2020 yılının Mart ayından itibaren sabah akşam yattığımız Koronavirüs belasında alınan önlemler ve aşılama çalışmaları sayesinde vakalar 5 binlere kadar düşmesinin ardından 1 Temmuz itibariyle yeniden normalleşmeye başladık.
Ama ne normalleşme. Yasakların gevşetilmesi ile birlikte ilk önce maskeleri çıkardık ardından sanki 1,5 yılı aşkın süredir hiç zor günler geçirmemişiz gibi birden bire normal hayatımıza döndük. Toplu taşımaya biniyorsun insanlar maskesiz, semt pazarlarına gidiyorsun satıcısından alıcısına kadar hemen hemen herkes maskesiz, kafelere, lokantalara, düğün salonlarına, AVM’lere gidiyorsun yine insanlar maskesiz. Biz böyle davranırsak vakalar elbette patlayacaktı. Nitekim de patladı.
İnsanların maskesini çıkartmalarının yanında AVM’lere girişte yapılan HES kontrolleri adeta rafa kaldırıldı. Kontrol montrol yapılmadan herkes rahatlıkla giriş yapılabiliyor.
Denetim deseniz onlar da hak getire. Durum böyle olunca elbette vakalar patlar. Bırakın 25 binlere dayanmasını önümüzdeki günlerde vakalar 50 binlere dayanırsa şaşırmayacağım. Çünkü gidişat hiçte iyi değil.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve diğer yetkililer o kadar uyarı yapıyor ‘’önlemlerimizi alalım’’ ‘’aşılarımızı mutlaka olalım’’ diye ama bunlar adeta kulak arkası ediliyor. Hem kurallara uymuyoruz hem de ardından mangalda kül bırakmadan konuşuyoruz. ‘’Yok efendim şöyle yapılmalı, yok efendim şu böyle olmalı’’ Tamam belkide söylenenlerde haklılık payı olabilir diyecek lafım yok. Peki önce sen uyuyor musun? Önce buna bir bakmalıyız. Hem kurallara uymuyoruz hem de sağa sola akıl vererek konuşuyoruz. İşte bu olmaz olmamalı da.
Tüm bu olumsuzlukların önüne geçebilmek için bir kere etkin denetim yeniden şart. Ekipleri denetimlerini sıklaştırmalı ve uymayanlar hakkında yasal işlem yapılmalı.
Bir kere aşılarını olmayanlar kesinlikle AVM’lere alınmamalı, toplu taşımaya binmemeli, kafelerde, lokantalara ve düğün salonlarına alınmamalı. Yoksa gidişat hiçte iyi değil.