Bereketli topraklara sahip olan Çukurova’nın çiftçisinin, üreticisinin zor koşullar altında mesleklerini yerine getirmeye çalıştıklarını her fırsatta dile getiriyoruz. Artan maliyetler karşısında tutunacak dalları kalmayan üreticinin yaşadıkları sıkıntıları yetkililerimize iletmeye çalışıyoruz.
Mart ayı Çukurova için önemli bir aydır. Mart ayında pamuklar ekilir, pamuğun yanında başkaca ürünlerinde ekildiği aydır Mart ayı. Dolayısıyla masrafların attığı ay olarak bilinir bu ay.
Ocak ayını bitirip Şubat ayına girmek üzereyiz. Dolayısıyla bir ay sonra Çukurova çiftçisi için zor günler başlıyor.
Her daim söylediğimiz gibi artan gübre ve tohum fiyatları, mazota yapılan peryodik zamlar çiftçinin belini büktü. Firmalar vadesiz ürün satmıyor ve çiftçinin alım gücü ise hiç yok… Yani koşullar çok kötü durumda.
Sadece pamuk ekilmeyecek elbette. Karpuz, kavun, domates, mısır, soya gibi ürünler de ekilecek. Şu kur fiyatlarının yüzünden gübre spekülatörleri zam üstüne zam yaptılar. Avrupa’da getirmedikleri gübreyi Ön Asya ülkelerinden temin ederek zam yapıp kur fiyatlarını da gerekçe göstererek çiftçileri adeta sömürdüler.
Önümüzdeki dönemde çiftçi ürün ekemez ise ki ekemeyecekler. Durum onu gösteriyor. O vakit ürün fiyatları çok yükselecek ve gıdaya erişimde sıkıntılar çekilecek. Bu kez de gıda sorunu oluşacak. Böyle de bir tehlike kapıda…
Tüccar yani çiftçiye gübre, tohum ve diğer girdileri temin edenler ellerine hesap makinesini alıp kur fiyatları üzerinden yaptıkları zamları, faizleri de ekleyerek vadeli ürünü nazlanarak vermeye çalışıyorlar. Yani çiftçiyi resmen boğuyorlar. Destekler de kar etmedi…
Gıdaya erişim zorlaşırsa bizi nasıl bir tehlikenin beklediğini az çok kestirebiliyorsunuz. Yukarıda dilim döndüğünce izah ettiğim üzere tohum, zirai ilaç, elektrik ve mazot, işçilik derken alıp başını giden girdi maliyetlerinin aşağıya doğru çekilmesi de pek mümkün gözükmüyor. Yani tehlikenin ilk sinyallerini almaya başladık. Bu sinyallerin sonunda kıtlık, açlık gelir. Aman dikkat diyorum.
Ülkemizin böyle bir tehlike ile karşı karşıya kalmaması adına yetkililerimizin acilen önlemlerini almalarında yarar var diyorum. Üretici neyi bekliyor?
Üretici, bir umutla fiyatların düşmesini bekliyor. Aksi halde parası olan üretici ekim yapacak. Parası olmayan tarlasını ekemeyecek. Tarla boş kalacak. Tarlaların ekilmemesi demek bir sonraki yıl için gıdaya erişimde zorluğun çekilmesi demektir. Bu da acil önlemleri gerektiren asıl nedendir. İlk olarak nakit destek paketlerinin açıklanması ve ekim dönemi olan Mart ayından önce bu kararın alınarak hayata geçirilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Çiftçi, ekeceği tarlanın toplam maliyetini hesaplıyor. Ürün sonrasında ele geçecek olan parayla mukayese edince para kazanamayacağını görüyor ve ekimden vaz geçiyor. Altın kadar kıymetli olan tarlalarımızın durumu maalesef bu…
Sözün özü, Mart ayı dert ayı… Bu dert ayı yaklaşıyor. Alınması gereken önlemler konusunda uyarımızı yetkililere ulaşmak adına izah etmeye çalışıyoruz. Vakit geçmeden tarlaların boş kalmaması adına, elinde hesap makinesi olup kuru hesap eden, faizleri bindiren satıcıların da varlığını dikkate alarak nakti yardımların yapılması adına harekete geçilmesini önermiş olalım. Yetkililerin de bu önerimizi değerlendirmelerini kendilerinden hassaten rica edelim.