Bilimin, birliklerin kapatılması, fabrikaların satılması, Ziraat Bankasının üreticiyi desteklemekten vazgeçmesi sonucu tarımın tasfiye edilerek yabancı çiftçi/üreticinin mallarının ülkeye gümrüksüz olarak girmesi ile çocuklarının geleceğini artık köyde bulamayacak olan çiftçinin büyük şehirlere göç etmesinin kaçınılmaz olacağı gerçeği arasındaki bağlantıyı ortaya çıkarmaması mümkün mü?
Yapay zeka bilinç kazanabilir mi kazanamaz mı diye tartışılıyor ya; olur da kazanacak olursa, 1 litre sütün 20 lira olmasına karşı çözümü temiz sıcak para bulmak olan abuk ideolojik ezberlere bilimi kalkan yapmaya çalışanları, 'Sen bizimle dalga mı geçiyorsun kardeşim' diyerek oklavayla kovalayan makineler görmemiz işten bile değil...
Hadi makro politikaları geçtik, en azından şehirlerimizi, ideolojik ya da 'duygusal' sebeplerle aday gösterilen ve her şeyin en iyisini kendileri bildiği için seçildikleri yeri yaşanamaz hale getiren Belediye Başkanları yerine yapay zekâ yönetseydi, bütün alt ve üstyapı sorunları çözülmüş, trafiği yağ gibi akan, pırıl pırıl tertemiz şehirlerde mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşıyor olurduk.
Sonuç olarak, ülkemizde, sıcak para politikalarının esiri mevcut muhalefet partileri yerine, yapay zekâ iktidar mücadelesi yapıyor olsaydı, kesin olarak diyebiliriz ki bu saate kadar çarptığı duvarlar sonucu neyi yapması ve neyi yapmaması gerektiğini öğrenmiş ve iktidara gelmiş olurdu.
Çünkü; yapay zeka algoritması; mantık, fizik ve matematiğin önderliğinde çarptığı duvarlardan ders çıkarmasını bildiği için, vizyon toplantısında, hem sıcak paraya muhtaçlığın altını çizip hem de bağımsız kalkınma örnekleri yaratacağını vaaz etmezdi. Kampanyasının merkezine siyasetsiz bir siyaseti koyup, bir grup teknokratı da bunun nişanesi olarak öne sürmek ne mi peki?
Velhasılı, bu zincirin kırılamayan halkalarından eski bir Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi, sanıyorum mesaj alınmıştır.
Bu bağımlılık zinciri kırılabilir ve kırılmalı da. Mevcut değerler bütünü dışına çıkamayan, başka bir gelecek tahayyülü yap(a)mayan, buna cesaret edemeyen siyasetin zamanı çoktan geçti. Çarpılan duvarlardan ders çıkaramayanların sonu belli de, biz sonrasında ne yapacağız, bunu konuşma zamanı.