Dünyanın en güzel iklimine sahip bölgedir Çukurova. Tarım açısından kaliteli toprak yapısı, iklim koşulları ve bir mevsimde iki ürünü alma imkânının olduğu bölgenin adıdır Çukurova.
Birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. İnsanlar ekip biçip geçimlerini sağlayarak mutlu yaşam sürmüştür bu topraklar üzerinde.
Bu coğrafya verimlidir, insanı mutlu eder. Her ürünün yetişebileceği kaliteli alanlara sahip olduğumuz bu topraklarda tarımda sürdürülebilirlik adına neler yapıyoruz? Neler yapmalıyız?
Bu sorunun yanıtını aramak gerekir ise, tarımda verimliliği artırmak, toprağı ve doğal tarım kaynaklarını korumak, çiftçinin yaşam kalitesini yükseltmek, en önemli olanı da hızla artan Dünya nüfusunun ihtiyacı olan yeterli ve kaliteli gıda maddesini temin ederek gıda ve besin güvenliğini sağlamak, tarımda sürdürülebilirliğin temel kavramlarıdır.
Bunları başarabiliyor muyuz? Ne kadar başardık? Başarmak adına ne gibi çalışmalar yapılıyor? Devlet bu konuda ne yapıyor? Çiftçinin katkısı nedir?
İnsanların beslenmesi ve gıda güvenliğinin sağlanması gerekir. Açlık dünyayı kasıp kavurmaya başladı. En fazla etkilenen kesim ise iyi beslenemeyen çocuklarımız oluyor.
Türk tarımında doğru tarım koşullarını gerçekleştirerek üretim yapmak gerekiyor. Toprak analizi, gübreleme, sulama, üretimin sonucu oluşan ürünün değer bulması ve pazarlanması, bütün bunlar Türk tarımının temel sorunları. Artan maliyet artışlarını da unutmamak gerekiyor.
Hükümetler bunlara karşı kendi imkânlarıyla seferberlik ilan ediyorlar. Uygulamada aksaklıklar oluyor elbette. Doğru ve dengeli gübreleme yapmanın araştırmalarının yapılmasının ardından üretimdeki artışın gözlenmesi, sulamada yapılacak doğru yöntemler ile masrafların kısılması ve suyun araya gitmemesi temin edilerek son yıllarda önemli mesafeler kat edildi.
Dünyada tarımla hayatını sürdüren yaklaşık 1,5 milyar kişi bulunmaktadır. Bunların %70’i, bir veya iki hektarlık tarlalarda ekim yapan küçük çiftçilerdir. Bu kesim, dünyadaki gıda tedarikinin temel unsuru olmakla birlikte yaşamını güçlükle sürdürmekte ve zor koşullar altında çalışmaktadır. Bitki besin maddeleri, küçük çiftçileri daha üretken hale getirebilmek ve refah seviyelerini artırarak, bulundukları yerden ekonomiye daha fazla katkıda bulunmalarını sağlamak açısından elzemdir.
Ülkemizde son dönemlerde küçük arazilerde daha fazla ve kaliteli ürün alma adına seracılık yöntemine başvurulmuş olsa da yine de büyük alanlarda açık tarım yapılmaktadır. Çiftçinin huzur ve mutluluğunun temin edilerek para kazanmasını sağlar isek üretim artar, kalite artar. Çiftçinin ürettiği ürünün değerini önceden bilerek ekimini bu şekilde yapmalarını temin etmek doğru olan yöntemdir.
Bu nedenle tarım politikalarında çiftçiyi destekleyen uygulamalara imza atmak demek Türk tarımının kalkınması demektir. Eldekini avuçtakini toprağa yatıran çiftçi, mahsulü çıkınca borcunu ödemeli, para kazanmalı, rızkını temin etmelidir.
Kara kara düşünmemelidir. Sürdürülebilir tarım yapmak da çiftçinin lehinedir.