Son dönemlerde işlenen suçlara ve bu suçlara karışanlara dikkatle baktığımızda gençlerin oranının artması aslında bizleri biraz ürkütmeli diye düşünüyorum.
Türk gençlerinin suça karışma oranlarındaki artış sadece ülkemizdeki gençlerde yaşanmıyor. Ülke dışında yaşayan gençlerimizde de bu artışın olduğunu biliyoruz.
Fransa’da, Uzak Doğu ülkelerinde yapılan araştırmaları incelediğimizde Türk çocuklarının suç oranının artışı kendi başına ‘Türk gençleri’ suç oranı diye kategorilendirilip artık ayrı bir sınıf olarak belirlenmiş.
Size bir araştırmadan örnek vereceğim.
Fransa’daki Türkiyeli sayısı 600 bin civarında. Toplumsal araştırmalarda, Türkiyeli göçmenler yıllarca Uzak Doğulularla, özellikle Çinlilerle beraber, kendi içine en kapalı toplum olarak ortaya çıkıyordu. Ne var ki, ister büyük Paris’te yaşayan 100 bini aşkın Türkiyeli, ister yoğunlukla yaşadıkları diğer bölgelerdekiler, yasalara saygılı, kendi sorunlarını kendi arasında çözen ve istihdam sorunu en az yaşayanlar arasında bulunuyorlardı.
Türkiye’de yapılan araştırmalarda okuyan ve yazan gençler başta olmak üzere işsizlik nedeniyle çeşitli psikolojik ortamlara giren gençlerin suç işleme eğilimlerinin arttığı resmi araştırmalarda ortaya çıkıyor.
En fazla suç işleme oranının olduğu yaş grubu 15 ile 24 yaş grubunda görülüyor. Bunun da elbette çeşitli gerekçeleri var. Yaş ilerledikçe suç işleme oranı düşüyor. Bunu da tahlil eden konunun uzmanları 9 yıl gibi bir sürede 860 bin gencin ve çocuk denilecek yaştakilerin suça sürüklendikleri gerçeği ile karşılaştılar.
Cezaevlerinin de bu anlamda gençlerle dolup taştıklarını söyleyebiliriz.
Yapılan araştırmalarda suça karışan gençlerin neden suç ortamına girdikleri tahlil edilmiş. Örf, adet, gelenek ve görenek yüzünden, ekonomik kaygılar, ahlaki değerler, uyuşturucu gibi temel etkenlerin ön plana çıktığını da görmüşler. Ülkesinde en fazla genç tutuklu bulunan ülkeleri sıralamış olsak Türkiye şeref kürsüsüne çıkar.
Toplum olarak da suça itilmiş olan çocukların durumuna bakarak bu konuda iyileştirmelerin acilen yapılmasını sağlamalıyız.
Cezai müeyyideler ve alınan kararların kararlılıkla uygulanmaları noktasında da ciddi olunması, çocukların ve gençlerin suça itilme ortamlarından daha huzurlu ve rahat ortamlara çekilmesi, onlara her konuda desteğin verilmesi gerekiyor.
Son yıllarda Adana Bakanlığı özellikle bu gibi önemli alt başlıkları belirleyerek diğer bakanlıklarla da koordine içine girip çalışma yapıyorlar. Umarım gençlerimizi bu tür ciddi ve ileride başlarına her şekilde sorun yaratacak olan konulardan uzak tutulur. Bu anlamda çalışmalar da meyvelerini verir.
Suç işleme yaşının 12’lere kadar düştüğüne dair endişeleriyle yaptıkları araştırmaları paylaşan bilim adamları, getirdikleri çözüm önerilerinin de acilen kanunlaştırılıp hayata geçirilmesini talep ediyorlar.
Elbette bunlar birden olmuyor. Zaman alıyor.
O yaştaki gençleri suça iten nedenlerin sorun olmaktan çıkarılıp sorunları çözersek sanırım sıkıntıyı da çözmüş oluruz.
Siz siz olun gençler olarak suça karışmayın ve suça karışma ortamından uzak durun.
Huzurlu günler dileğiyle.