleri Başkan Yardımcısının hemşire kadrolu olduğunu, Destek Hizmetleri Başkan Yardımcısının da ebe kadrolu olduğunu belirterek ‘Bunun adıl liyakat mı?’ diye de sordum.
Bu isimlerin belirlenmesinde AK Partili milletvekillerinin etkin olduğunun altını çizdim ve kimlerin hangi isimleri bu kadrolarda görmek adına siyasi nüfuslarını kullandıklarını da örnekleriyle anlatmaya çalıştım.
Sayın Dağlı beni dikkatle dinledi. Ve arkasından daha yeni gelişen bir olayı gündem olması nedeniyle Sayın Dağlı ile paylaştım.
Çukurova Üniversitesi bünyesinde gastronomi bölümünün sözde, yani ‘isim olarak var olduğunu ve öğrenci kaydı almadıklarını’, bu şehrin üniversitede gastronomi bölümü yok iken UNESCO Gatronomi Kenti unvanı almak için çabaladığını ve üniversitedeki bölümün isim üzerinde olup öğrencisi olmadığından Sayın Adana Valisinin bilgilendirilmediğini de yaşanan örnekleriyle anlatmaya çalıştım yeni il başkanına…
Vali beyin yaşadığı şaşkınlığını bizatihi gözlerimle gördüğüm içinde inanın kendi adıma üzüldüm.
Sayın Tamer Dağlı, yanıt kısmına geçip aynen şu cümleleri kullandı şahsıma. “Elbette bu örnekler bu kentte yaşandı ki sizler bana burada nokta atışı yaparak izah ediyorsunuz. Şuna inanın. Ben yeni milletvekili olduğumda benim kardeşim Milli Eğitimde Şube Müdürüydü. Ben yetkili amirlerine benim kardeşim yararlı ise bu görevde kalsın. Değilse kalmasın dedim. Faydalı olmadığını söylediler ve o görevden ayrıldı.
Benim 10 kardeşim var. Bir tane kardeşimi bir bürokratın yanında gördünüz mü? Bir yerde milletvekili olarak benim nüfusumla hareket ettiklerini gördünüz mü? Göremezsiniz. Herkes görevini layığı ile yapacak. Başarılı olmak zorundayız. Sıkıntılı yerler varsa ki bunlara da elbette dokunmak bizim görevimiz. Çünkü biz Sayın Cumhurbaşkanımızın bu ülkeye hizmet etmekteki başarısını daha ileriye taşımak adına bu görevlerde bulunuyoruz. Bana onlarca CV getirilip veriliyor. En az 10 kişiye ulaşarak makam ve mevkii işgal edenlerle ilgili bilgi sahibi oluyorum. Bir basın mensubu olarak sizin ve diğer arkadaşların bu gibi konulardaki bilgileriyle de gerek ben, gerekse de yönetimdeki arkadaşlarımız yakından ilgilenecekler’
Duyarlılığı için Sayın Tamer Dağlı’ya teşekkür ediyorum. Umarım bu kentin bozuk giden tüm sorunlarında kararlı bir duruş sergileyerek milletvekilliğinde gösterdiği başarıyı bu makamda da gösterir. Kendisiyle iftihar ederim hemşerisi olarak.
Konu Adana İl Sağlık Müdürlüğünden açılmış iken Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu’na da buradan seslenmek istiyorum. Sayın Bakan, Adana’daki başkan yardımcılarının CV’lerinden haberiniz var mı?
Bu CV’ye sahip, bu diplomaya sahip idareciler ile Adana’daki yönetim şemasının oluşmasından bakanlığınız ve şahsınız mutlu mu?
Değilse işte şimdi bu yazıdan dolayı haberiniz oldu. Nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz?
Dr. Halil Nacar’ın idareciliğinden sağlık teşkilatını yakından bilen birisi olarak endişem yok. Kendisini de gayretli ve başarılı bulanlardanım. Her zeminde de bunu takdir eder, dile getiririm. Lakin Halil Nacar Beyin başkan yardımcılarını oluştururken elinin bağlı olduğunu bu isimler atanırken de görerek yaşayanlardanım.
AK Parti’nin içindeki etkili ve yetkili isimlerin başkan yardımcılıkları görevlerinin dağılımı sırasında sizden önceki bakanlık yapan sayın bakan döneminde konuya doğrudan müdahil olduklarını, kendilerine yakın isimleri belirli yerlere getirdiklerini görerek yaşayanlardanım.
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu Beyin, özellikle sağlık teşkilatının içinde eleştirme noktasında ayyuka çıkan bu serzenişleri umarım duyarsınız. Umarım müdahil olursunuz.
Sayın Bakanım, hemşire ve ebeyi başkan yardımcısı olarak atamak yasal olabilir ama aynı kurumda görev yapan, o makamlarda olmaları halinde Adana’ya ve Sağlık Bakanlığı’na daha faydalı olacak isimlere haksızlık oluyor. Hatta bağışlayın beni, biraz daha ileriye gidiyorum ama Adana’ya haksızlık oluyor.
Sayın AK Parti İl Başkanı Tamer Dağlı Beye de Adana genelindeki bürokrasinin hantallığını, iş bilmezliğini, halka karşı değil de kendilerini oraya getiren insanlara karşı sorumlu hissedip yöneticiliğini bu istikamette yapan bizim de eleştirdiğimiz bu gibi konularda duyarlı yaklaşımlarda bulunur.
Bu vesile ile kendisine il başkanlığı görevinde yeniden başarılar diliyorum.