Belediyeciliğin temel işlevi yol, su, kanalizasyon, park gibi ortak ihtiyaçları karşılamak olsa da gelişen ve değişen şartlar onların görev yüklerini de arttırıp şekillendiriyor.
Siyasetçiler ya da partiler bu değişen şartlara göre tutum geliştiriyor ve hizmet çeşitliliği vaat ederek seçim kazanmaya çalışıyor.
Hayatın olağan akışı bu çerçevede olmakla beraber istisnai durumlar da yaşanmıyor değil.
Hizmet sözü vererek iş başına gelen siyasetçilerin belediyelerin değerleri arazilerine çöktüğüne, oturdukları koltukların kendileri ve birinci dereceden yakınlarına ölçüsüz şekilde servet aktarılmasını sağlayan emme basma tulumba gibi çalıştığı şehrimizde sözü daha fazla uzatmadan dünkü gazetemizin manşetinde yer alan habere getirmek istiyorum.
Adana'nın neredeyse tamamına yakını deprem riski altında. Şehrimizdeki konutların kahır ekseriyeti de iskansız.
Köprülü mahallesinin şehrimizin diğer mahallelerinin hiç birinden ne bir eksik ne bir fazlası yokken, 2013 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla afet riskli bölge ilan edildi.
Bu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın izni olmadan tek çivi çakılamayacağı demekti.
Ne gariptir ki bu karara işleri güçleri imar, imar rantıyla zenginleşmek olan Belediye başkanları, Meclis üyeleri ve bürokratlarından ses çıkaran olmadı.
Durumu şimdi anlıyoruz ki Köprülü mahallesinin rantı Ankara'ya düşmüş!
Ne Büyük Şehir ne de Yüreğir Belediyesi bırakın orada yaşayan vatandaşların hak ve hukukunu koruyacak bir girişimde bulunarak bu Ankara'dan yapılacak rant paylaşımına itiraz etmeyi, tam aksine onların işlerini kolaylaştırarak bu kararla mağdur olan, yurdu yuvası bir avuç rantiyeye peşkeş çekilenlere (en başta sessiz kalarak) yardım ediyorlar.
Sözü uzatmamak ve ileride bu konuyu tekrar gündeme getirmek kaydıyla bağlarsam;
Başta Yüreğir Belediye Başkanı Ak Partili Fatih Kocaispir ile Büyük Şehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar el ele vererek Köprülü mahallesindeki vatandaşların hak ve hukuunu korumak için bir an önce harekete geçmeliler.
Yapılacak şey, onların değerli arsalarının rantını Ankara'daki müteahhitlere peşkeş çektirmeyi engelleyecek şekilde anılan bölgenin afet riskli bölge kararının iptal edilmesini ve dönüşüm yapılacaksa bunun oradaki vatandaşların rızası ile yapılmasını sağlamak olmalı.
Bu görev aynı partiden olması hasebiyle sözü daha çok dinlenecek olan Fatih Kocaispir'e düşüyor.
Burası kangrene dönüşürse en çok sıkıntıyı da o çeker...