Tarım ve sanayide ülkemizin önde gelen kentlerinden olan Adana’nın bir diğer özelliği olan turizmi bugüne kadar maalesef tam anlamıyla değerlendiremedik. Bugüne kadar yerel yöneticiler kentin turizmden hak ettiği payı alamamasından yakınır dururlar ancak iş icraata geldi mi araki bulasınız.
Varsa yoksa elimizde tuttuğumuz ve son yıllarda ülke gündemine oturan bu yılda pandemi nedeniyle dijital ortamda yapılan Lezzet Festivali. Peki Adana’nın sadece lezzetleri mi var? Oysa kentimizin M.Ö 3000 yıllarına kadar uzanan geçmişi var. Bu geçmişin içerisinde buram buram tarih kokan değerlerimiz var.
Kültürel değerlerimizin yanında kentimizin içerisinden geçip bir türlü su sporlarında değerlendiremediğiniz Seyhan Nehri var. 40 kilometre uzaklıkta denizimiz var. İlçelerimizdeki kültür ve doğa harikası yerleri yazsam burada satırlar yetmez. Bunların neler olduğunu tahmin ediyorsunuzdur.
Peki biz bunları neden değerlendirip kenti turizmde bir destinasyon haline getirmiyoruz. Geçmişte TÜRSAB Adana BTK ile Kültür ve Turizm Müdürlüğü ortaklaşa destinasyon çalışması yaptı ve rotalar belirlendi. Sadece belirlenmekle kalındı. Geliştirilmesi için kentin yerel yöneticileri yeterli çaba harcamadı. Böyle olunca da turizmde maalesef oldukça gerilerde kaldık. Oysa turizm bacasız sanayi. Bunu en iyi şekilde değerlendirip geliştirirsek kentin ekonomisinin yanı sıra istihdamına önemli ölçüde katkı sağlar.
Yeter ki; buna gönülden el atılsın. Bu yönde gerekli çalışmalar yapılsın karşılığı kısa sürede katbe kat alınır. Tabi bunun için yerel yöneticilerin sektör paydaşlarıyla bir araya gelip buna kafa yorması gerekiyor. Hakikaten turizmde atağa kalkmak için daha ne bekliyoruz?