Cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanan bir genelge ile kamu kurumlarına yönelik tasarruf tedbirleri kapsamında yasaklar getirildi. Bu uygulama ile kamu kurumları ve yerel yönetimler adeta nefes alamaz duruma geldiler.
Bu kararın alınmasının gerekçeleri vardı elbette. Gerekçeleri doğrultusunda Hükümet özellikle tasarruf düğmesine basarak kaynakları kısıtlayarak bütçenin ayağa kaldırılmasını düşünmüştü.
Gelinen noktada tasarruf tedbirleri amacına ulaştı mı? Bunu sorgulamak gerekiyor.
Tasarruf tedbirleri nedeniyle kurumların eli ve ayağı bağlandı. Adım atamayacak duruma gelindi. Hizmetlerde aksamalar oluşmaya başladı.
Dün AK Partili bir milletvekilimizle görüşüp bu konuda harekete geçmelerinin gerektiğini, tasarruf tedbirlerinin bir şekilde istenilirse delindiğini, iktidara yakın kurumlarda bu yasağın farklı, muhalefete yakın kurumlarda ise daha farklı olarak hayata geçirildiğinden dolayı bazı örnekler verme ihtiyacı duydum.
Sonuçta tasarruf tedbirlerinden dolayı yurttaşında mağdur duruma geldiğini, ticarette bazı erbapların sıkıntı yaşadığını anlatmaya çalıştım.
Sayın milletvekili, tasarruf tedbirlerinin bu yılın sonuna kadar süreceğini düşündüğünü belirtip ‘Bu yıl geçti artık’ dedi.
Tasarruf tedbirlerine uymayanların uyanlara karşı kötü örnek oldukları bir ortamda yaşıyoruz maalesef. Özellikle yerel hizmetleri sunan belediyelerin elini ve kolunu bağlayan bu uygulamadan kanımca Hükümetin vazgeçmek gibi düşüncesi yok.
Ancak bir seçim ortamına gidilirse tedbirlere son verilecek gibime geliyor. O vakit alınacak bir kararla tasarruf tedbirlerinin kaldırılmasının kime ne faydası olacak? Onu da oturup tartışmak gerekiyor.
Hükümetin özellikle yerel yönetimlerin elini güçlendirmesi gerekiyor. Yasaklar ve kısıtlamalar ile hizmetler aksıyor. Bunu bilen iktidar da bana göre ‘Daha çok sıkıntı yaratarak’ bu uygulamalardan siyasi anlamda bir kazanç bekliyor. Ancak Hükümet yetkilileri yerele kadar inip insanları bir dinlese, onların fikirlerini alsa yerel yönetimlere getirilen yasaklar ve uygulamaların halka yansımasının olumsuzluğunu görmüş olsa, sanırım bu tür kararlardan geri adım atar.
Kişisel olarak yerel yönetimlerin elinin güçlendirilmesi gerektiğine inanıyorum. Yerel yönetimler halkına daha kısa zamanda dokunan kurumlardır. Kaldı ki sosyal belediyecilik anlamında yerel yönetimlerin daha kısa zamanda halka dokunduklarını yaptıkları çalışmalarla görüyoruz.
Her şeyi hükümettin bekler olmamak adına, yerel yönetimlerin elinin güçlendirilmesi gerektiğine dair görüşümü buradan bir kez daha dile getirmek durumunda olduğumu belirtmiş olayım.
Hükümetin de artık şu tasarruf tedbiri uygulamasına bir son vermesini canı gönülden bekliyorum. Hakkımızda hayırlısı olsun inşallah…