Bilindiği gibi Covid-19 salgını nedeniyle Adalet Bakanlığı tarafından, adliyelerde acil davalar hariç tüm işlemler 16 Mart tarihi itibariyle durdurulmuştu. Yeni normalle birlikte 3 aylık aranın ardından 16 Haziran da adliyelerde açıldı.
Koronavirüs salgını sebebiyle alınan önlemler ve ticari hayatın önemli ölçüde aksaması, kira ilişkilerinde de önemli sorunlar ortaya çıkardı. Adliyelerin kapalı olduğu dönemde oluşan sorunlar mecburen ötelenmişti.
Bu süre zarfında başta kira olmak üzere işçi ve işveren arasındaki sorunlar ile alacak ve icra konuları adliyelere taşındı. Bunu yeniden açılan adliyelerin önündeki yığılmalardan anlayabiliyoruz.
Özellikle salgın nedeniyle kiralarını ödeyemedikleri için mülk sahipleri ile araları açılan işletmeciler adliyelere akın etti.
Pandemi sürecinde yaşanan kira problemleri dava olarak mahkemelere taşınacak gibi görünüyor.
Adliyeye gitmeden öncede Altınbaş Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Umut Yeniocak, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamasına kulak vermeli.
Yeniocak, açıklamasında 2011’deki Van Depremi’nden sonra verilen bir yargı kararının, bugün birçok kira probleminin çözümü bakımından emsal teşkil edeceğinin altını çizmişti.
Yeniocak “Van depreminden hemen önce, bir işyeri için yüksek bedelli bir kira sözleşmesi imzalayan kiracının, depremden sonra şehirdeki ticari hayatın durma noktasına gelmesi gerekçesiyle, kira bedelinin indirilmesi için mahkemeye başvurması üzerine Yargıtayın, kiracının, deprem sonrası şehirdeki ticari hayatın olağanüstü biçimde yavaşladığı yönündeki iddiaları hakkında bilirkişi raporu alınması gerektiğini, gerçekten bu iddialar doğruysa, kira bedelinde bir miktar indirim yapılması gerektiği yönünde karar’’ verdiğini ve buna benzer başka kararların da olduğunu belirtmişti.
Covid-19 salgını sebebiyle alınan önlemler ve ticari hayatın olağanüstü bir sürece girdiği bugünlerde, zor durumda kalan kiracıların benzer bir savunmayla, bu süreç boyunca kira bedellerinin indirilmesini talep etme imkânlarının olduğunu vurgulayan Yeniocak, yaşadıkları durumu ve indirim taleplerini zaman geçirmeden iş yeri ya da konut sahiplerine yazılı olarak bildirmeleri gerektiğini, işyeri ya da konut sahibinin bu talebi kabul etmemesi durumunda ise, yargıya başvurulması gerektiğini söylemişti.