Tarımla, toprakla uğraşmak artık çok zorlaştı. Maliyet hesabı yapınca tarımdan uzaklaşır oldu insanlar. Dün ektiğini bugün ekemez, dün satın aldığı fiyata mazotunu, gübresini, ilacını satın alamaz oldu. Dolayısıyla çiftçi tarım toprağını terk etmek durumunda kalıyor.
Böylesi bir ortamda su seviyeleri de düşünce sulama sıkıntısı başladı Çukurova’da. Barajlardaki su seviyeleri düştü. Çakma su yöntemiyle temin edilen suyun maliyeti arttı. Çiftçi kapalı ve damlama sulama sistemine geçince de maliyet arttı ve altından kalkılmaz elektrik faturaları ile karşı karşıya kaldılar.
Pamuk, mısır, ayçiçeği, soya fasulyesi gibi ürünleri terk etmeye başlayan Çukurova çiftçisi, tarım topraklarını kiraya vererek düşük kira fiyatlarıyla geçimini temin etmek zorunda kaldı.
Gelecekte en kıymetli değerlerden birisi olacak olan suyu iyi kullanmak gerekiyor. Bu nedenle kanaletlerden gönderilen su artık boşa akmıyor. Özellikle sulama günleri belirlenip suyun boşa akmasının önüne geçiliyor. Çünkü barajlarda su seviyeleri yüzde 60 oranında geçen yıla göre azalış gösteriyor.
Kapalı ve damlama sulama sistemine geçen çiftçinin dönüm başına yaptığı masraf hesap edilirse altından kalkılamaz duruma gelindiği gözlenir. Her yıl ürettiği ürüne yapılan fiyat artışı masrafları karşılamayacak duruma gelince üretici elindekini avcundakini tarlaya harcayıp icralarla uğraşıyor, kara kara düşünüyor.
Hasat döneminde çoluğunu çocuğunu evlendiren çiftçilere artık az rastlar olduk. Evini tamir ettiren, ev yaptıran üretici hemen hemen kalmadı etrafımızda. Tarımsal faaliyetlerde kullanılan baraj suyunun yüzde 60 oranına varacak bir şekilde düştüğü Kozan’da özellikle narenciye bahçelerine sahip insanlar maliyetleri yüksek olan sulama ile bu yıl rekoltenin de düşük olacağından dolayı telaş içindeler.
Hurma ve nar eken üreticileri de sıkıntı bastı. Arazilerini sezona hazırlayamaz duruma geldiler üreticiler. Su yetmezliği, maliyet artışları, ürünlerinin para etmemesi gibi birçok sorun üst üste konulunca altından kalkılmaz oldu.
Oysaki verilere bakacak olursak Türkiye’de tarımda kalkınma söz konusu. Sahada ise bunu görmek pek mümkün olmuyor. Tarım ürünlerinin ithal edilmesi de ayrıca bir sıkıntı sebebi. Nasıl oluyor da yılda yüzde yüz oranında gübre fiyatları artabiliyor? Bunu hala anlamış değiliz.
Tarım arazilerinin miras yöntemiyle küçülüyor olması da tarımın günden güne kötüye gitmesinde birinci etken. Toplulaştırma çalışmaları ile bu sorunun ortadan kalkması adına Hükümet adım attı ve aslında iyi de etti. Başarılı bir çalışma. Takdirle karşılamak gerekiyor.
Tarımın tarımdan anlayan kişiler tarafından yönetilmesi gerekiyor. Yakın zamanda çiftçinin isyanı vardı. Sulama konusunda alınan kararlarda çiftçilerin yok sayılması eleştiriliyordu. Bürokrasinin eline bırakır iseniz Türk tarımını, onlar deneme yanılma yöntemiyle siz çok ama çok uğraştırır.
Bu nedenle Türkiye çiftçisinin sorunlarına acil çözüm üretilecek eylem planlarına ihtiyaç var. Bunlardan bir tanesi de sulama konusu. Su sıkıntısın çözüm yollarının üreticilere iyi anlatılıp izah edilmesi gerekiyor. Yoksa gelecekte susuzluktan herkes yanıp kavrulacak…
Ürününüz bol olsun, bereketli olsun…